14//Rahatlamak İçin Ağlamak

2.4K 348 80
                                    

 İyi geceler hepinize👐

Yayınlama konusunda tereddütlüydüm ve yarın tamamen baştan yazmayı düşünüyordum ama yeniden okuduğumda düşündüğüm kadar kötü olmadığını fark ettim✌

Bu yüzdeeen Jeongguk ile ilklerini yaşayacak Taehyung'un açılış partisine hepiniz hoş geldiniz.

İyi okumalar dilerim~~

...........

   "Gitmesen olmaz mı?" Yeonjun birkaç dakika önce abisi tarafından toplanmış yataklarında oturuyordu. Bağdaş kurduğu bacaklarının üstüne bıraktığı elleri sürekli birbirleriyle oynarken, çekingen bakışları da dolaptan eline gelen ilk şeyi üstüne geçiren abisinin üstündeydi. Dakikalardır olduğu gibi, aynı cümleyi tekrar ettiğinde, kafasından kalın, siyah bir kazağı geçiren abisi, kazağın eteklerini düzeltirken ofladı. "Yeonjun, sana benimle gelmek ister misin diye sordum öyle değil mi?" Küçük çocuk hızlı hızlı başını salladı. Böylece abisi altındaki eşofmanı çıkartırken devam etti. "Sen de gelmek istemediğini söyledin?" kardeşi yeniden başını salladığında, Taehyung kot pantolonunu giydikten sonra uzanıp onun saçlarını karıştırdı. 

"Sırf gelmek istemiyorsun diye benim gitmemi de engelleyemezsin. Hem, ben gelene kadar Sohee Teyze ile çok eğleneceğinize eminim." Yeonjun bir adım ötesinde, ayakta olduğu için gözüne daha uzun gelen abisine bakarken, parmaklarını onun kazağına sardı. Sonra başını kahverengi saçlarının abisinin göğsünde dağılmasını sağlayarak önündeki göğse yasladı. Taehyung küçük kardeşinin anne ve babalarının kavgalarına ne zaman şahit olsalar duygusallaştığını biliyor, gitmesini istememe sebebini de anlıyordu ama bu sefer işler farklıydı. Çok sık olmayan bir şekilde, bu sefer saatlerce kardeşi kucağındayken ona hikayeler anlatabilecek, onu teselli edecek cümleler söyleyebilecek psikolojide hissetmiyordu kendini. 

Kimsenin onu görmeyeceği, duymayacağı bir yer bulsa, saatlerce ağlar gibiydi. 

Yine de, dolup taştığını ona kısa kollarını dolayan kardeşine belli etmemek için dişlerini sıkıp gözlerini kapattı. Parmakları annesininki gibi kahverengi olan saçlara çıktı, nazikçe okşadı tutamlarını. Yeonjun göğsüne sığınmışken iç çekip, "Yalnız kalmak istemiyorum abiciğim..." diye fısıldadı. Taehyung geri çekilmeye çalışsa, kardeşinin onu bırakmayacağını biliyordu. Bu yüzden yerinden kıpırdamadı. "Özür dilerim, yalnızca iki saat. Yalnızca iki saat ver bana, tamam mı?" Yeonjun saçları kazağına sürtünüp elektriklenirken başını iki yana salladı, bedenine doladığı kolları da bu sırada sıkılaşmıştı. 

"Geri döndüğümde, Sohee Teyzenin televizyonundan çizgi film izleriz." Küçük kardeşi başını hafifçe geriye çekip gözlerine baktı. Kahverengi gözlerinin doldu dolacak gibi duran hali, Taehyung'u bulunduğu ruh halinde, daha da diplere çekiyordu sanki. Son bir çabayla, saçlarındaki ellerini yüzüne indirerek tombul yanaklarına sardı. "Sana söz veriyorum. İki saat sonra geri geleceğim." Kardeşi, sonunda başını sallayıp bakışlarını kaçırdı. Ne derse desin abisinin gideceğini anlamıştı. Abisinin onunla kalmak yerine Jeongguk Hyung'una gidiyor olması, biraz canını sıkıyor olsa bile, yanağında hissettiği yumuşak dudaklarla, bunu düşünmeyi bıraktı.

Yeonjun'un kabullenmesinden sonra, Taehyung akmak üzere olan göz yaşlarını kardeşine arkasını dönüp sildi. Çalışma masasının üstüne bıraktığı karton kutunun kapağını hafif hafif titreyen parmaklarına aldırmadan aralayıp, koyu kahverengi botları, içlerinden çıkarttı. Botların altını çevirip numaralarına baktığında, babasının bir üst numara derken, şimdi kullandığı numarayı aldığını görmüş, ayakkabı numarasını yanlış bilmesini alayla gülerek karşılamıştı. Beklenmedik bir şey değildi. 

little followerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin