Günaydın👋🏻👋🏻👋🏻
Bir şey soracağım, öğleden sonra daha mı aktif oluyorsunuz? Geçen gün o saatlerde bölüm attığımda daha çok yorum geldiğini fark ettim ve dedim ki yoksaa🤔🤔
Eğer öğleden sonra değilse bile hangi saatlerde müait olduğunu söylerseniz sevinirim. O saatlerde atarım bölümü böylece👉🏻👈🏻
İyi okumalar dilerim~~~
..............
Yeniden bir kış günüydü. Her yıl o vakitlerde olduğu gibi havalar soğuk, insanlar sıcak evlerine mahkumdu. Kar yağmıyor ancak yine de ayaz insanları dışarıdan uzak tutacak kadar soğuk yapıyordu şehri. Hele de gece saatleri olunca, sokakta bir tek insan bile kalmıyordu. Sanki sokak hayvanları bile kendi inlerine çekiliyorlardı. Şu anda da öyle bir geceydi. Sokakta kimsecikler yoktu ve Jeonların evinde bir kalabalık hakimdi.
İşin özünde, bugün önemli bir gündü. Özellikle Kim Taehyung için. Çünkü Kim Taehyung, daima aralık ayının sıradan günleri yerine koyduğu bu günde, yirmi yaşına basıyordu. Artık bir reşitti ve bu pek çok şeyi onun açısından daha kolay bir hale getirecekti. Resmi olarak annesine bağlı gözükmesine gerek yoktu. Kendi hayatını kurabilir, bağımsız bir birey olarak istediği her şeyi yapabilirdi.
Her ne kadar birden fazla getirisi olsa da bu günün kendisine, o yine de kutlama işine pek sıcak bakmamıştı ilk başta. Hiçbir zaman doğum günlerini kutlamazdı. Küçükken birkaç defa kendisine marketten aldığı küçük kekler ve mumlarla kutladığı olmuştu ama o kadardı işte. Bir andan sonra bir önemi olmadıklarına kanaat getirmişti. Neredeyse doğum gününün hangi gün olduğunu bile unutacaktı. Tabi, Jeongguk buna izin vermemişti. Tanıştıklarından beri bir şekilde ne yapıp ediyor ve bu günü diğerlerinden daha farklı yapıyordu.
Bir keresinde ona kışın soğuğunda kendisine benzetmeye çalıştığı bir kardan adam yapmıştı. Sürpriz olması için de kimseden yardım almamıştı. Taehyung gördüğünde gerçekten çok beğenmişti ancak Jeongguk'un o günden sonra bir hafta hasta yatağında yattığını unutamıyordu. Çok kızmıştı ona kendisini soğukta saatlerce durup hasta ettiği için. Yine de, o kardan adamın yeri kendisinde hep ayrı kalacaktı.
Bir başka seferinde, bir sohbetlerinde dalgayla karışık söylediği gibi ona kendi portresini yapboz haline getirtip vermişti. Taehyung hediye paketini açtığında bir poşet yapboz parçasıyla karşılaştığı an anlamıştı her şeyi ve kahkahalarla gülmüştü bu hediyeye. Jeongguk da karşısında sırıtıp doğum günün kutlu olsun demişti. Sonra birlikte yapbozu yapmaya oturmuş, yavaş yavaş Jeongguk'un yüzü mukavvanın üzerinde şekillenirken gülüp durmuşlardı. Taehyung o mukavvanın üzerindeki küçük olanın zafer işareti yaparak gülümsediği bir fotoğraftan oluşturulmuş yapbozu hala saklıyordu. Duvarına asmamıştı ama arada bakıp gülümsediği de bir gerçekti.
Bundan bir önceki yıl ise, Jeongguk bütün çabalarıyla kendi başına Taehyung'a en sevdiği yemeği ve tatlıyı hazırlamaya çalışmıştı. Bu amaç uğruna Yeonjun'dan yedek anahtarı araklamasını bile istemişti. O doğum gününde, Jeongguk'un özel çabasıyla Taehyung'un evinde yalnızdılar. Jeongguk yemek işinde o kadar da iyi değildi. Taehyung ile kıyaslanırsa yemek yapıyor bile sayılmazdı ama o gün, çok hevesli olmasından mıdır bilinmez gayet de güzel olmuştu hazırladığı tüm o şeyler. Babası Yeonjun'u on birde eve geri bırakana kadar birlikte sohbet edip film izlemiş, küçük çapta bir kutlama yapmışlardı.
Bu yıl ise, yalnız başlarına kutlama imkanına pek sahip değillerdi. Zira, bu seferki doğum günü bir ara doğum günü değildi. Taehyung'un yirminci yaşıydı ve birlikte kutlamaları gerekiyordu. Ailecek, herkes bir aradayken. Şu anda da herkes bir aradaydı. Taehyung, Sungmin ve Yeonjun oturup bir yandan sohbet edip bir yandan da gelecek olan pastayı beklerken, ortamda huzurlu bir hava hakimdi. Dışarıda esen çetin rüzgara ve kapalı gökyüzüne rağmen içerisi sanki apaydınlıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little follower
FanfictionKim Taehyung sorunlu aile ilişkileri ve bakmak zorunda olduğu küçük kardeşi ile hayattan en büyük tokadı erkenden yiyen bir gençti. Jeon Jeongguk ise mükemmel ailesi ve yolunda giden hayatıyla yalnızca meraklı küçük bir çocuktu. Jeongguk'un her gü...