İki gün👌
Uzun ve taekook dolu bir bölünle geldim, umarım seversiniz. Çünkü ben bu bölümü çoook sevdim😊😊
İyi okumalar dilerim~
.........
Jeon'ların evinde, her hafta sonu olduğu gibi büyük bir cümbüş hakimdi. Alt kattaki mutfakta Ya Eun'un fırına vermek üzere elinde şekil verdiği kurabiyeler, iki yanında oturan çocuklar tarafından büyük bir dikkatle gözlemleniyor, o yaptığı kurabiyeyi tepsiye yerleştirir yerleştirmez, iki küçük çocukta ellerindeki hamura aynı şekli vermek üzere harekete geçiyordu. Jeongguk annesi çok sık kurabiye yapmasına rağmen, daha önce ona yardım ederken hiç bu kadar eğlendiğini hatırlamıyordu. mutfak masasının baş köşesinde, onun hemen çaprazında oturan Hyung'una balık şekli verdiği kurabiyeyi gösterirken, "Hyung, balığım nasıl olmuş?!" diye hevesle sormuş, Bayan Jeon gibi mükemmel şekli vermekte ustalaşan genç çocuk ise elindeki hamura şekil verirken, "Çok güzel olmuş Jeongguk-ie!" demişti ona karşılık olarak. Böylece Jeongguk elindeki şişko bir balığa benzeyen hamurunu özenle tepsiye yerleştirdi. Annesi ve Hyung'unun kurabiyeleri arasında onunki epey garip duruyordu ancak, bunu umursamadı. Onun yerine uzanıp derin bir kabın içinde duran hamurdan bir parça daha aldı ve başka bir hayvan yapmak üzere işe koyuldu.
Masanın bir diğer ucunda ise, Ya Eun birkaç gün önce ziyarete gittiği, ancak evlerinden neredeyse kovularak çıkartıldığı çocuğun küçük parmakları arasında yuvarladığı kurabiyeyi izliyordu. Neredeyse avcunu tamamen kaplayan hamuru dilini hafifçe dışarı çıkartmış bir şekilde yuvarlarken Yeonjun, fazla sevimliydi. Geçen birkaç saniyenin ardından henüz tamamen düzgün bir yuvarlak yapamamasına rağmen, dudaklarını büzüp hamuru genç kadına uzattıktan sonra, "Kollarım çok yoruldu Ya Eun teyze!" diye söylenmesiyle ise, Ya Eun onu göğsüne çekerek sıkıca sarmak istedi. Kendisinin fazla şefkatinden midir bilinmez, yalnızca birkaç ayda bile Yeonjun'u kendi oğlu yerine koymaya başlamıştı bile.
Küçük çocuğun ellerinin arasındaki yamuk yumuk hamuru alırken, "İstersen sen de Jeongguk Hyung'un gibi hayvan şekilleri verebilirsin. Hem böylece ellerinde acımamış olur, ne dersin?" demiş, Yeonjun'un oturduğu sandalyeden hafifçe doğrularak abisiyle gülerek hamura şekil veren büyüğüne bakmasına sebep olmuştu. Yeonjun onların birlikte zürafa şekli verdikleri hamura bir süre baktı, sonra ise yanında ona gülümseyen kadına hafifçe bedenini çevirdi. "Ama ben zürafa yapmak istemiyorum, ben kedi yapmak istiyorum! Sen de bana yardım eder misin?" Ya Eun onun hamurunu yuvarlak yapıp tepsiye yerleştirdikten sonra, küçük çocuk için büyük bir hamur parçası eline aldı. Ardından ikisinin önüne koydu. "Peki, kedinin neresinden başlamak istersin?" Yeonjun elini hamura götürüp bir parçayı kopartırken, "Önce kulaklarını yapalım!" dedi ve Ya Eun onun üçgen şekli vermeye çalıştığı hamuru izlerken sessizce güldü.
Bu sırada yaptığı üçüncü hayvan şekilli kurabiyeye tavşan şekli vermeye çalışan Jeongguk, zor durumdaydı. Bir kendi yaptığı garip tavşana, bir de Hyung'unun ona göstermek için acemice yaptığı tavşana bakıyor, omuzları çökerken dudaklarını büzüyordu. "Hyung..." dedi önündeki hamura tavşan şekli vermeye çalıştığı için dikkati dağınık olan Taehyung'a doğru. Onun kısık sesini duyan Taehyung, onu dinlediğini belli etmek için bir mırıltı çıkartsa da, gözleri de dikkati de hala kulaklarını yaptığı tavşandaydı. Jeongguk istediği ilgiyi alamadığını fark edince dudaklarını daha fazla büzdü. Annesinin büyüklerine saygılı davranmalısın başlıklı öğütlerini unuttu ve evleri sıcak olduğu için dizlerine kadar ancak gelen şortlu pijamasıyla sarılmış ince bacağını onun dizlerinin üstüne doğru uzattı. Onu eve bıraktığı günden beri yeniden çıkmak istediği kucağa diğer bacağını yere bastırarak tırmanmaya çalıştığında, sonunda Taehyung'un dikkati ona doğru dönmüş ve, "Gguk, ne yapmaya çalışıyorsun?" diye gülerek soruşunu duymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little follower
FanfictionKim Taehyung sorunlu aile ilişkileri ve bakmak zorunda olduğu küçük kardeşi ile hayattan en büyük tokadı erkenden yiyen bir gençti. Jeon Jeongguk ise mükemmel ailesi ve yolunda giden hayatıyla yalnızca meraklı küçük bir çocuktu. Jeongguk'un her gü...