Bölüm notu bulamadım bu kısmı atlayarak devam edin dknxkxnfj
İki tane de olsa yorum gelse hiç fena olmaz hani ama siz bilirsiniz tabi👉👈
.........
İlk seferkinden bir hafta sonra, Taehyung yeniden kendisinde garip ve anlaşılmaz hisler doğuran evin kapısının önündeydi. Lacivert bir bandanayla alnından çekilmiş saçlarının sağladığı açık görüş alanından, çekingen bakışlarla kararan havada bile mükemmel görünen evin bahçesine bakıyordu.
Kapıyı çalmalıydı. Geldiğini belirtmeli ve ardından hoş yemek kokularının yükseldiği çelik kapıyı siyah birkaç yüzüğün süslediği yumruğuyla çalmalı, sıkı sıkıya elinden tuttuğu kardeşiyle birlikte onlara kapıyı açacak olan Bayan Jeon'a kibar bir gülümseme vermeli, bu geceyi hiçbir pot kırmadan atlatmalıydı. Buraya gelirken, yolda kardeşini defalarca tembihlemesi de bu yüzdendi. Evlerinin dışında dururken bile kendini onlardan fazlaca aşağıda gördüğü bu aileye karşı, kendi ailesinin konusunun açılmasını bile istemiyordu.
Küçük kardeşi Yeonjun'un üstüne geçirdiği ve önünü yarıya kadar iliklediği yün hırkasını kapıyı çalmadan önce biraz daha oyalanmak için diz çökerek düzeltmeye başladı. Bu sırada ısırdığı pembe dudaklarıyla, ona kocaman gözlerindeki heyecanla bakan kardeşinden bakışlarını kaçırıyordu. "Sana söylediklerimi hatırlıyorsun öyle değil mi?"
Küçük kardeşini pantolonunun belinden kavrayarak kendine çekip, hırkanın altındaki uzun kollu tişörtü pantolonunun içine sokarken sorduğunda, abisinin küçük bir kopyası olan Yeonjun heyecanla başını salladı ve, "Hatırlıyorum abiciğim!" dedi cıvıl cıvıl bir sesle. Böylece Taehyung gülümseyerek onun saçlarını karıştırdı ve üstündeki gerginlikten az da olsa sıyrılarak doğruldu.
Yere bıraktığı, içinde köşe başındaki pastaneden aldığı tatlıları bulunduran dikdörtgen kutuyu ve naylon poşeti parmakları arasında toplayıp, hafif bir tereddütle zili çaldığında, kulaklarına dolan zilin sesiyle kapının önünden bir adım geriye çekilmiş, ellerini önünde birleştirip ileri geri sallanmaya başlamıştı.
Çaldığı kapı, saniyeler içerisinde Jeon'ların evinde ufak çaplı bir kaosa sebep olurken, mutfakta, annesinin yaptığı yemeklerin izleyen ve ona bugün okulda neler yaptığını anlatan çocuk, zili duyduğu anda oturduğu tezgahtan elleri arasında tuttuğu yarısı yenmiş muzla atlayarak indi. Daha sonra ise muzu tezgahın üstüne fırlatır gibi bırakıp annesinin yavaş koş uyarılarına aldırmadan, "Hyung'um geldi!" nidalarıyla kapıya doğru koşmaya başladı.
Aynı kattaki çalışma odasında, eve bıraktığı işlerini halleden adam oğlunun bağırtısını kapalı kapıya rağmen duyup, ilk gördüğü anda pekte haz etmediği genci karşılamak üzere işlerine ara verip oturduğu döner sandalyesinden kalkıp odadan dışarıya doğru ağır ve yavaş adımlarla ilerlemeye başladı.
Taehyung'un elindeki poşetin kulpunu parmakları arasında sıkıştırarak, kardeşi Yeonjun'un ise daha da irileştirdiği gözleriyle kocaman bir gülümseme bulunduran dudaklarıyla önünde bekledikleri kapıya, ilk önce elbette Jeongguk ulaştı. Annesinin azarlarına rağmen Hyung'una göstermek için ısrarla değiştirmediği Iron Man li, küçük parmaklarını bile kapatacak kadar uzun olan sweatiyle uzanıp kapıyı hızlıca açtığında, yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Kapının ardında gördüğü, üstündeki mevsimlik lacivert mont ve açık mavi yırtık kot pantolonuyla dikilen Hyung'uyla, küçük çocuk heyecanlı bir cıvıltı çıkartarak kendisinden epeyce uzun bedene doğru hamle yaptı ve Taehyung o beline sarılmadan hemen önce hala önünde tuttuğu tatlı poşetini zorlukla bedenlerinin arasından çekebildi. Kollarını belinin arkasında birleştirip başını karnına yaslayarak, "Hoş geldin Hyung!" diye bağıran çocuğun heyecanlı tavrı, büyük olanında istemsizce gülümseyerek, "Hoş buldum Ggukie~" diye mırıldanmasına sebep oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little follower
FanfictionKim Taehyung sorunlu aile ilişkileri ve bakmak zorunda olduğu küçük kardeşi ile hayattan en büyük tokadı erkenden yiyen bir gençti. Jeon Jeongguk ise mükemmel ailesi ve yolunda giden hayatıyla yalnızca meraklı küçük bir çocuktu. Jeongguk'un her gü...