11//Kıskanç Kumru

2.9K 373 179
                                    

Ay pazar pazar neler oluyor böyle xlnxksndknc

Merhaba, gelecek haftam biraz yoğun geçecek, bu yüzden fırsat bulmuşken hemmen yazayım dedim.

Umarım beğenirsiniz çünkü ben yazarken epey eğlendim slxmlxmxkd

İyi okumalar dilerim~~~

 ..........

   "Taehyung ya, keşke kardeşini de getirseydin! Bir kere görmüş olmama rağmen çocuğa çok fena kanım ısındı." Yugyeom kucağında tuttuğu büyük boy karton mısır kutusuna avcunu daldırıp, bir avuç dolusu patlamış mısırı ağzına tıkmadan önce söylendiğinde, birkaç adım ötesinde ayakta dikilen gencin dikkati ona döndü. Taehyung, ilk defa taktığını söylediği üç boyutlu dikdörtgen gözlükler gözündeyken etrafına bakınan ve onun elini sıkıca tutmadığı eliyle gözlüğün varlığıyla yokluğunu karşılaştıran çocuktan çektiği bakışlarını arkadaşına çevirirken, "İnan bunu ben de çok isterdim. Yeonjun da seni çok fazla görmek istiyordu zaten." dedi kaybolmuş bir ses tonuyla. 

Dedikleri doğruydu. Okul bahçesindeki sürpriz tanışmalarından sonra geçen üç haftaya rağmen, Yeonjun hala akşam yemeklerini yedikleri sırada, dudakları baharatlı noodle yüzünden kıpkırmızıyken Yugyeom'u soruyor, onu bir daha ne zaman göreceğini merak ediyordu. Yugyeom mısır kalıntılarının yapıştığı dudaklarını hafifçe büzdü. "Sahi, neden onu da getirmedin ki?" Taehyung bulundukları anda diken üstünde olmasının yegane sebebini sorgulayan arkadaşıyla bakışlarını kaçırıp zemine çevirmeden edemedi. 

"Veli toplantısı vardı. Annemle birlikte okuluna gittiler." rahat bir tavırla omuzlarını silkerken söyledikleri kocaman bir yalandan ibaretti. Annesi bugün tüm gün mahalleden arkadaşlarıyla onların evinde olacaktı. Yeonjun'u toplantıya götürecek kişi ise, kardeşinin ağzından cımbızla çektiği bu bilgi sonucu her şeyi öğrenen Bayan Jeon'du. Taehyung'un başında dikilmediği ya da onu kelimeleriyle uyarmadığı her an, saklamak istediği şeyleri bir bir yumurtlayan kardeşi yüzünden, genç kadın Yeonjun'un toplantılarına hep Taehyung'un gittiğini, hatta bu yüzden küçük çocuğun öğretmeninin epey dertli olduğunu öğrenmişti. Anne ya da babası yerine abisinin gelmesi elbette çocuğun öğretmenini rahatsız ederdi, kimse küçük bir çocuğun okul gidişatı hakkında bir ergen ile konuşmak istemezdi. 

Taehyung bunu anlıyordu. Gerçekten anlıyordu ama elinden gelen bir şey yoktu. Annesini zorla toplantıya gönderirse rezillik çıkardı. Kardeşinin, arkadaşlarının aileleri önünde müşkül bir duruma düşmesi en son istediği şeydi. Babası ise, eğer günlerini harcadığı kumar masalarından kalkarsa ve eve gelene kadar sarhoş zihniyle bir araba ona çarpmazlarsa ancak toplantıya katılabilirdi. Bu da pek mümkün gözükmüyordu. Genç olanın ailesinin gerçekliği karşısında anlam veremediği bir şey yoktu ama Jeongguk'un annesi karşısında aynı şey geçerli değildi. 

Genç kadının neden üstlerine bu kadar düştüğüne asla anlam veremiyordu ve hiçbir zaman da veremeyeceğini düşünüyordu. Kendi annesinin yapmadığı onlarca şeyi neden o yapıyordu, bunu da bilmiyordu. Tıpkı Yeonjun Jeongguk ile oynarken yanına gelip neden kardeşinin veli toplantısına katılabileceğini söylediğini bilmediği gibi. Taehyung'un Jeon Ya Eun konusunda anlam veremediği çok fazla şey vardı. 

Jeongguk Hyung'unun elini tutarken dalgınlaştığını ve gözlerinin zeminde bomboş bakışlarla gezindiğini, görüş açısını karartan gözlüğe rağmen gördüğünde, bundan rahatsızlık duydu. Ona göre büyük olan hep neşeli olmalı, sürekli gülümsemeliydi. Elini gözlüğünden çekip onun kazağına sararken ve lacivert yün kumaşı çekiştirirken de bunu düşünüyordu. Taehyung daldığı zeminden irkilerek kopup onunla göz göze geldiğinde, Jeongguk ona biraz yaklaştı. Yugyeom'un konuşmalarını devam ettirmek adına araladığı dudakları, ilkokul çocuğunun arkadaşının beline sıkıca sarılırken dudaklarına yerleştirdiği gülümseme ile kapandı. Konuşmayı ve çevrelerinden gelip geçen onlarca insana odaklanmayı o anda bıraktı ve ağzına bir avuç mısırı daha atarken ikiliyi gözlemlemeye başladı. 

little followerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin