Okumaya başladığınız tarihi yazar mısınız buraya? İleride yeniden dönüp ne kadar ilerlediğimi görmek istiyorum :)
Serüvene başlayalım!
Sonun Başlangıcı:
"Ah! Kolum koptu sanırım! Kolumu hissetmiyorum ama acıyor! Az önce vuruldum, kimse yardım etmeyecek mi? Ben bir insanım ucubeler!" genç kız çığlık çığlığa kendisine yardım edilmesi gerektiğini söylerken omzunu teğet geçen kurşunun acısını umursamamaya çalışıyordu.
Beacon Hills'te yine sıradan bir gündü. Kurt adamlar, avcılar, adını söylemeye dilinizin dönmediği garip yaratıklar ve dahası...
Şimdi de yine boy gösteren bir avcı paniği ile karşı karşıyalardı. Darmadağın olmuş hastane koridorlarında yankılanan silah sesleri ve duvarlarla birlikte diğer herkesi ve her şeyi delik deşik eden kurşunlardan sıyrılmaya çalışıyorlardı.
"Theo nerede? Onu gören oldu mu?" genç kızın sesini duyan Alfa, önündeki adamı duvara fırlattıktan sonra kıza seslendi. "En son üst kattaydı. Muhtemelen yalnız."
"Sağ ol Scott, çok yardımcı oldun!" sesindeki alay bariz bir şekilde hissedilirken, kız ayağa kalkıp asansöre doğru koşmaya başladı elindeki ok ve yayla. Kullanmasını zerre bilmediği silahı taşımakta güçlük çekerken asansörün düğmesine bastı ve kapanana kadar kurşunların gelme ihtimaline karşı kenara çekildi. Asansör üst kata çıkarken açılan kapıyla birlikte kızın elinde duran ok ikiye bölünmüştü bir kurşun tarafından.
Kız, ürkmüş bir şekilde geri çekilirken çırpına çırpına Theo'ya seslendi.
"Theo! Neredesin sen Theo!"
'Seni bulduğum zaman kıçında atom bombası patlatacağım lanet olası dişlek iblis!'
Kız, kendisine doğru gelen adamı bir tahta parçasıymış gibi kolayca kenara atan Theo ile kısa süreliğine göz göze geldi. Dağılmış saçları, parıldayan sarı gözleri ve parçalanmış kıyafetleri ile birlikte öfkeli yüz ifadesi onu korkutmuştu.
"Selam, Ballı Lokumum, nasıl gidiyor?" kızın otuz iki diş sırıtarak söylediği cümleye kaşlarını kaldırıp arkasındaki karmaşayı gözleriyle işaret eden Theo, kızı kenara çekti.
"Daha iyi olamazdı. Her neyse, aşağıda durum nasıl?"
"Daha iyi olamazdı desem?"
Theo gözlerini devirip silahın namlusunu kendilerine doğrultan çakma avcıya kükrerken kız da arkadaşının arkasını kollamak amacıyla oku eline aldı ve yaydan geçirdi.
"En fazla ne kadar zor olabilir ki?" doğrulttuğu oku, yaydan parmaklarını çekerek karşısındaki avcıya fırlattı, ok adamın ayaklarının altında ufak bir takırtıyla düşerken lanet etti kız, bu yeteneksizliğine.
"Lanet olası Argentlar, lanet olası ok ve lanet olası yay... Bana bunu verirken ne düşünüyorlardı?" yeniden saklandığı duvarın arkasından, buradan kurtulmak için bir çözüm yolu ararken gözü, doğalgaz borularına takıldı.
Bir ok daha çıkarıp derin bir nefes aldı ve borulara doğru nişan aldı. Parmağını yaydan çektiğinde havaya uçan ok, Theo tarafından tutulup bir başka avcıya saplanırken kız nerede hata yaptığını anlamaya çalıştı.
Kendisine doğru sinirle gelen Theo, gözüne her zamankinden daha tehlikeli ve korkutucu görünmüştü.
"Hadi ama Rocky! Hastanenin bütün katlarında silahlı çatışma var ve sen doğalgaz borularını mı parçalayacaktın? Bu bizi havaya uçurmaktan başka bir işe yaramaz farkındasın değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reflection // Teen Wolf
FanfictionAynalar, aynadakiler, avcılar ve savaşçılar... Beacon Hills yine formunda! Aynalar kontrolden çıktı ve dünya yaşanılmaz bir hal aldı! Beacon Hills, kahramanlarına ihtiyaç duyuyor ve birilerinin geri dönmesi gerekiyor! Törpülenmesi gereken sivri diş...