32. Bölüm

77 11 24
                                    

Sevgili 17:

Ölüm, insanların başa çıkamayacağı tek şeydi. Ne zaman geleceğini bilemezdiniz ve bu bilinmezlik sizi büyük bir boşluğa sürüklerdi.

Theo da tam olarak ölümün yarattığı boşluğun içindeydi. Gözlerini karşısındaki duvara dikiyor, arada gözlerini kırpıştırmak dışında bir şey yapmıyordu. Her şey çok hızlı gelişmişti. Her şey çok hızlı bitmişti.

Dakikalar öncesine kadar eğlenip güldükleri kızın yine dakikalar önce hayata veda etmiş olmasına inandıramıyordu kendini.

Ağlamak istiyordu, gözlerinin dolmasını bekliyordu. Kaçınılmaz üzüntüyü hissetmek istiyordu ama bir şey buna engel oluyordu. Gözleri bir türlü dolmuyor, hıçkırıklara boğulamıyordu.

Kafasını oturduğu sandalyenin arkasına yasladı ve derin bir nefes alarak göğsüne vurdu birkaç kez. Acıyıp acımadığını kontrol etmişti. Tüm vücudu uyuşmuştu, rahatsız olduğuyla kaldı.

Artık yalnız olduğunu düşünüyordu. Liam vardı. Hayır, yoktu. Isaac mutlaka etrafta dolanırdı, ses çıkararak ona hayatın hâlâ devam ettiğini gösterirdi ve bu bir halta yaramazdı. Tanıdığı diğer herkes ona destek olmaya çalışırdı, bu artık bir anlam ifade etmiyordu. Rocky ölmüştü ve tüm mesele bundan ibaretti. Theo yapayalnızdı ve tüm olay buydu.

Rocky aptaldı. Başı sürekli belada olurdu ve kendi pisliğini temizlemez, yükünü başkasına yıkardı. Rocky akıllı bir kızdı ama cesareti yersizdi. Başı ne zaman belaya girse öncesinde mutlaka bir şey ispatlamaya çalışırdı ve sadece işler içinden çıkılamayacak kadar karıştığında ağlayarak yardım istemek gelirdi aklına. Rocky; Theo'nun hayatındakilerden yalnızca biriydi. Diğer herkes gibi faydası kadar zararı dokunmuştu ona. Birbirlerinin yanında sadece bedenen bulunduklarını düşünüyorlardı ve Theo'nun, birbirleriyle hunharca şakalaşan iki arkadaştan öteye geçeceklerine inancı yoktu. Hiçbir şey beklediği gibi olmamıştı.

Karanlıktan korkuyordu Rocky. Theo için gecenin bir yarısı sıcacık yatağından çıkıyor ve onunla birlikte başına bela açıyordu. Yükseklik korkusuna rağmen Theo ile vakit geçirebilmek için odasının yanındaki ağacın tepesinde saatlerce Theo'nun berbat mizah anlayışına katlanıyordu yüzündeki gülümseme ile. Rocky aptaldı işte, cesareti yersizdi.

Şimdi yine aynı eve girdiğinde odasını boş görmek, o ağaca bir daha çıkamayacak olduğu gerçeği yüzüne çarptığında bir kez daha sarsıldı. O ağaca yine çıkar, penceresinden yine girerdi odasına ama bu kez odaya asıl sahibi gelmezdi.

Birisinin onu saatlerce bekleyeceğine, onunla birlikte zifiri karanlıkta doğaüstü olayları incelemeye gelecek kadar seveceğine inanmıyordu. Ama olmuştu işte ve bunu yapan aksiyona hevesli küçük bir kızdı.

Liam Theo'yu değiştirmişti, Rocky ise Theo'nun hayatını. Hayatını düzene soktuktan sonra aniden ölen Rocky, Theo için bir iyilik meleği konumundaydı şu anda. Yine de melek demek istemezdi. Meleklere inanıyor muydu?

Fakat Rocky'nin ölmesindense hayatının sonuna kadar kamyonetinde yaşamaya razıydı.

Melissa, can çekişerek ölen kızın kan kustuğu anlara şahit olduğu için vicdan azabıyla yanıp tutuşuyordu. Ağlayarak izlediği bedenin üstünü basit bir çarşafla örten doktorlar odadan dışarı çıktığında Theo o anki acıyla Melissa'ya yönlendirmişti sinirini.

Kadın hüzün kokan vücudunu odadan çıkararak kendisine belki de yapılabilecek en iyi şeyi yaptı. Zira Theo ona hâlâ sinirliydi. Ona sinirlenmemesi gerekiyordu ama ailesinin ölümünden birilerini sorumlu tutmazsa ayakta duramayacağından emindi.

Reflection // Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin