24. Bölüm

102 17 63
                                    

İlk Esintiler:

Hep birlikte Deaton'ın kliniğine gittiklerinde küçük bir iğne, tüm sorunu çözmüştü. Özel bir sıvı değildi, sadece basit bir sakinleştiriciydi ama büyük bir etki yaratmıştı Rocky'de.

"Olmaması gereken şeyler oluyor. Bir kahin bunları yapabilir mi?" Lydia korkunun tüm bedenini ele geçirdiğini hissediyordu. Az önce Rocky'nin başının belada olduğunu hissettiğinde ortaya çıkan yoğun baş ağrısından da olabilirdi bu gerginlik.

"Kahinlerin tek yeteneği geçmişi görmek değildir Lydia. Beyinlerinin her kıvrımını ustaca kullanırlar. Diğerlerinin yapabileceği şeyleri onlardan daha iyi yaparlar. Kineziler de buna dahil. Telekinezi en zorlarından biri ve Rocky başlamış gibi görünüyor. Her insan uzun uğraşlar sonucu da olsa telekinezi yapabilir ama kahinler bunu çabalamadan da yapabilirler. Tabii bu durum Rocky için ne kadar iyi bilmiyorum. Bedeni ve iradesi zayıf olduğu için güce direnemiyor."

"Peki ne yapmamız gerekiyor? Sürekli onun yanında olmamız imkansız. Bizden bildiği her şeyi gizliyor olması bir yana, zaten onunla iletişime geçmek bu kadar zorken onu nasıl koruyabiliriz ki?"

Deaton sedyenin üstünde uzanan kıza bakarak sakince geri çekildi ve dolabını açtı. İçinden Ay Taşını çıkarıp kırdı ve parçalardan birini aldı.

Yaralarından dolayı Deaton'ın kliniğinde kalan Theo da kapıya yaslanmış bir şekilde adamı izliyordu. Stiles tehlikesi göz önünde bulundurulduğunda, yaklaşması pek doğru değildi. Bugün kendisini elektrikli testereyle kovalamasından sonra hafiften ürkmüştü.

Deaton aldığı parçayı bir kolyenin içine yerleştirdi ve üstüne renkli bir sıvı döktü. Tutkal değildi ama aynı işlevi görüyordu.

"Bu; onun güce daha fazla dayanmasını sağlayabilir ama kullanmak istediğinde ona zorluk çıkarır, güçlerini kullanmasını engeller. Ayrıca sürekli yanında olup onu koruyamazsınız ama onun kendisini korumasını sağlayabilirsiniz. Güçleri olmadan kendisini koruyabilmesi için küçük silahlar verin ona, kocaman oklar değil. Yanında taşıyabileceği bir silaha sahip olursa zamanla güçleneceğinden eminim."

"Yanında ne taşıyabilir ki? Rocky kendi vücudunu bile zor taşıyor." Theo'nun sızlanmasını duyduğunda gözlerini devirdi Stiles.

"Bir şeyler bulacağız. Ayrıca moral bozmak Isaac'in işi, bu konuda da mı özentilik yapıyorsun Sahte Alfa? Sana zaten her zamankinden daha fazla sinir oluyorken kafanı koparmaya çalışabilirim." Theo kollarını birbirine dolayıp gözlerini kıstı ve kafasını yana doğru eğdi.

"İnan bana bu sabah yaptığından sonra buna şaşırmam. Ayrıca eğer seninle şu iki gün içinde her zamankinden daha fazla uğraştığım için bana daha fazla sinir oluyorsan bunu yapması gerekenin ben olduğumu hatırlatmak isterim. Beni buraya getirene kadar beş kez yere düşürdün!" Stiles ağzını şaşkınlıkla açtı ve Lydia'ya döndü.

"Yalan söylüyor! Düşürmedim, bilerek attım." Lydia alnını ovalayıp o ikisini didişmeleri için birbirine bıraktı ve Deaton'a döndü.

"Ne gibi bir silah verebiliriz ki ona?"

"Bu iş görür mü?" farklı yönden gelen bir ses duyduklarında hepsi kapının arkasındaki kıza döndü.

Kira, elinde Theo'yu cehenneme gönderdiği kılıcı tutuyordu. Theo yutkunup geri çekildi ve Stiles'ın arkasına geçti. Kira bu tepkiyi gördüğünde gülüp yanlarına yaklaştı.

"Seni yeniden oraya yollamayacağım merak etme. Buraya yaralarım için gelmiştim ama konuşmanızı duydum. Deaton geleceğim saati unutmuş olmalı. Her neyse, bu kılıç iş görür mü? Artık ona ihtiyacım yok. Liam parçaların yerini söylediğinde gidip tekrar birleştirdim. Ve bir de bu var." kılıcı Theo'ya uzatıp cebinden gümüş renkli bir bileklik çıkardı. Fazlasıyla kalındı ama çok güzel görünüyordu.

Reflection // Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin