23. Bölüm

83 13 86
                                    

Çizilen Sınırlar:

"Ne yani, öylece gidiyor ve sana bunu söylemedi mi?" Eliza en az beş kez sorduğu soru yine onaylandığında Theo'ya bir küfür daha savurdu.

"Isaac yok, Bay Koca Kurt yok... Üzülme Liam her gün gelir, seni yalnız bırakmaz. Seni seviyorlar." Rocky gülümseyip kafasını salladı fizik notlarını defterine geçirirken. O notları sınıftaki paylaşma karşıtı kızdan almak çok zor olmuştu.

"Evet seviyorlar. Ben de sürekli başlarına bela oluyorum. Theo benim yüzümden yaralandı, Scott benim yükümü üstüne alıyor, Stiles ve Lydia'dan bahsetmiyorum bile! Hak etmediğim hâlde bana ebeveynlik yapıyorlar." Eliza öne eğilip ellerini çenesinin altında birleştirdi.

"Öyle söyleme. Hak etmediğini nereden çıkardın ki?" Rocky kahkaha attı.

"Ben bir hatayım. Herkes için... Hatalar güzel şeyleri hak etmezler Eliza." masanın üstündeki deftere notları yazmaya devam ederken duydukları sesle kafalarını kaldırdı ikisi de.

"Benden pek hazzetmediğinizi biliyorum ama yanınıza oturabilir miyim? Diğerleri beni aralarına almak istemediler de." bahçedeki temiz hava ciğerlerine dolarken boğazının kuruduğunu hissedip portakal suyundan bir yudum aldı Rocky.

"Tabii, otursana." Felix Rocky'e gülümseyip boş bulduğu bir yere oturdu ve elindeki kitabı indirdi masaya.

"Teşekkürler. Eliza bana o şekilde bakmayı kes. Son kez söylüyorum; seni kurbağaya ya da başka bir hayvana çevirmeyeceğim. Cansız eşyalara da dönüştürmem. Yapamam! Öyle bir gücüm yok." Eliza yine de emin olamamış gibiydi ama tuhaflayan bakışlarını önündeki meyveli yoğurda indirdi.

"Taşı bıraktın mı?" Rocky kafasını salladı. Kliniğe gittiğinde kaşla göz arasında Ay Taşını Theo'ya vermişti yerine indirmesi için. Theo'nun halledeceğine emindi.

"Güzel. Sende kalması iyi olmazdı. Liam taşı eline almıştı, o söyler mi?"

"Liam'a gördüklerinin benim yüzümden olduğunu söyledim. Taşı da süslemek için kullandım demiştim. İnandı, bu geçmişi görme işinin ne denli karışık olduğunu o da biliyor. Anlamadığı için sorgulamadı."

Felix kalemi dişlerinin arasına aldı.

"Ya da sadece aptal. Her neyse... Bu sorunun da üstesinden geldiğine göre artık rahat edebilirsin, değil mi? Monroe o taşı almak için dönecektir ama tek başına bir işe yaramayacağını mutlaka anlar."

"Sanmam. Aptal bir kadın. Kurduğu krallığın yıkıldığını anlamıyor. Elindeki soytarıları asker diye önümüze atıyor... Bu çok saçma." Eliza okulun kapısından çıkan Nolan'ı görünce içindeki heyecanla iç çekti.

"Bence de çok saçma. Şunun güzelliğine bir baksana, nasıl insan olabilir?" Felix ve Rocky aynı anda Eliza'ya döndüler konudan tamamen bağımsız bu cümlesi üzerine.

"İnsan değil zaten, taş." Eliza eli çenesinin altındayken kafasını salladı sarhoş gülümsemesiyle Nolan'a bakarken.

"Bence de..." Felix kaşlarını çatıp parmaklarını Eliza'nın gözü önünde şıklattı.

"Taş seni de mi etkisi altına aldı?" Eliza kafasını salladı.

"Fazlasıyla... Ayrıca elini gözümün önünden çek. Şu an beni kurbağaya çevirip manzaramı engellemek için çok yanlış bir zaman." Rocky ona dönüp defterini sallayarak zaten serin olan havaya rağmen soğutmaya çalıştı bedenini.

"İyi ama burada bile değil." Eliza dokuz şişe birayı peş peşe kafasına dikmiş gibi gülümsüyordu.

"Varlığı bile yetiyor..." Felix neler oluyor başlıklı bakışlarını Rocky'e yönlendirdi.

Reflection // Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin