Hayalet okuyucu olmayalım arkadaşlar, yorum yapıp oy vermeyi unutmayalım lütfen <3 İyi okumalar!
Sobe:
"Bu kelepçeler ne zaman çıkacak? Ayrıca neden sizde yok?" Nezarthane; aldıkları aşırı alkolden kafayı bulan iri yarı adamların yanında, bulundukları köşeye sinen beş çocuk için pek de güzel bir ortam değildi. Her ne kadar neredeyse hepsi doğaüstü güçlere sahip olsalar da sonuç itibari ile birer çocuklardı ve bu durumu onlar için berbat kılıyordu.
Yılın en soğuk günlerinden birindelerdi ve içinde oldukları yer oldukça soğuktu. Başları ağrıyan adamlar gürültüden yakınıp agresifleşiyorlardı fakat onların söylenmeleri Felix'i hiçbir şekilde durduramıyordu.
Hırsızlık yapma fikri, birilerinin eşyalarını ya da paralarını çalmak için ortaya atılmamıştı. Tamamen eğlence amaçlıydı. Çaldığı her şeyden fark edilir derecede fazla alan Felix, herkes bir şeylerin farkına varmaya başladığı sırada kendisine durmasını söyleyen Alec'e sinirlenip çaldığı her şeyi sokağın ortasında Alec'in kafasına atmaya başlayınca orada bulunan güvenlik görevlilerinden biri, onları yaka paça nezarthaneye gönderilmek üzere meslektaşlarına vermişti.
"Niye beni duymuyor gibi davranıyorsunuz? Neden sizde kelepçe yokken bende olduğunu soruyorum." Nolan bezmiş bir şekilde, birkaç saat içinde en az 416 kez sorulan soruya içi yana yana cevap verdi.
"Çünkü gelirken bize üstün hırsızlık yeteneklerini gösterip hava atmak için bizi yakalayan güvenlik görevlisi de dahil, yanımızdaki tüm polislerin cüzdanlarını çaldın."
"Ve daha sonra onları, içeriye atılmadan önce bize yardım etmeye çalışan Parrish'in iç çamaşırına sıkıştırdın..." diye ilave etti Alec. Felix anlamamış gibi dudaklarını büzdü. Biraz da buhran gizliydi bu ifadede. İstediğini elde edememiş gibi bir hali vardı.
"Parrish'in diğer kıyafetlerinin aksine donu yanmıyormuş. Güvende olacaklarını düşündüm. Emanet sonuçta. Ayrıca bu kelepçelerin beni durduracağını onlara düşündüren ne?" dedi Felix, ellerini kaldırıp parmaklarının arasına sıkıştırdığı eşyaları göstererek.
"O benim cüzdanım mı?" Alec dehşetle Felix'in elindeki cüzdanı almaya çalışırken Felix geri çekildi ve Alec istediğini alamadı.
O sırada ceplerini kontrol eden Nolan, elinin cüzdanına değdiğini fark edince rahat bir nefes aldı. Ta ki Felix elindeki prezervatif paketini dişlerinin arasına alıp Alec'in cüzdanını karıştırmaya başlayana kadar...
Felix cüzdanı Alec'e fırlatıp dişlerini araladı ve dişlerinin arasındaki paketi düşmeden önce şaşkın bakışlar arasında havada yakaladı.
"Neden öyle bakıyorsunuz? Daha önce hiç bitki çayı paketi görmediniz mi?" Nolan'ın kıpkırmızı kesilen suratına çevirdi yüzünü ardından.
"Neden yanında bitki çayı taşıyorsun?"
Nolan anlaşılmayan bir şeyler mırıldanmaya başladığında Alec burnuna aynı anda dolan birden fazla yoğun kokuyla birlikte boynundaki atkıyı burun deliklerine sokmaya çalıştı.
"Baksana Taş Bebek, onu Nolan'a geri ver." Rocky yavaşça onu ikna etmek için fısıldarken Felix'in elinde bayrak gibi salladığı prezervatif paketini almak için uzandığında Felix ellerini geri çekmeye çalışırken yanlışlıkla Alec'in burnuna sertçe yumruk attı ve Alec geriye doğru sendeleyerek yerde oturan adamlardan birinin üstüne oturdu.
Yaşanan ani olay sonucunda adam hızla gözlerini açarken, kalçasındaki hareketlilik ile birlikte boğuk bir inleme ve hemen peşinden gelen korku hissi yüzünden ağzından kaçırdığı çığlıkla birlikte uçarcasına kendisini Rocky'nin üstüne attı fakat Rocky onun ağırlığını taşıyamadı ve düşerken beraberinde sürüklediği Eliza ile birlikte yere çakıldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reflection // Teen Wolf
FanfictionAynalar, aynadakiler, avcılar ve savaşçılar... Beacon Hills yine formunda! Aynalar kontrolden çıktı ve dünya yaşanılmaz bir hal aldı! Beacon Hills, kahramanlarına ihtiyaç duyuyor ve birilerinin geri dönmesi gerekiyor! Törpülenmesi gereken sivri diş...