4. Bölüm

174 17 113
                                    

Yalan Paradoksu:

Okulun ilk saatleri oldukça sıradan geçerken herkesin üstünde karamsar bir hava vardı. Bir şeylerin ters gittiğini anlayan yalnızca onlar değildi. Kurt adamların öğrenildiği günden bu yana her ne kadar korksalar da eskisi gibi değildi kimse. Saldırmak için eskisi kadar hevesli değillerdi.

Fizik dersinde herkes pür dikkat öğretmeni dinlerken Rocky kafasını sıraya gömüp uyumaya başlamıştı.

Fizik dersinden nefret ediyordu. Var olan bütün derslerden nefret ediyordu.

Omzunda hissettiği temasla irkilerek doğruluğunda öğretmen kendisine bakıp sessiz kalmıştı. Yeni gelen bir öğretmendi ve belli ki öğrencilerinin dersi dinleyip dinlememeleri pek umrunda değildi.

Rocky kendisini dürten kişiye sövmek için etrafa bakındığında yanındaki sırada oturan çilli, sarışın çocuğun kendisine el salladığını gördü. Kafasını 'ne var' anlamında sallayıp çocuğu bakışlarıyla terslerken bölündüğü için kaçan uykusunun verdiği uyuşukluğu, kitabına karalamalar yaparak geçirmeye çalıştı.

Çocuk kendisine doğru biraz yaklaşıp elini uzattı.

"Ben Nolan. Sen de Scott'ın sürüsünden olmalısın. Seninle daha önce tanışma fırsatımız olmadı."

Nolan... Bu isim kendisine tanıdık geliyordu.

"Sen Theo'nun bana anlattığı şu gereksiz olan mısın? Liam'ı döven? Hayır, tanışmasak daha iyi."

Çocuk bozulup elini gergince geri çektiğinde Rocky umursamazca elini çenesinin altına koydu ve karalama yapmaya devam etti. Bir yandan karşısındaki öğretmene dik dik bakıp onu rahatsız etmeye çalışırken öteki yandan karalama yapmaya devam ediyordu.

Başında güçlü bir sızı hissetti. Bir anlığına başı dönmüştü. Gözlerini kapatıp parmaklarıyla şakaklarına masaj yapmaya başladı. Teneffüs vaktinin geldiğine işaret eden zil sesi sınıfın içini inletirken Rocky'nin baş ağrısına biraz daha ekleme yaptı.

Zil sesi kesildiğinde baş ağrısı da hafiflemişti. Gözlerini açıp etrafına baktı. Sınıfta kimse yoktu. Oysa daha demin dolu değil miydi burası?

"Hey, nereye kayboldunuz? Gereksiz, sen de mi gittin?" çantasını alıp yutkundu ve ayağa kalktı. Şu dakikadan sonra okulda kalmaya niyeti yoktu. Koridora çıktığında her tarafın bomboş olduğunu gördü.

Öğretmenler odasının önünden geçti. Sınav zamanlarının garantisi olarak öğretmenlere yalakalık yapan öğrencilerle her teneffüs dolup taşan öğretmenler odası da boştu.

Arkasından bir tıkırtı sesi gelince döndü sesin geldiği yöne. Peş peşe ilerleyen gölgeler duvarların içinde kaybolurken Rocky yutkunup çıkışa doğru koşmaya başladı.

'Korku filmlerindeki cesur ama aptal kız değilim. Ne olduğuna bakıp da ilk ölen kişi olamam! Tabii ki kaçacağım! Hem de arkama bile bakmadan...'

Çıkış kapısının olduğu yere doğru koşturmaya başladığında kapıyı hızla itti ve gözünü kamaştıran güneş ile gözlerini kısıp ellerini siper etti.

"Hey, sen iyi misin? Derslerinin bitmesine daha çok var." omzuna dokunan el ile birlikte geriledi Rocky. Liam, Mason ve Corey, kendisine endişeyle bakıyordu. Biraz da şüphe.

Rocky üstünden atamadığı şokla kafasını salladı.

"İyiyim, sadece erken çıkmam gerekti. Her neyse, Scott'ın evinde görüşürüz." arkasındaki üçlünün bir şey demesine fırsat vermeden koşarak ilerleyen Rocky, topukluların çıkardığı tıkırtı seslerinin başında bıraktığı sızıya lanet etti. Güvenliğin önünden hiçbir sorun yokmuş gibi geçip sorularını yanıtsız bırakmıştı. Büyük ihtimalle başına iş alıyordu ama şu an okuldan çıkmalıydı.

Reflection // Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin