Multimedya: Rocky, Eliza, Alec, Nolan ve Felix.
Tahmin:
Tüm sınıf boşaltılmış, öğrenciler okulun bahçesine indirilmişti. Ambulanslar kapıya dizilmişti. Polis araçları kalabalığı daha da artırıyordu.
Şerif Stilinski okulun müdürüyle konuşuyordu olay hakkında. Diğer polis memurları o esnada sınıfta olan öğrencileri ayaküstü soru yağmuruna tutuyorlardı.
Nolan sırtını sıvazladığı Eliza'yı teselli etmeye çalışıyordu. Mason ve Liam polisleri inceliyordu. Daha doğrusu Mason iki dakikada bir gözüne kestirdiği polisin dediklerini dinleyip kendisine anlatması için Liam'ı tartaklıyordu. Corey de daha iyi hissetmesi için Rocky'nin saçlarını örüyordu.
O sırada konuyla tüm bağlarını kesmiş olan Rocky, elindeki dondurmayı ağlaya ağlaya yiyiyordu. Sınıftan çıkıp bahçeye adım attıkları ilk andan itibaren Liam'ın koluna yapışıp dondurma istemişti zaten. Dondurmayı yalarken arada sınıfta olanlardan yakınıyor, hıçkırıklara gömülüp daha sonra dondurmasını yemeye devam ediyordu.
Alec kendisine geldiğinden beri Rocky'nin sümük seslerini dinliyordu. Kulaklarını kapatmaya başlamıştı artık ve oradaki herkesle iletişimini dolaylı yoldan kesmişti.
"Daha iyi misin?" Liam Mason'ın darbelerinin arasında Rocky'e döndü.
Rocky burnunu çekip kıyafetinin koluyla gözyaşlarını sildi. "Değilim, dondurmam eriyor. Ben ağlamaktan yiyemiyorum. Ve bu dondurma eridikçe Bay Cox'ın derisine benziyor." Liam hüsranla elini yüzüne bastırdı. Mason onun omzuna vurup duruyordu.
"Bir de şu sağdaki memuru dene. Esmer olanı. Beni dinliyor musun?" Liam pes edip işine kaldığı yerden devam etti.
İki dakika sonra kapıda Stiles'ın emektar cipi göründüğünde Eliza biraz daha kendisine gelmiş gibiydi. Stiles'ın peşinden hızla gelen Scott hemen diplerinde bitmişti.
"Hepiniz iyi misiniz? Yaralandınız mı?" olumsuz yanıt aldığında rahatça bir nefes verdi Scott. Kendisini, belalı çocukların babası gibi hissediyordu.
Ağlayarak dondurmasını yiyen Rocky'nin önünde dizlerinin üstünde durdu bakışlarını yakalamak için.
"Orada neler olduğunu anlatabilir misin bana Rachel?" Rocky kafasını salladı ve sadece külahı kalmış dondurmayı ağzından çekti. Külahın yarısını çoktan midesine indirmişti.
"Kimya dersindeydik. Deney yapmamızı istedi ve önümüze malzemeleri indirdi, formüllele birlikte. Molotofkokteyli hazırlamamızı istedi. Hydra'yı onunla yakmıştık. Fitil yanınca şişe patladı ama Bay Cox yandı. Şişe benim önümdeydi. Doğal olarak yanması gereken bendim. Ama bu olmadı." Scott kaşlarını çatıp babasıyla konuşan Stiles'a baktı ve ayağa kalkıp Rocky'nin saçlarını korumacı bir tavırla okşadı.
Aralarında çok yaş farkı yoktu ama daha yeni tanıştığı bu kıza bir baba gibi davranmaya çalışıyordu.
"Liam, ona göz kulak ol. Ben hemen döneceğim." Liam kafasıyla onayladı ve okula doğru giden Scott'a baktı. Stiles da babasıyla konuşmasını bitirdikten sonra onların yanına yaklaştı.
"Okul açıldığından beri başınıza açmadığınız bela kalmadı. Siz üçünüz ve yanınızdaki o çocukla özel olarak Parrish ilgilenecek. Onu bulun, karakolda görüşürüz." Stiles böyleydi işte. Hem babalık yapardı, hem de çocukluk. Çoğu zaman sinir bozucu takıntıları yüzünden Rocky'i çileden çıkarırdı çünkü bu çileden çıkarma olayı ikisi arasında anlaşma şekli haline gelmişti, kızın sinirlenmesi ve kendisine bunu ödetmek için çabalaması hoşuna gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reflection // Teen Wolf
FanfictionAynalar, aynadakiler, avcılar ve savaşçılar... Beacon Hills yine formunda! Aynalar kontrolden çıktı ve dünya yaşanılmaz bir hal aldı! Beacon Hills, kahramanlarına ihtiyaç duyuyor ve birilerinin geri dönmesi gerekiyor! Törpülenmesi gereken sivri diş...