47. Bölüm

28 3 0
                                    

Kasırganın Fısıltısı:

İlk birkaç saniye herkes derin bir sessizliğe gömüldü. Deaton; Rocky'nin korku dolu bakışlarını gördüğünde yüzündeki dehşete düşmüş olduğunu belirten ifadeyi silip Rocky'nin yanına ulaştı. Hâlâ düzensiz aralıklarla kan kusan kızın koluna Kurtboğan enjekte etti. Kolundaki ağrı dayanılmaz bir hâl aldığında güçlü bir çığlık attı ve saniyeler içinde sakinleşti. Rocky kan kusmayı kestiğinde Felix huzurla derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. Ardından dizlerinin üstüne düşüp kafasını ellerinin arasına aldı ve kulaklarını kapattı. Stiles'ın donuk bakışları ona kaydı, tıpkı oradaki herkes gibi. Bir krizi daha aynı sakinlikle atlatabilirler miydi, hiç bilmiyorlardı.

Stiles onu biraz izleyip derin bir nefes aldı ve yüzünü sıvazladı.

"Endişelenmeyin. Sakinleşmeye çalışıyor." Melissa Rocky'nin kanlı ağzını silerken hastanenin boş koridorlarında gezdirdi gözlerini.

"Herkes nereye gitti? Az önce çok kalabalık olduklarına eminim. Beacon Hills, doktorlarına dinlenme fırsatı veren bir yer değil." Rocky, ağzı temizlendiğinde yenilgiyle vücudunu serbest bıraktı ve gözyaşlarının akmasına izin verdi.

"Hissediyorum. Her şeyi hissediyorum. Nasıl ölü olabilirim? Canımın yandığını hissettim, oradan kurtulduğumda sevindim, acıktım, doydum. Ölü bir insan bunları nasıl yapabilir?" avuçlarını gözlerine bastırıp dizlerini karnına doğru çekti. Rengi mora çalan dudaklarının arasından firar eden hıçkırıklar oradaki herkesin dizlerini titretiyordu. Deaton yutkundu ve Rocky'nin bileklerinden birini kavradı nabzını ölçmek için. Aynı parmaklar az önce Stiles'ın dokunduğu yerlere uğradı. Ufak da olsa bir yaşam belirtisi bulabilmek için.

"Ayna Boyutundan kurtuldun, aynaların içinden geçerek. Ve bunu yaşayan bir insan yapamaz. Hislerin henüz kaybolmamış olabilir ama bu süre oldukça kısıtlı. Acele etmezsek seni tamamen kaybedebiliriz. Ya da... Belki de... Bu bir korumadır..." son cümlesini o kadar sessiz söylemişti ki Theo dışında kimse duyamamıştı. Theo da duyduklarına anlam verememişti. Sessiz kalmayı tercih etti.

"Hastanedeki herkes gibi mi?" Melissa'nın titreyen sesi onların dikkatini koridorlardaki boşluğa çekmişti.

"Ya da Beacon Hills'teki herkes gibi..." Theo'nun boğuk sesini Stiles'tan başka duyan kimse yoktu. Felix yerde derin nefesler alıp kulaklarını tüm gücüyle kapatırken Melissa ona bakıp Rocky'nin elini tuttu ve destek olmak adına sıktı.

"Burada... Ne kadar ayna var?" Melissa 'bilmiyorum' anlamında dudaklarını büktü, Theo bakışlarını yere indirip kısa bir süre düşündü ve hareketlenmeye başladı. Lavaboya doğru ilerlerken bileğinde güçlü bir baskı hissetti. Stiles.

Aralarında sözsüz bir anlaşma gerçekleşti. Theo yürümeye kaldığı yerden devam ederken bu kez Stiles vardı yanında. Yalnız değildi.

Lavaboya yaklaştıkça duyulmaya başlayan patırtılar anlam kazanmaya başladı. Fısıltılar vardı içeride, tırmalama sesleriyle birlikte. Stiles kapı koluna parmaklarını sardığında bu kez onun bileği bir başkasının eli tarafından kavrandı. Stiles'ın bakışları Theo'nunkilerle buluşunca o sözsüz iletişim tekrarlandı. Deaton yanında getirdiği silahı çıkarmaya çalışırken Rocky, Melissa'nın yardımıyla doğruldu. Ayaklanan Felix'in sağ eli, cılız bir alevle sarılmış durumdaydı. Mavi bir alevle.  Parmaklarının arasında bir ejderha misali dolanıp duran alevi kullanmaktan çekinmeyecekti, bastırmaya çalıştığı öfkesi yüzünde yer edindiğinde bunu kanıtlamış oldu.

Lavabonun kapısı Theo tarafından açılacakken Stiles onun omuzlarını kavradı. Olası bir saldırıda Theo'yu geriye doğru çekip yaralanmasını ya da ölmesini engellemeye çalışmaktı amacı. Bu görüntüye daha fazla kayıtsız kalamayan Deaton hızla öne atılıp Theo ve Stiles'ı kapıdan uzaklaştırıp kapıyı açarken seslendi onlara.

Reflection // Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin