41. Bölüm

55 11 1
                                    

Cesaretle Tanışmak:

"Yani aynalar ve zihinler, boyutları birbirine bağlayabilir öyle mi? Zihin yoluyla onları geri getirebilecek kadar güçlü değiliz ama aynalar bize yardımcı olabilir. Rocky iki dünyayı birbirine bağlayabilecek bir ayna bulmalı, bu onun için zor olmayacaktır fakat bizim için oldukça zor. Her ayna olabilir ama manevi değeri yüksek bir ayna ile bağlantıya geçme olasılığı yüksek."

"Rocky aynalara önem vermezdi." Stiles'ın kısık sesi, ortamdaki gerginliğin sağladığı sessizlik sebebiyle herkesin umudunu bir bıçak gibi kesip yok etmişti neredeyse. Rocky ile bir daha iletişime geçememek gibi bir sorun söz konusuydu ve sadece lafta kalacak kadar önemsiz değildi. Scott ellerini saçlarının içinden geçirdi ve düşünmeye başladı. Maddi değeri yüksek bir ayna istediği olmamıştı, Stiles'ın da dediği gibi aynalara değer verdiği söylenemezdi. Aynalı herhangi bir aksesuarı yoktu ve bu işleri zorlaştırıyordu.

"Manevi bir değeri olmasa da, her şey başladığı zaman gördüğü ilk ayna da bir önem arz eder mi?" Malia'nın sesi ile içerideki tüm kafalar ona döndü. Stiles'ın yarattığı umutsuzluğu az da olsa gidermiş gibiydi bu sözler.

"Hangi aynadan bahsediyorsun?"

"Rocky, Liam ve Theo ormanda kaybolduklarını söylemişlerdi. Elleri kanlıydı ve yıkamaya gittiklerinde Rocky bayıldı. Kendisine gelmesi sadece birkaç dakikasını aldı." Theo hatırlamaya başlamıştı, ayağa kalkıp dikkati üstüne çekti.

"Yanına gittiğimde suyla bakışıyordu fakat bir aynanın önündeydi. Bu işe yarar mı?"

Deaton düşünceli bir şekilde kafasını salladı. "Belki de... Kontrol etmekte fayda var."

"Rocky'nin gerçekten ölüp ölmediğinden emin olmak için ayna ile ona ulaşmaya çalışmıştık fakat ayna tamamen küle döndü. Ya Rocky'nin tek çıkış yolu o aynaysa ve biz onu yok ettiysek." ten rengi solmuş, gözleri yorgunluktan şişmiş ve kısılmış bir şekilde fısıltı niteliğinde sarf ettiği kelimelerle dikkati üstüne çekmeyi başardı Felix. Uzun süre sonra söylediği ilk şey olduğu için orada bulunan Alec ve Nolan, tamamen ona odaklandılar. Sesi canı yanıyormuş gibi çıkıyordu, Eliza onun hasta olduğunu düşündüğü için buradan çıktıklarında ona bir fincan çay yapmayı aklının bir köşesine yazdı. Rocky için çok uğraşması bir yana, ciddi anlamda kötü görünüyordu ve kimseye hiçbir şey anlatmıyor, kimseden hiçbir şey istemiyordu.

Büyük bir günah işlemiş ve kimse ona ceza vermeyecekmişcesine kendieini cezalandırmaya çalışırmış gibi bir hali vardı Eliza'ya göre. Haklıydı. Ellerinin değil kalbinin tamamen kirli olduğunu düşünüyordu Felix. Kendisini cezalandırıyordu fakat ölmek de istemiyordu. Ölümün şu an onun için bir kurtuluş olacağını düşünüyordu. Kişinin bir başkası yüzünden kendisine bu kadar acımasız davranabilmesi cesaret miydi, korkaklık mı? Yoksa tamamen başka bir kavramla mı alakalıydı?

Kimsenin bunu düşünmeye vakti yok gibiydi. Vakitleri olsaydı da düşünmezlerdi büyük ihtimalle çünkü herkesin düşünecek çok daha farklı sorunları vardı. Şu an için en önemlisi Rocky'nin ait olduğu yere geri dönmesiydi ve hepsi birlikte bu iş için çalışıyordu.

"Ben aynaya bakmaya gidiyorum, o sırada siz de Rocky için özel olduğunu düşündüğünüz eşyaları karıştırın. Belki de aynalar sadece kapı niteliği taşıyordur ve iletişim için başka bir şey gerekiyordur. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmeliyiz. Bu konu kapanmalı, sonsuza kadar." ayağa fırlayıp herkesle göz teması kurmaya çalışarak söylediği cümlelerden sonra klinikten çıkıp kendi evine doğru yol alan Scott'ı, Stiles takip etti. Lydia da klinikte bulunan aynanın yanına gitmişti, güçlerinin işe yaramasını umuyordu ama hamile kaldıktan sonra güçleri neredeyse tamamen işe yaramaz hâle gelmişti.

Reflection // Teen WolfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin