****
Bir insanı bakışlarınızla yok etme şansınız var mıydı?
Bana kalırsa yoktu.
Ama sahne aldığım süre boyunca bana bakan bir çift göz, kesinlikle bu tezimi çürütüyordu.
Son iki şarkımı nasıl söyledim, sahneden nasıl indim hiçbir fikrim yoktu. Ben sahneden iner inmez yanıma gelip beni kolları arasına alan Ömer abiye buruk bir tebessüm göndermiştim. Ama içim içimi yiyordu.
Çok saçmaydı.
Ve çok gereksiz.
Modumu düşünmesine izin veremezdim, işini yapan bir kadından fazlası değildim. Zaten adamın bir şey yaptığı da yoktu. Tek yaptığı alev alev yanan gözlerini bana dikmekti.
Ardımdan sahneye çıkan sunucu bana teşekkürlerini iletmişti. Yüzüme samimi olduğunu düşündüğüm bir tebessüm kondurdum, Fikri abilerin yanına ilerlediğimizde Ömer abi hâlâ kulağımın dibinde beni övüyordu.
"Bensu! Çok iyiydin kızım. Tebrik ederim." diyen Fikri abi beni kollarının arasına almıştı. "Teşekkür ederim abiciğim."
"Daha önce hiç canlı rap dinlememiştim, çok iyi geldi." dedi yanındaki Ethem abi neşeyle. Bu yaşta rap tutkunu olmak... Neyse, bir şey demeyeceğim.
Ben ayakta dikilerek +55 yaş grubuyla ayaküstü muhabbete dalmışken aniden tünelden son sürat uçarak yanımıza gelen Oğuz, hızını ayarlayamayıp bana çarptı. Vücudumda deprem etkisi yaşamışcasına bir şok dalgası yayılırken bu futbolculara ne yedirdiklerini merak etmiyor değildim.
Kum torbası falan mıydım acaba?
Gelen çarpıyor.
Öne doğru sendelediğimde Fikri abi beni kollarımdan tutmuştu. "Oğuz!" dedi hafif yüksek bir tonla. "Yavaş ol oğlum, düşürüyordun kızı."
Çarptığı kolumu ovalarken Oğuz'a ters bir bakış attım. "Ne yediriyorlar size? Omzum çıktı galiba," diye söylendiğimde Oğuz mahcup bir bakış attı.
"Özür dilerim ya, valla. Sürati hesaplayamadım."
"Niye koşuyorsun oğlum durduk yere?" dedi Ömer abi, o da elini uzatıp omzumu ovalamıştı.
Oğuz arkasına doğru bir bakış attı. Onun bakışıyla bende o tarafa döndüğümde, futbolculara ayrılan kısıma baktığını anlamıştım. Futbolcular, kimi ailesiyle, kimi de arkadaşlarıyla fotoğraf çekilip sohbet ediyordu. Bazıları da röportaj veriyordu.
Oğuz'un bakışlarını takip ettiğimde, Sarp'la bakıştığını gördüm. Sarp yanındaki Utku'yla beraber buraya bakıyor, Oğuz'a tehditvari bakışlarını gönderiyordu.
Oğuz yüzündeki tedirginliği saklamadan bana döndü. "Bens! Valla çok özür dilerim ya,"
Benimde bakışlarım Oğuz'a dönerken, "Tamam Oğuz, sorun değil." demiştim.
Fikri abi beni takımdaki birkaç kişiyle daha tanıştırdığında artık gülümsemekten çene kaslarım ağrımıştı. Yavaştan canım sıkılmaya başladığında ceplerimi yokladım ama elbette telefonum üzerimde değildi. Yanındaki teknik direktör Eşref Hoca'yla hararetle konuşan Ömer abiyi hafifçe dürttüm.
"Abi, telefonum sende miydi?"
Bakışları bana dönerken, başını iki yana sallamıştı. "Görevliye vermiştim kızım."
İşte bu! İçeri kaçmak için fırsat. Teşekkürler Ömer abiciğim.
"O zaman ben gidip telefonumu bulayım," dediğimde Fikri abi araya girdi. "Söyleyelim görevlilere getirsinler kızım, sen yorma kendini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 NUMARA
Teen FictionTürkiye'nin yetiştirdiği uluslararası ilk kız grubu: Rare Dancers. Ve Türkiye'nin üç büyük takımından biri: Beşiktaş. Bu alakasız ikili hangi noktada birleşir? Hayran kurgu değildir. 03.06.21: Besiktas #1 05.04.21: Kızgrubu #1 29.04.21: Turkish #...