1 NUMARA

38 | Senfoni

Selam! Okuyucu kitlemin yaşını çok merak ediyorum. Size zahmet olmazsa bu kısıma yaşınızı yazar mısınız?

Sınır: 390 oy 220 yorum

****

Kırık cam teorisi diye bir olgu var. Eğer bir binanın bütün camları kırıksa, insanlar diğer kırık olmayan camları da kırmaktan çekinmezler.

Hayatım biraz böyleydi. Benim kırık olan yanlarımı gören herkes diğer noktalarımı da kırmaktan çekinmemişlerdi.

İnsan acısını içinde yaşamalı, diye düşündüm bu yüzden hep. Ne yaşadıysam içimde başladı, bir yangın gibi sürdü, gitti.

Ama bitti.

Eninde sonunda bitti.

Her şey biter. Bu kesif acı da, sonu gelmeyen dipsiz ikrah da bir ömrü boyu sürmeyecek. Zaten insan, hiçbir acıya da ömür boyu katlanamazdı.

Karşıma geçip beni babam konusunda suçlamak kolaydı. Suçlamak başlı başına basitti zaten, zor olanı gerçekleri kabullenmekti.

Ben kırık cam terorisindeki bazı camları kırık olan o bina değildim artık.

Çoktan inşa edilmiş, bütün camları sapasağlam, dokuz nokta ikilik bir depreme bile dayanabilecek güçteydim ben.

Kimse beni yıkamazdı.

Bunu da gereken kişinin kafasına vura vura öğretecektim.

"Bence öldü ya daha fazla uğraşma,"

Duyduğum sesle başımı tabağımdan kaldırıp karşımda oturan Berfu'ya baktım. Gözleriyle deminden beri eşeleyip durduğum yulaf tabağını işaret etti.

"At olmadığım için ben de yulaf yemekten hoşlanmıyorum ama sen onları öldürdün resmen,"

Berfu'nun neyi kast ettiğini anladığımda yemekle uğraşmayı kesip kaşığı tabağın içine bıraktım. Hande ve Bade sessizce yemeklerini yerken Berfu laf atmadan duramıyordu.

Birkaç saniye sonra Hande yemeğinden başını kaldırıp üçümüzde gözlerini gezdirdi.

"Bu arada Yeşim söyledi, yarın sabah kilo kontrolümüzü yapacakmış," dedikten sonra bana baktı. "Senin çok zayıf olduğunu düşünüyor sanırım, beslenme uzmanıyla beraber bana ve sana bir liste hazırlayacağını söyledi."

Bir süredir tartılmasam bile sanırım yemek düzenim iyice bozulmuştu ve bu da kilo kaybetmeme neden olmuştu. Sağlığım için buna bir dur demem gerektiğinin farkındaydım.

"Bize liste yok mu?" diye sordu Bade. Onun sorusuyla Berfu ters bir bakış atarak konuştu.

"Kaşınıyor musun acaba Bade? Listeyle beslenmeyeceğin için oturup şükür namazı kılman gerek, sen gelmiş bize yok mu diyorsun."

Bade omuz silkerken tabağındaki kakaolu yulaftan bir kaşık aldı. "Herhalükarda bunları yiyoruz sonuçta, benim için değişen bir şey yok."

Bade bir hayli saftı ya. Oysa Berfu'nun asla sağlıklı beslenmeyip gece gündüz abur cubur yiyor olması aklıma gelince başımı iki yana sallayarak oturduğum yerden kalktım.

Gözlerim Hande'nin üzerindeyken, "Tamamdır," diye onayladım. "Size afiyet olsun."

Otelin restoranından çıktıktan sonra oyalanmadan asansöre binip odama girdim. Kapımı kapatmamla eşzamanlı cebimdeki telefonum titredi.