9 | Kalbin Sesi

15.2K 936 177
                                    


Kitap nasıl gidiyor? Lütfen görüşlerinizi bu kısımda belirtin :)

*

Saf bir kız değildim.

Tam aksine, çoğu zaman aklı başında birisi olmuştum.

Her şeyi önceden düşünür tartar, mantığımın kabullendiği ve kalbiminde hoş gördüğü şeyleri yapardım.

İnsanlara kendimi ispat etmek için uğraşmazdım, ama yanlış anlaşılmaktan ödüm kopardı.

Ve şimdi tam o yanlışın ortasındaydım.


Elanın en açık tonu olan gözleri somut bir öfkeyle yanıyordu.

Öfkesinin tek hedefi bendim.

Onu burada, arabama doğru yürürken görmeyi elbette beklemiyordum. Ne için geldiği belliydi.

Ona ne diyecektim?

'Menajerim beni kurtarmak için seni yaktı' mı?

Bana nasıl inanacaktı?

Peki daha iki kere gördüğü bir kıza neden inansındı ki? Ben olsam bende inanmazdım.

Arabamın yanında durdu, kapıyı beklemeden açarken esen hava yüzüme çarparak kısa saçlarımı geriye doğru savurdu. Karşıya diktiğim bakışlarım ağır ağır ona döndü.

Sarp elinin tekini arabanın üzerine yaslamış, başını eğerek gözlerini bana dikmişti.

İlk karşılaştığımız andan farklı olan tek şey zaman ve mekân değildi.

O gün gözleri yaramaz bir çocuk gibi parlarken şimdi ise öfkeyle yanıyordu.

"İn." dedi.

Boş boş baktım yüzüne. Geri çekilip bir adım atarak inmem için yer açtı.

"İn dedim." diye tekrar ettiğinde derin bir nefes alarak elimi arabanın kapısına yasladın ve indim.

Kapıyı gürültüyle kapatırken tam karşımda duruyordu. Aramızda az denecek bir mesafe vardı.

Öylece yüzüme baktı.

Lafa girmem gerektiğini hissettim. Ama Allah kahretsin ki benim hiçbir suçum olmadığı hâlde utanıyordum. Çünkü Pelin aptalı bunu benim yüzümden yapmıştı.

"Sen mi yaptın?" diye sordu. Kaşlarım istemsizce çatıldı. "Sarp.." diyecek oldum, engel oldu.

"Tek bir soru sordum. Sen mi yaptın?"

Ela gözleri bana tiksinerek bakıyordu.

Konuşmamı bekledi. Cümlelerimi toplayıp konuşmam çok zordu, ne diyeceğimi bile bilmiyordum. Teknik olarak ben yapmış sayılırdım.

Bir adım atarak önümde durdu. Başımı kaldırıp gözlerine bakmak zorunda kaldım ki bu boynumun ağrıması için yeterli bir sebepti. Bana tepeden bakıyordu.

Tek kaşını kaldırarak bekledi. Onu daha fazla delirtmemek için "Evet ama-" diyecek oldum, öfkeyle yumulan gözleri bana engel oldu.

"Yeterli." dedi. Bu tek kelimeyi tıslarcasına söylemişti.

İşler boka sarıyordu.

Ve ben bile daha ne olduğunu anlamadan ona neyi nasıl anlatacaktım?

Arkasını döndü, gideceğini anladığımda öne doğru atılıp kolunu tuttum. Kollarına dokunan ellerimi umursamadı, adeta beni arkasından sürüklercesine yürümeye devam etti. "Sarp dur!" diye seslenerek onu kendime döndürdüm.

1 NUMARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin