1 NUMARA

28 | Cesaretin Var Mı?

Bu şeker çalışmanın sahibi irmakbegum'e teşekkürler 💙

*****

Haftasonuna yaklaşırken Perşembe'yi Anton Çehov gibi geçiriyordum.

"Ne kadar güzel bir gün. Çay mı demlesem kendimi mi assam karar veremiyorum.." diyen Anton Çehov gibi.

Bari çay demleseydim.

"Alex bak bacaklarım titriyor, ne olur bizi bir salar mısın artık..."

Alex söylediklerime anlam veremeyerek yüzüme soru işareti dolu gözlerle baktığında oflayarak İngilizce'ye geçiş yaptım.

"Bugünlük bitirsek olur mu?"

İngilizce'ye geçince gelen naziklik ve akabinde naif bir şekilde konuşmak...

Alex zaten bitmiş olan müziğin başlamasını engelleyerek karşımda duran kameramanlara işaret verdi. Kameraman ve ışık şefleri başlarını sallayarak kaydı durduklarında ardımdaki dans ekibi de beklentiyle bana bakıyordu.

İçlerinden sadece dört erkek ve iki kızın seçildiği dans ekibi de tıpkı benim gibi yorgundu. İki gündür hiç hız kesmeden deli gibi solo dansıma çalışıyorduk ve bu nedenle sabahtan beri aynı dansı sayamayacağım kadar çok tekrarlamıştık.

Şu an kusabilseydim eğer dans figürleri ağzımdan çıkardı.

Alex sanki karar vermek ister gibi beni süzmeye başladığında bende at kuyruğumdan dışarı fırlayan saç tutamını ellerimle iteledim.

Alex bana doğru yaklaşarak altımdaki siyah taytı işaret etti.

Bakışlarım işaret ettiği yere kaydı.

Kaliteli olduğu hâlde taytımın dizleri sabahtan beri dans etmekten açılmak üzereydi.

"Dizlerin de acıyor mu?" diye sordu Alex. "Niye hiç belli etmedin?"

Diğer dansçılara dönüp çıkmaları için işaret verdiğinde onlar neredeyse zıplayarak kaçacaklardı. Stüdyodan çıkmak için yeltendiklerinde Alex benimle ilgilenmeyi kesip Akay'a seslendi.

"Bir gün ara verelim dinlenin. Ertesi gün teaser çekimi için burada olun Akay."

Dans ekibinin favori yeteneklisi olduğu için sürekli en önde boy gösteren Akay önce bana, daha sonra Alex'e baktı.