21 | Bir Tutam Yük

13.5K 751 393
                                    

****

Nasıl tarif edilir hiç bilmiyorum. Ama sanki..  Senelerce uğraşıp inşa ettiğim o ev yıkılmış gibiydi. Yıllardır beklediğim haberi almışım ama artık gerek kalmamış gibiydi.

Tarifi yok, çözümü de yok zaten.

Şarkı söylemek, dans etmek ve sahnede olmak benim küçük dünyamı aydınlatan iki yönlü bir ışıktan farksızdı.

Şimdi o ışığın biri sönmek için cızırdıyordu.

Bazı kısımlar vardı işte. Elimi kolumu bağlayan, babasına bile boyun eğmemiş Bensu'yu boyun eğmek zorunda bırakan.. Tam bu andaydım.

Ömer Abi'nin hayal kırıklığıyla bakan gözlerini görmemeyi dilerdim.

Bu, benim günahım değildi. Ama etkileri beni zan altında bırakırdı.

Televizyon ekranından yükselen sunucunun rahatsız edici sesi Fikri Abi'lerin salonunda yankılanırken kimseden çıt çıkmıyordu.

Sarp ve Ömer Abi dışında kimse benim farkında değildi. Ama hiçbiri de televizyonu kapatmak için hamle yapmıyordu.

Berfu'nun eli dostane bir hareketle kolumu buldu, "Bensu.." diye sessiz bir mırıldnmayla konuşsa da ona dönmedim.

Berfu'nun sessiz mırıltısına karşılık Elmas Hanım bakışlarını bizim olduğumuz tarafa çevirdiğinde, Fikri Abi'ye dokunarak onunda bakmasını sağladı.

Fikri Abi önce bana, daha sonra Ömer Abi'ye baktı.

"Ömer," dedi. Onun sesiyle herkes bakışlarını televizyondan ayırıp ikisine çevirmişti. "Oturun konuşalım. Halledilmeyecek bir şey değil."

Ömer Abi başını iki yana sallayıp bana doğru yürümeye başlarken, "Biz konuşacağız." demekle yetindi.

Onun yürümesiyle herkesin bakışları beni bulurken ben gözlerimi Ömer Abi'den ayıramamıştım. Yanımda duran Ömer Abi hayal kırıklığı ve sinirle karışmış gözleriyle kapıyı işaret etti.

Önümden yürümeye başlamasıyla arkasından hamle yapmaya girişmiştim ki Berfu'da benimle beraber hareketlendi. Bunu belki de tahmin eden Ömer Abi arkasını döndü ve önce Berfu'ya baktı. Daha sonra birini arar gibi bakışlarını salonda gezdirdi.

"Sen ve Bade burada kalın Berfu."

Berfu'nun bana dönen bakışlarına gözlerimi açıp kapatarak onay verdiğimde Ömer Abi'nin peşinden dışarı çıktım.

Arabasına doğru yürüyen Ömer Abi şoföre bir işaret verip siyah limuzinin kapılarını açtırdığında beni beklemeden bindi. Onu takip ederek arabaya ilerlediğimde arkamdaki kapının açılma sesini duydum.

Arabaya binmek için kaldırdığım elimle kapıya tutunup kalırken bakışlarımı açılan kapıya çevirdim. Hemen ardımızdan çıkan Sarp bize doğru ilerliyordu.

Önce arabanın arka koltuğuna oturmuş ve sinirden durmadan sağ bacağını sallayan Ömer Abi'ye, daha sonra bize doğru yürüyen ve ne diyeceğini bildiğim Sarp'a baktım.

Bakışlarımız kesiştiğinde sertçe yutkunarak elalarına baktım. Gözlerimde ne gördü bilmiyorum fakat yürümeyi kesip arabanın ilerisinde durdu.

O fotoğraftaki adamın kendisi olduğunu söyleyecekti biliyordum ama buna gerek yoktu.

O adamın Sarp Karabulut olduğunu bilmelerini istemiyordum.

Başımı iki yana onaylamazca salladım ve Sarp'ın ne yapmaya çalıştığımı anlamadığı için çatılan kaşlarına aldırmadan arabaya bindim.

1 NUMARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin