46 | Dört Duvar

10.4K 720 369
                                    


****

Futbolla alakası olmayıp bir anda kendini futbolla bütün halinde bulan o kişi kim diye sorarsanız rahatlıkla ben yanıtını verebilirdim.

Zira Berfu Şahin gibi aşko bir kızın bile futbol yayını izlemeye başladığı bir evrende böyle şeyler pekala mümkündü.

Hadi bu mümkündü diyelim... Benim bu denli kontrolümü yitirmiş olmam mümkün müydü, işte orası tartışılırdı.

Gelin olmuş gidiyorum...

Ben bu cümleyim.

"Hadi in bakalım güzelim,"

Sarp'ın sesiyle gözlerimi izlemeye devam ettiğim yoldan çekip etrafıma bakındığımda arabanın Emirgan Sahil'de durduğunu görmek beni şaşırtmıştı.

Sarp arabayı park edip anahtarını yavaşça çıkarırken gözleri bana döndü. Kaşlarımı kaldırarak, "Eve gideriz diye düşünmüştüm." diye soru edatı bulunmayan ama aslında bir soru niteliğinde olan cümlemi kurdum.

Onun kaşları tatlı bir ifadeyle yavaşça havalanırken üst dişiyle alt dudağını hafifçe ezdi. "Evimize de gideriz bebeğim, önce karnını doyuralım."

Evimiz.

İkimizin beraber yaşayacağı, bir yuva yapacağımız dört duvar.

Benim için dört duvardan çok daha fazlası.

Bir insanın gözlerine bakarken içiniz titredi mi hiç?

Elleriniz sanki olması gereken yermiş gibi onun tenine uzandı mı?

İşte, karşımdaki adamın üzerimde bıraktığı duygulardan yalnızca birkaçı bunlardı.

Seviyordum ve sevdiğim kadar da seviliyordum.

Ne büyük şans.

Emniyet kemerini çözmek için elimi uzattığım sırada Sarp benden önce davranıp kemere uzandı. Onun bu hamlesi beklenmedik bir yakınlaşmayı beraberinde getirdiğinde bir eliyle üzerimdeki kemeri usulca çözdü. 

Kemerin hızla geriye doğru gitmesiyle başımı kaldırıp yakınımda olan adama baktığımda hafifçe tebessüm etti ve uzanıp burnumun ucunu öptü.

"Hadi in güzelim."

Güzelim miyim gerçekten...

Dışımdan söylemesem bile bunu yüz ifadem ile açıkça belli etmiş olmalıyım ki Sarp dudaklarını birbirine bastırıp güldü. İstemsizce gözlerim kısılıp ona ters bir bakış attığımda tripli bir şekilde arabanın kapısını açıp indim.

Arabadan inmemle çıplak tenime bir anda nüfuz eden soğukla buz kesildim.
Saatin gece yarısını bir hayli geçiyor olması ve Kasım'ın can alıcı soğukluğu birleşince ortaya felaket bir senaryo çıkmıştı, hava buz gibiydi ve benim üzerimde askılı, incecik bir elbise vardı.

Hayır bu ince elbiseyi giyme sebebim yanıklığımdan kaynaklanmıyordu, tamamen Sarp ile beraber Tuzla'dan kaçmış olmamızdan dolayıydı. 

1 NUMARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin