7 | Dört Yıldız

19.1K 1K 274
                                    


*

Yorgun uyuduğum gecenin sabahına yersiz aramayı seven kuzenim Lara'yla uyanmıştım.

Haklı sebepleri vardı. Uzun bir süredir görüşmemiş olmamız ona kızmama engeldi. Bende onu özlediğim için dışarıda kahvaltı teklifini üşengeçliğime rağmen kabul edecekken, neyse ki Hande'nin kahvaltıyı hep beraber yapmamızı istemesiyle erkenden kalkıp hazırlanmaktan kurtulmuştum.

Hande'nin ailesiyle yaşadığı büyük evi annesi ve babası tatile gittiği için uzun zamandır boştu. Hande'nin kahvaltı için evlerinde çalışan yardımcı kadını aramasına kesinlikle izin vermemiş, kahvaltıyı kendim hazırlamak istemiştim.

Uzun bir süredir mutfağa girip kahvaltı hazırlamadığımı fark etmiştim. Halbuki mutfakta takılmak, temizlik yapmak hatta özellikle kahvaltı hazırlamak bana her zaman terapi gibi gelmişti. Sıradan bir ege kızıyken ünlü olmam malesef çoğu şeyi değiştirmişti. Her ne kadar evde devamlı çalışan bir yardımcımız olmasa da zaten uzun bir süredir evimde oturacak fırsatı da bulamamıştım.

Kahvaltı için kendime ve kızlara bugünlük izin vermiştim. Cheat day yapıyordum kısaca.

Ne zaman aile evime gitsem annemin hazırladığı gibi önce patates kızartması, daha sonra sucuklu yumurta yapmıştım. Hande'yle beraber diğer kahvaltılıkları hazırlarken Berfu masayı bahçeye hazırlıyordu.

"Berfu, çaydanlığı götürsene." diye seslendiğimde patatesleri tabaklara koyuyordum.

Berfu oflayarak çaydanlığı ocağın üzerinden aldı. "Hayata bak. Dünyaca ünlü bir yıldızım ben, yörük kızı gibi takılıyorum sizin yüzünüzden."

Çaydanlığı masaya bırakırken söylenmeye devam etti. "Hani yediklerimize dikkat ediyorduk?"

Geceleri gizlice milka yiyen kıza bakın, neler diyor.

Ona cevap vereceğim sırada kapı çaldı. Ben kapıyı açmaya giderken Hande ve Berfu didişmeye başlamıştı.

Kapıyı açtığımda Lara saniyeler içerisinde üzerime atlayarak bana sarılmıştı. "Bensu!"

"Hoş geldin," dedim ona sarılırken.

"Hoş buldum."

Geri çekilip içeri girerken iki karton poşetten birini elime tutuşturdu. "Bu ne?"

"Annen gönderdi. Benim salak kızım orada aç kalıyordur, dedi."

Karton poşeti mutfağa götürürken "Sen içeri geç." diye seslendim. Poşeti mutfaktaki masanın üzerine bırakırken kartonu hafifçe aralayarak içine baktım.

İçindeki kavanoza gözlerimden kalpler çıkarak baktığıma emindim.

Annem sarma yapayım diye asma yaprak göndermişti. Kendimi tam şu an tekrar Egeli hissetmeye başlamıştım.

Poşetin içerisindeki incirlere ve zeytinlere de bir göz atıp telefonumu elime alarak anneme teşekkür içerikli bir mesaj attım. Daha müsait bir zamanda arayacağımı da eklemiştim.

Nihayet kızlarla bahçedeki masaya oturduğumuzda, Lara elindeki diğer poşette aldığı simitleri tabaklara koyuyordu. "İzmir gevreğinin yerini tutmaz ama..." derken bana bakarak göz kırpmıştı.

Sanki önünden kaçırıyorlarmış gibi bir aceleyle tabağını tepeleme dolduran Berfu'ya sırıtarak baktım. Bakışlarımı fark etmesiyle kaşlarını çattı.

"Ne?"

Tabağını işaret ettim. "Hani dünya yıldızıydın sen?" dediğimde omuz silkti. "Dünya yıldızları da sucuklu yumurta yer."

1 NUMARAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin