Sınır: 410 oy 250 yorum
****
Aşk, içi dolu bir tabancayı karşındakine uzatıp seni öldüreceği anı beklemekten farksızdır, demiş biri. Sevmek hep böyledir. Gözlerini kapatır beklersin, belki o kurşun göğsüne değmesin diye siper alırsın; belki almazsın. Gözlerin kapalı. Beklersin.
Sen bir tetiğe bastın. Sen o silahı ateşledin. O merminin ucunda biz vardık, senin ellerinin kokusu sinmişti namluya. Silahı bile sancıyla tutan, titreyen ellerin... Bu gözlerde neden binlerce anlama dönüşür. Bilemezsin.
Bak, somut anlamda ateşlenen bir silah yok. Vurulan kimse yok, yerde bir damla kan lekesi bile yok.
Peki neden bu yeşil stadyumun her yanında bağıran insanlar, sanki bir kurşun sesi gibi geliyor kulağıma?
Bak, kurşunlar yağdı. Senin bastığın o tetiği binlerce insanın çığlık çığlığa kurşunları taradı. Namlunun ardında belirdi yüzün. Bir buluttan aşağı süzülen damladan farksız nemli gözlerin, ellerinde bir silah. Sen, istemeden de olsa beni vurdun.
Belki niyetin bu değildi, hatta biliyor musun, beni vuracağını bildiğim hâlde siper almadım.
Bunu ellerinde yetmişlik bir silahla, bir an bile parmakların titremeden, gözlerine ulaşmayan bir tereddütle başardın. Şimdi silahın ardında sen varsın, gözlerin namlunun ucunda kapalı.
Benim gözlerim ise nemli, hissettiklerimi, ağlama isteğimi bastıran buzdan maskem paramparça oldu.
Koca stadyumu yaran güçlü bir çığlıkla bütün sesleri bastırmak istedim. Başaramadım.
İnsan, canı çok yanınca sesi çıkmazmış. Öğrendim.
"Sarp..."
Dudaklarımdan güçlükle firar eden isim, Sarp'a doğru koşan takım arkadaşları, sağlık ekibi... Nemlenen gözlerimden seçemediğim bir sürü sima.
"Bensu!"
Berfu'nun sesiyle bir rüyadan uyanır gibi irkildim.
Ayağa kalkmış olduğum yerde, bir an bile düşünmeden saha demirlerine doğru koştum. Bütün protokol heyeti ayaklanmış, saha da hınca hınç bağırışlar kopuyordu.
Ben bağıramıyordum, çünkü canım çok acıyordu. Ama onlar, benim kadar yanmadıkları için haykırabiliyorlardı.
En çok bağıranın yanına koşarlar hep, oysa susanın canı daha çok acır... Bilmezler.
Korkuyordum, daha önce bu kadar korkmuş muydum hatırlamıyordum. Dudaklarım zangır zangır titriyor, ağzımı açıp konuşamadığım için genzimde oluşan acı tadı hissediyordum.
O zamana kadar düşünmediğim her şey, beynimi bir karınca sürüsü gibi ele geçirdi.
Onun canının acımasından korkuyordum, ama asıl korktuğum Sarp'ın ailesinde genetik sayılabilecek olan bir kanser hastalığı olmasıydı. Hiç hesaba katmadığım, o şu an yerde bilinçsiz yatarken kalbimin üzerine oturan korkunç ihtimal.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 NUMARA
Teen FictionTürkiye'nin yetiştirdiği uluslararası ilk kız grubu: Rare Dancers. Ve Türkiye'nin üç büyük takımından biri: Beşiktaş. Bu alakasız ikili hangi noktada birleşir? Hayran kurgu değildir. 03.06.21: Besiktas #1 05.04.21: Kızgrubu #1 29.04.21: Turkish #...