1 NUMARA

26 | His

***

'Yuva yıkan kadın olmayacağım' dedikten birkaç saniye sonra Volkan'a 'boşan' diyen Derin kararlılığı vardı üzerimde.

Henüz bir gün önce Sarp'a imkansiz dedikten sonra EURO 2021 için şu an Rusya sınırlarındaydım.

Rusya'nın Sheremetyevo Uluslararası Havalimanı, saçlarıma taktığım pembe saç ve tanınmamak için şekilden şekile giren iki kadın...

Dört dil biliyor olsam da çatpat olan Rusca'mla geldiğim bu gavur memleketinde rezil olmamak adına Berfu'yu yanımda sürüklemiştim. Rio'yu da ayartarak bizimle birlikte getiren Berfu, Rusya'ya gitme fikrime dakikalarca gülmüş ve en nihayetinde kabul etmişti.

Berfu ama gıcık hissediyor...

Türkiye-Rusya maçı yapılan önemli bir değişiklik ile birlikte İstanbul'da değil Rusya'da oynanacaktı. Henüz Lig'in bitmesinin üzerinden bir ay geçmişken yapılacak olan maçtan hemen sonra takımların hazırlık kampına gireceği söyleniyordu. Bu nedenle Sarp'ı yalnız bırakmak istemediğim için gelmiştim.

Burada olduğumuza dair bir haber yapılırsa ve bu durum Ömer Abi'nin kulağına giderse yarın ikindi namazına müteakip cenazemiz Süleymaniye'den kalkardı.

Yabancı ortakların çıkaracağı yaygarayı hiç saymıyordum bile...

"Ay dur onun içinde kırılacaklar var!"

Berfu eşyaları kiraladığımız arabaya taşıyan görevliyi uyardığında görevli olan adam başını kaldırıp tip tip bize baktı.

Berfu Rus olduğuna emin miydi ya.

Kızın memleketine gelmiştik adamla Türkçe konuşuyordu.

"Kırılacak kelimesinin Rusca'sı neydi ya?"

Berfu'dan Dökümcü Hasip vibeı alıyordum.

Hani şu Ağrı'dan İstanbul'a çalışmak için gelen Hasip'in Türkçe öğrenmek için Kürtçe konuşmamaya karar vermesi, sonrasında ise Türkçe öğrenemeyip Kürtçe'yi de unutması ve sıfır dille yaşamaya devam etmesi..

Yok yok dalga geçiyordu bu kız benimle.

"Yest vescshi kotoryye nuzhno slomat." (Kırılacaklar var.)

Araya girerek yarım yamalak Rusca'mla kurduğum cümleye karşılık görevli adam başını sallayıp işine geri döndü.

"Sen Rus olduğuna emin misin sarı papatyam? İnsan kendi dilini unutur mu?"

Rio'nun kurduğu cümleye karşılık Berfu örgülü siyah peruk saçını geriye atarken omuz silkti.

"Ben Rus değil Türk'üm." dedi. "Annem Rus ve ben de Rusya'da doğdum. Bu kadar."

Bu nasıl bir ikna cümlesi reis ya..

Berfu'nun Sokrates'i mahcup bırakacak savunmasına karşılık Rio beyni error vermiş bir şekilde bir bana, bir de Berfu'ya baktı. Ben hafifçe gülüp nihayet görevlinin de geri çekilmesiyle arabanın arka koltuğuna kuruldum.

Rio direksiyon koltuğuna ve Berfu'da yanındaki koltuğa oturduğunda gözlüğünü çıkarmak için hamle yaptığını yüzüne doğru hareketlenen elinden anlamıştım. Arkadan uzanıp elini tutarak engel oldum.

"Sakın çıkarma."

Berfu oflayıp puflayıp elini geri çekerken bende geriye yaslanmıştım.

Ne komikti ama. Tanınmamak için Berfu'yla beraber saç şeklimizi değiştirmiş ve kafamıza kocaman şapkaları geçirmiştik. Başta maske taksak da yan yana maskeli durduğumuzda daha çok dikkat çektiğimiz gerçeğini içlerinden en akıllısı olarak ben fark etmiştim.