46.Bölüm

27.9K 1.1K 17
                                    

AZRA DOĞAN

Nikah salonunun giriş kapısına doğru ilerlerken,kolum yanımdaki heybetli adamın koluna kenetlenmiş,gelinliğimin eteğinin uzun ucu Melis tarafından yere sürülmemesi için kaldırılmıştı..Ahmet amca ve annem yanımızda yürürken Tanerde sırıtan yüzüyle önümüze geçmiş,kapıyı açarak geçmemizi beklemişti..

Nikah salonunun içine girerken heyecandan tir tir titrediğimi hissettim.Geniş salonun ortasında yükseltilmiş bir kısım,o kısmın üzerinde dantellerle ve çiçeklerle süslenmiş kare bir masa vardı..

Gözlerim salonun diğer taraflarına kaydı...Masanın yakınında olan oturacakların üzerindeki bir kaç kişi dikkatimi çekti...

Masanın bulunduğu kısma doğru yaklaşırken annem boşta kalan elimi sıkarak yanımızdan uzaklaşmış,izleyiciler için konulmuş oturacaklara ilerlemişti.Onun ardından Ahmet amca ikimizede sevgi dolu bir gülücük atarak annemi takip etmişti..Melis eteğimin ucunu bırakıp,kulağıma eğilmiş ve ''Birazdan aynı soyismi taşıyacağız.Ve inan bana Azra bu benim için çok güzel bir duygu..'' diye fısıldamıştı.

Söylediklerine karşılık verme fırsatını bile bulamadan o da yanımızdan ayrılmış ve annemlerin yanına doğru ilerlemişti.Gözlerim dolarken,Taner'in önümüzü kestiğini farkettim..O anda yüzümde oluşan sırıtışa engel olamadım..

-''Ne var lan gene?''

Eymen'in alaycı,tok sesi içindeki sevgi dolu tınıyı gizleyemiyordu.Taner'i çok fazla sevdiğini her defasında daha da anlıyordum..

-''Abi heyecanın biraz yatışmışa benziyor..'' derken sırıtıyordu..Ardından bana dönüp gözlerindeki gizemli bir parıltıyla ''Azra bak düşün taşın son şansın.Bu adamla ömür geçmez..'' der demez geri geri gitmeye başlamış,Eymen'in elinin kasılışını hisseddincede hemen boşta kalan elimle Taner'e kaçmasını işaret etmiştim.Boğazımda yükselen kahkahayı,yutkunup yok etmeye çalışmış fakat pek başarılı olamamıştım.

-''Bakıyorumda hoşuna gitti küçük hanım.''

-''Gitti tabi..Bir bakıma haklı çocuk.'' dedim gülerken..

-''Öyleyse bile..'' dedi boğuk kahkahasıyla,3 basamaklı merdiveni çıkmış masaya varmıştık.''Senin için artık çok geç.''

-''Biliyorum..'' diye fısıldadım sandalyeye otururken..''Ne yazık ki birazdan hayatımı karartmış olacağım.''

Oturduğum an eli gelinliğin açıkta bıraktığı sırtıma değdi..Nefesimi tutmuş,vereceği tepkiyi soluksuz bekliyordum.

-''Bende hayatını karartarak,bu gelinliği giymenin bedelini sana ödetmiş olacağım.''

Derin bir nefes bırakırken istemsizce sırıttım..Oda sandalyeyi çekip,oturduğunda bakışlarımız kesişti..

-''Teşekkür ederim.'' diye fısıldadım..

-''Ne için?''

-''Çok büyük bir tepki vermediğin için.'' derken gözlerimle gelinliği işaret ediyor,sırtımdaki dekolteden bahsettiğimi söylemeye çalışıyordum.

-''İlk ve son.'' derken yamuk gülüşü yine hatlarını esir almış,kalbimi tekletmişti..

Hafif bir öksürük sesi duyunca ikimizde aynı anda masaya gelmiş olan nikah memuruna döndük.Sandalyeyi çekip,oturduğunda Taner ve Meliste ayaklanmış masaya doğru geliyordu.

Herkes yerini aldığında ve nikah memuru konuşmasını yaptıktan sonra bana döndü.

-''Siz Mehmet kızı Azra Doğan hiç bir baskı altında kalmadan Eymen Ataman'ı kocalığa kabul ediyor musunuz?''

KALBİM SENİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin