28.Bölüm

33.1K 1.4K 26
                                    

AZRA DOĞAN

Duyduklarım karşısında kulaklarıma inanamadım.Ben kimdim?Onun kalbine dokunan kız mı?Ya da duygularını çalan kız?

Yaşadıklarımın hayal olup olmadığını ayırt edemiyordum.Sesi bir yanılsamaydı diyelim peki ya bakışları..Yumuşacık,sıcacık bakışları ve tenime değen teni hayal olamayacak kadar gerçekti.Hayal olmasını istemeyeceğim kadar güzel...

-''İbnenin tekiyim Azra.''

Sesindeki acılı,sert tınıyla iyice şaşkına döndüm.Başka bir zamana ışınlanmıştıkta benim mi haberim yoktu?

-''Evet.'' diye fısıldadım istemsizce.''İbnenin tekisin.''

Elleriyle çenemi avuçlayıp,baş parmaklarıyla yanaklarımı okşamaya başladı.Sıcak nefesinin yüzümdeki esintisi huzur veriyordu.

-''Sana her şeyi açıklayacağım.'' diye fısıldadı boğuk bir sesle.''Sadece biraz zaman ver ve yanımda kal.Zamanı gelince öğreneceksin.''

Söyledikleriyle milyonuncu,zilyonuncu kez sersemledim.Neyi açıklayacaktı?Açıklanacak ne kalmıştı ki?

-''Açıklama falan istemiyorum.Yanında kalmayı hiç istemiyorum.'' diye bağırdım.''Sadece bırak beni ve gideyim.''

Gözlerime saplanmış koyu bakışlarından çektim kendimi.Çanesindeki kasılmayı hissediyordum..Gözleri renk vermiyorsa da kasılan çenesi gerginliğini gizleyemiyordu.

-''Gidemezsin Azra.''

Sesindeki sert tını eskisi kadar keskin olmasa da kendini belli etmişti.

-''Sadece bu gece seninle kalacağım.'' dedim alayla.''Yarın başka bir adamın kollarında olacak bir kadın için ne bu ilgi.''

Çenemdeki elleri kasıldı o an.Gözlerindeki kara bulutların şimşeğe maruz kalışını izledim sessizce.

-''Bu gece de.Sonraki gecede.Ondan sonraki gecede benimsin.'' diye kükredi.''Benden başka kimsenin sana dokunmasına izin vermeyeceğim Azra.Asla.''

Kafasını usulca yanaştırdı bana..Varlığı,nefesi,kokusu,sıcaklığı soluklarımı titretti.Dudaklarımdan dökülen kelimeler onun dudaklarının arasında yok oldu.

-''Bana dokunmandan nefret ediyorum..Senden,varlığından,her bir zerrenden tiksiniyorum.''

Dudaklarımın üzerindeki yumuşak ve ısrarcı baskı karşısında kıpırdamamaya çalıştım.Ama boşa debelendiğimi biliyordum.Israrcı darbelerinin direncimi kırıp,az sonra usulca zehir gibi benliğime sızacağını da biliyordum.

Kabullenmek istemesemde,kalbimde edindiği yeri hissediyordum.Dokunuşlarını geçtim,kokusuna bile deli oluyordum.Beni varlığıyla sarmalaması ve sonsuza dek serbest kılmaması için ölüyordum.

Lanet olsun!

Sadece tek bir öpüşüyle ruhum bedenimden ayrılıp,gökyüzünde uçuyor gibiydi.Bekaretimi,geleceğimi acımasızca çalan bu herife karşı hissettiklerim canımı yakıyordu.

Dilinin tatlı dokunuşları son bulunca,derin bir nefes aldım.Ciğerlerim yanıyordu.Her defasında böyle oluyor,nefessiz kalıyordum.Ama asıl kalbimi acıtan yada beni nefessiz bırakan dudaklarının varlığı değildi..

Yokluğuydu..Sıcaklığı benden çekilince tüm yaşanmışlıklar tekrar beynime süzülüp,ayaklanıyordu.İşte o anlarda keşke diyordum.Keşke sonsuza dek dudaklarıyla beni bu diyarlardan alıp götürse..Sadece onun olduğu,kalbime saplanan gri gözlerin olduğu o diyarlara..

-''Benden nefret etmiyorsun..'' diye fısıldayan acı dolu sesi yüeğime saplandı.''Edemezsin.Etmene izin vermeyeceğim.''

Gözlerimi açıp,koyu griliklerine hapsoldum.Öyle bakıyordu ki..Nefessiz kaldım o an.Kalbimdeki acıyı,ağrıyı dindirebilmek için tırnaklarımı avuçlarıma batırdım.Gözlerimden akıp,ılık suya karışmak için feryat eden yaşların önüne barikat kurdum..

KALBİM SENİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin