1.Bölüm

64.8K 1.7K 57
                                    

Merhabalar :) Yeni bir hikayeyle tekrar karşınızdayım.Umuyorum beğenerek ve severek okursunuz.Desteklerinizi bekliyorum.Siz yanımda olursanız bende hevesle,güzel güzel bölümler yazmak için elimden geleni yaparım.İlk bölümü yayınlayıp gelecek tepkilere bir bakacağım.Sonrasında devam etmeme değip değmeyeceğini değerlendireceğim.Bu yüzden eleştri yada yorumlarınızı bildirin lütfen.İyi okumalar diliyorum :))

 AZRA DOĞAN 

İşten çıkmış eve doğru hızlı adımlarla yürüyordum.Yüzüme çarpan su damlalarını hissedince saçlarımı montumun şapkasıyla örttüm.Telefonumu çıkartıp saate baktım.Daha 8.30 olmasına rağmen hava kararmıştı.Karanlıktan hep korkardım zaten buna birde yürüdüğüm ara sokağın kasveti eklenince nefesim kesiliyordu.Normalde bu kadar geç saatte çıkmazdım işten ama bugün patronun bir işi çıkmıştı.Dükkanı kapatmak bana kalmıştı anlayacağınız.

Telefonun ıslanan ekranını elimle sildim ve cebime sıkıştırdım.Hava gerçekten soğuktu.Adımlarımı daha da hızlandırırken ellerimide montumun ceplerine soktum.Bir süre sadece yürüdüm.

Eve yaklaştığımda ışıkların açık olması beni şaşırttı.Bu saatte annemin evde olmasını beklemiyordum.Onun sabah üstü eve gelmesine alışmıştım.İşi böyle gerektiriyordu.Sabaha kadar üstündeki adamları zevkten dört köşe edip,tatmin olmalarını sağlayamadan eve gelemiyordu malesef.Evet! Yanlış anlamadınız işi tamda buydu.''Fahişelik..''

Bunları düşünürken evin kapısına yaklaştım.Tam o sırada cılız bir ses duydum.Kafamı çevirip baktığımda küçük,kahverengi bir kedinin titremekte olduğunu gördüm.Kaçmaması için usulca yanına doğru yaklaşıp yavaşça eğildim.O kadar masum bakıyordu ki..

Bir an içim acıdı.Rüzgardan tüyleri havalanıyordu.Avucumdan çok azıcık daha büyük bedenini büzmüş,duvara yaslamıştı.Soğuğa dayanamadığı o kadar belliydi ki..Hiç düşünmeden montumun fermuarını çekip,küçücük bedenini avuçladım ve koynuma koyup fermuarı tekrar çektim. 

Yeniden kapıya yöneldim.Çantamdan anahtarı çıkarmaya üşeniyordum.Zili çalıp kapının açılmasını beklemeye başladım.İki dakika sonra kapı açıldı.Ardındanda annemin;

-''Hoş geldin canım.'' diyen titrek sesi geldi kulaklarıma.Sesi tuhaftı.Ama bunu yorgunluğuna verdim.Kolay iş değildi tabi.

Hiç yüzüne bakmadan hızla içeriye girdim ve kapıyı kapadım.Ayakkabılarımı çıkarttıktan sonra salona doğru yöneldim.Salondan içeriye adımımı attığım anda donup kaldım.

Karşımdaki koltukta üç tane iri yarı adam oturuyordu.Ben içeriye girince bakışları bana döndü.Saçlarımdan,ayak uçlarıma kadar vücudumun her bir metrekaresini pis pis süzdüler.Bakışları o kadar ahlaksızcaydı ki farkında olmayarak ellerimi bedenime sardım.Bunun üzerine aralarından  esmer olan acımasızca gülümseyerek yerinden doğruldu.Yanıma yaklaştı.Etrafımda dönerek beni daha da yakından süzmeye başladı.

Bir an kendimi kurbanlık hayvanlar gibi hissettim.Müşterisi tarafından beğenilmek  istemezlerdi onlarda şüphesiz.Sonunda ölüm olduğunu hissederlerdi.Benimde durumum şuan cidden onlar gibiydi.Hatta onlardanda beter.Aramızda bir fark vardı.Onlar en azından sonlarını biliyorlardı.Ben bundan bile mahrumdum. 

Hemen kafamı çevirip anneme baktım. Gözlerindeki bakışlar korku doluydu.Yüzü perişan bir haldeydi.Neler oluyordu burada ?

Sesimin titrememesini dileyerek;

-''Neler oluyor?'' diye sordum.

Annemin yüzüne merakla bakıyordum.Cevabı duymayı beklerken,esmer adam eliyle çenemi tutup yüzümü kendine çevirdi.Yüzünü yüzüme yaklaştırarak;

KALBİM SENİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin