AZRA DOĞAN
Sıkıca birbirine bastırdığım dişlerimi,kaskatı çenemi ve ellerim ile sarmaladığım dizlerimle biraz daha sindim bulunduğum koltuğa..İki büklüm olmak yetmiyordu,tam şu anda küçülüp,küçülüp yok olmak istiyordum.Tüm benliğimle un ufak olup,eriyip yok olmak..
Yanağımdaki bir damlayı elimle sildim ve bakışlarımı çekip çıktığı kapıya çevirdim..Neden böyle hissediyordum ki?
Benim hiç bir suçum olmamasına rağmen hemen şimdi onu bularak her şeyi açıklamak isteği her bir hücremi yakıyordu..Özür dileyip,boynuna sarılmamak için kendimi zor zapt ediyordum.
Kırılmıştım.
Evet.Fazlasıyla hemde..Sadece tek bir kere ''Neden?'' diye sormamış,irdelememişti..Yaptığı tek şey yargılamaktı,taş kalpli olduğumu söyleyip,işin içinden sıyrılmak..
Tamam şok olduğunu biliyordum.Benim haftalarca yaşayarak sindiremediğim şeyleri,tek bir dakikada öğrenipte mantıklı davranmasını beklemiyordum elbet ama en azından anlamak için çabalamasını istiyordum..
Bu kez sadece susacak ve zaman verecektim...Onun anlamasını bekleyecektim.
Dizlerimi sarmalayan ellerimi çekip,biraz diklendim..Koskoca salondaki eşyaların üzerinde dolandı gözlerim önce..Ardından ayaklanıp,ellerimle yanaklarımı iyice sildim ve üst kata çıkıp,kısa bir hırka geçirdim üzerime..Çantamı ve yatağın üzerindeki küçük valizin içinden,beyaz spor ayakkabılarını alarak,tekrar indim alt kata..
Kendimi meşgul edecek şeyler bulmalıydım..
Çıkış kapısının önüne gelince,ayakkabıları giyip,bağcıklarını bağladım ve kapıyı aralayıp,rüzgarın dokunuşlarına bıraktım kendimi.Derin bir nefesi içime çekerken,gözlerim etrafı kolaçan ediyor,uygun bir veriye ulaşmaya çalışıyordu..İlerideki denizin üzerindeki sandallara takıldı gözlerim önce..Ardından da gökyüzündeki güneş ışınlarını engelleyen yoğun bulutlara..Kararımı vermiştim bile.
Sandallara doğru ilerlerken,ayaklarımın altındaki taşlar gıcırdıyor,rüzgarın yumuşak sesine eşlik ediyordu..Hırkamın uçlarını kavrayıp,biraz daha sarmaladım kendime..Omuzumdaki cüzdan görevini üstlenen küçük çantanın,zincirini elimle sarmaladım iyice...Saçlarım,rüzgarın esaretine kapılıp uçarken,çantanın içerisindeki kurdele tokayı elime alıp,bol bir topuz yaptım.Sandallara sayılı adımlar kala,köşedeki küçük kulübeye doğru ilerledim..Kulübenin gıcırdayan kapısını aralamaya çalışırken arkamdan gelen erkek sesi ile duraksamak zorunda kaldım.
-''Buyrun hanımefendi..''
Usulca arkamı dönerken,kapının kolunuda bırakmıştım..
-''Nasıl yardımcı olabilirim..''
-''Ben bir sandal kiralamak istiyordum..Denize açılmak istiyorum..''
Adam yüzündeki şaşkın ifade ile dönüp havaya baktı..''Bu havada açılmak istediğinize emin misiniz?Yağmur yağacak gibi görünüyor.''
Bakışlarım istemsizce gökyüzüne kaydı..Gerçektende hava bozacağa benziyordu ama daha saatlerce yağmur yağacağını sanmıyordum.Yağmur başlayana kadarda dönmüş olurdum zaten..
-''Evet.' dedim kararlı bir sesle adama dönerken..''Açılmak istediğime eminim.''
-''Ama...'' diyen adamın itiraz dolu sesini duyunca hemen sözünü kestim.
-''Sadece bir,iki saat için istiyorum.Uzun sürmez.''
Adam yenilgiyle kafasını salladı.''Hangi evde kalıyorsunuz?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SENİN
Teen Fiction-"Seni haketmek için ne yapmış olabilirim ki?Sen benim mecburiyetimsin güzel adam..Beni hayata bağlayan,nefes almamı sağlayan mecburiyetim.. Seni sevmiyorum..Her nefeste biraz daha sen oluyorum..Beni,senle dolduruyorum." -"Minik kalbine benim gibi b...