AZRA DOĞAN
Asansörün ışıklı göstergesindeki sayı arttıkça korkudan bedenim daha da titriyordu.Kalbimin atışlarının şu anda 9.2 büyüklüğünde olduğuna emindim.Ölesiye korkuyordum.Gözyaşlarım serbest kalmak için haykırıyordu.Ama onların haykırışlarını gözardı etmeye çalışıyordum.
Işıklı gösterge 15'i gösterdiği anda asansörün kapıları açıldı.Gözlerimin önündeki görkemli koridor gerçektende ''Ben VIP katıyım diye'' bağırıyordu.
Üzerimdeki bakışları hissedince gözlerimi bu geceki sahibime çevirdim.
Yüzündeki alaycı gülümsemeyle beni süzüyordu.Belli ki bu durumdan keyif alıyordu.Şu an bildiğim küfürlerin hepsini sayıp bu şerefsizin yanından kaçmayı istiyordum.Ama bu özgürlüğün koridorun sonundaki merdivenlere kadar süreceğini bildiğim için önümdeki adamın arkasından uslu uslu yürümeye devam ettim.
Üzerinde 1287 yazan kapının önünde durdu.Kartını çıkartıp okuttuktan sonra kapı bir tık sesiyle açıldı.İçeriye girip suratındaki yamuk sırıtışla bana doğru döndü.İçeriye girmediğimi görünce suratı yavaş yavaş tehditkar bir ifadeye büründü.
Bense kendimle iç savaş veriyordum.Dizlerim titriyordu.Sanki bedenimdeki her bir hücre beni durdurmaya çalışıyordu.Onlar bile bu gece kötü şeyler olacağının bilincindeydiler..
Tam geriye dönüp kaçmaya yeltenecekken bileklerimi kavrayan sert eller hissettim.Beni bileklerimden tutup içeriye çekmiş ardından da kapıyı sertçe kapatmıştı.Daha ellerini üstümden savurmaya fırsat bulamadan sağa dönüp koskoca yatağa fırlattı beni.Kalkmaya çalışıyordum.
Bunu görünce bir bacağını büküp yatağa oturdu.Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.Niyetini anlayınca sakinleşmeye çalıştım.Ben debelendikçe sadece süreci hızlandırıyordum.Başka bir taktik olmalıydı.Buradan çıkabilmek için başka bir yol..
Vardı!
Allahım vardı!
Ne kadar utanç verici bir yol olsa da başka çarem yoktu.Hemen yüzüme doğru eğilmiş adama kışkırtıcı bir gülümseme attım.Ve ellerimi boynuna sarıp kendime çektim.Bunu gören adam biraz hevesle birazda şaşkınlıkla boynumu öpmeye başladı.Sesindeki sabırsızlık midemi bulandırmıştı.
-''Kaçışın olmadığını anladın.Kendini bana bıraktın değil mi? Akıllı kızsın.Pişman olmayacaksın güzelim.''
'Sen öyle san aptal' diye bağırmak geldi içimden ama tabiki de kendime engel oldum.Bir çuval inciri berbat etmeye niyetli değildim.
Beni deli gibi öperken bir an önce müdahale etmem gerektiğini hissettim.Yoksa kazdığım kuyuya kendim düşecektim.Hemen adamı altıma alıp üzerine çıktım.Yüzümü yüzüne yaklaştırarak konuşmaya başladım.
-''Evet zevk almaya bakacağım.Aynı şekilde zevk vermeyede tabi.Ama yavaş yavaş olsun istiyorum.Tahrik olmanı istiyorum.Beni birazcık beklersen sana bir süprizim var.Çok eğleneceğiz.''
Sarf ettiğim cümlelerin ardından adamın yüzüne dikkatle baktım.Sakince üzerine eğilip dudaklarımı dudaklarına yaklaştırdım.Kasıklarınada gelgit hareketlerle baskı yapıyordum.
Bunları nasıl yapabildiğime kendimde şaşmıştım.İçimdeki müstehcen,çekingen kız gitmişti.Benliğimde şu an sadece azim vardı.Bu pis yerden çıkıp gitmek için çırpınıyordum.Yaşamak için son çırpınışım,son çabalayışımdı.Kazanmam yada kaybetmem an meselesiydi.
Fazla duraksadığımı farkederek hemen yüzümü uzaklaştırdım.Bunun üzerine ellerimi tutup kendine çekince beni, dudaklarına fısıldadım.
-''Banyoya gitmem lazım.Süprizimi bekle.Sende bu sırada üstündekilerden kurtul.''
Korkudan titriyor olsamda yüz ifademi sakin tutmaya çalışıyordum.Ancak bu şekilde karşımdaki şerefsizi inandırabilirdim.Şu durumda yapacağım tek hata sonumu getirirdi.
Karşımdaki mayışmış yüze bakınca iyice kıvama geldiğini anlayıp kasıklarımdaki baskıyı azaltıp üstünden kalktım.Yüzümde hala kışkırtıcı bir gülümseme vardı.Arkamı dönmeden son kez adama baktığımda çoktan pantolonunun fermuarını açmaya başladığını gördüm.
Şerefsiz.
Ardından hızlıca arkama dönüp sağdaki kısa koridora girdim.Neyse ki şansıma banyo hemen çıkış kapısının yanındaydı.Yavaşça ellerimi çıkış kapısının koluna doğru götürerek açmaya çalıştım.Kapı yavaşça aralanınca heyecanla kendimi hemen koridora attım.Şevk düşkünlüğünün zararları.Aceleden kapıyı kilitlemeyi unutmuştu piç.
Ortalıkta kimse görünmüyordu.
Ne yapacağımı düşünürken bir şeyin bilincindeydim.Bu kattan ayrılamazdım.Kata çıkan merdivenlerin girişinde Adnan'ın adamlarının beklediğini biliyordum.Diğer yandan eğer bu kattan çıkamazsam mayışmış yüzün az önce çıktığım odaya beni tıkacağınıda biliyordum.
Geriye tek seçeneğim kalıyordu.Bu koridordaki odalardan birinde gizlenmek zorundaydım.Hemen odaların kapısını tek tek tıklatmaya başladım.Üçüncü odanın kapısına geldiğimde de içeriden bir ses duymadım.Hepsi mi boştu bu boktan odaların?
Bu soru belirdiğinde iç sesim hemen cevapladı.
-''Tabi boş olur vıp katı burası.''
Dördüncü odaya doğru ilerlerken içimdende ne halt edeceğimi düşünüyordum.Çok az vaktimin kaldığını biliyordum.Mayışmış yüz farkına varıp birazdan koridorda görünecekti.Belki kıyafetlerini giymesi bana birazcık vakit kazandırabilirdi.Ya da çoktan kazandırmıştı.
Dördüncü kapıyı bir kez tıklatıp beklemeye başladım.Bir ses duymayınca sinirlenerek bir tekme indirdim kapıya.Tam başka bir kapıya yöneleceğim sırada hiç beklemediğim bir şekilde kapı aralandı.
Heyecanla kafamı kaldırdığımda çıplak ama bir o kadarda kaslı göğüslerle karşılaştım.Yüzümü biraz daha kaldırıp karşımdaki adamın gözlerini bulmayı hedefledim.
Gözlerimin önüne gelen keskin hatlar karşısında nefesim kesilmişti.Ama adamın gözlerindeki mesafeli,öfkeli bakış hemen kendime gelmem için uyardı beni.Kafamı savurup adamı süzmeyi kestim.Gözlerine odaklandım.Bu seferde dikkatimi başka bir şey dağıtıyordu.
Adamın gözlerinin rengi..
Evet! Hayatımda ilk kez bu renk gözler görüyordum.Koyu renk gözlerle çok karşılaşmıştım ama bu tonla ilk kez karşılaşıyordum.Gri.
Ve itiraf etmem gereken bir şey vardı.Hayatımda gördüğüm en güzel gözler bunlardı.
Kesinlikle.
Vote ve yorumsuz bırakmayın beni :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SENİN
Teen Fiction-"Seni haketmek için ne yapmış olabilirim ki?Sen benim mecburiyetimsin güzel adam..Beni hayata bağlayan,nefes almamı sağlayan mecburiyetim.. Seni sevmiyorum..Her nefeste biraz daha sen oluyorum..Beni,senle dolduruyorum." -"Minik kalbine benim gibi b...