30.Bölüm

32.7K 1.3K 26
                                    

Merhabalar arkadaşlar :) Şu sıralar bölümleri geciktirdiğimin farkındayım.İnternet erişimim yok ve durum böyle olunca inanın içimden yazmak gelmiyor..Ben yazmayı erteledikçe,hikayeden ve karakterlerden kopuyorum.Doğal olarak,her bölümü yazmaya başlamadan önce tüm hikayeyi okumam gerekiyor.Öylede yapıyorum..Umuyorum şu internet vızırtısı halolurda eski bana sizde bende merhaba deriz ve gecikmeyen bölümleri keyifle okursunuz.Tabi bende sizin ilham verici yorumlarınızı :) Sizleri seviyorum.İyi okumalar!

1 HAFTA SONRA

EYMEN ATAMAN

Gözlerimi kapayıp,ellerimle şakaklarımı ovdum yavaşça.Başımın ağrısı her geçen dakika daha da artıyor,uyku bedenimi esaretine almak istiyordu.Ama uyuyamazdım.

Gözlerimi açıp,yerimde doğruldum ve bilgisayarın ekranına çevirdim bakışlarımı.1 hafta öncesine kadar,babamın Melisten olanları öğrenip Azra'yı yanına almasıyla birlikte evin her bir köşesine kamera koydurmuş ve bizzat ben takip etmiştim.Etmeye devam ediyordum da..

Uykusuzluk bedenimde refah sürerken bazen Taner bilgisayarın başına geçiyor,azıcıkta olsa kestirmeme olanak sağlıyordu.O gün attığı yumruklar için bir nevi kendini affettirmek istiyor gibi görmek istesemde,aslında pişmanlığa dair tek bir kırıntıya rastlamıyordum onda..Aksine olanları tüm açıklığıyla dinlediğinde o yumruklardan çok daha fazlasını hakettiğimi korkusuzca haykırmıştı yüzüme.Sesimi çıkartamamıştım..Haklıydı...

Azra'ya yaşattığım onca pisliği telafi etmenin imkanı yoktu.Biliyordum ama elimden geleni yapacak,yaraladığım kızın yüzünde tek bir gülümseme yeşermesi için ömrümden feragat etmeye hazırlanacaktım..

Bakışlarımı tekrar bilgisayarın ekranına çevirince,Melis'in bahçedeki çardağa doğru ilerlediğini gördüm.Yüzüme yerleşen istemsiz tebessüme engel olamadım.

Bir haftadır evdeki kimseyi görmüyordum.Azra'yı görmek istediğim bir gün kapıya dayanmış ama Melis tarafından kovulmuştum.

-''Buraya sakın adımını atma abi.Azraya kendini affettirene kadar bu eve,bize yabancısın.'' diye kükremiş ve kapıyı yüzüme çarpmıştı.Bir süre donarak kapıya bakmıştım.Ama ardından babamında ondan yana olacağını bildiğim için üstelememiş,otele geri dönmüştüm.Ailemin,sevdiğim daha da önemlisi derinden yaraladığım kadının yanında olması hoşuma gidiyordu elbet ama Azra için bu kadarı yeterli değildi,biliyordum..

1 haftadır yüzünü görmemiş olsam dahi Tanerden haberlerini alıyordum.''Gözleri boş boş bakıyor,gülüşü yarım kalıyor abi.Dalıp gidiyor sanki..'' dediğinde,sebep olduğum acılarının tümünü kendime vakumlamak istedim..

Onu görmeye ihtiyacım vardı.Kokusu burnumda tütüyor,göz bebeklerim gözlerini görebilmek için sızım sızım sızlıyordu..1 haftadır onu görebildiğim tek yer rüyalarım olmuştu..Gözlerimin,bedenimin hasret kaldığı o minik kız,rüyalarımda dahi ağlıyordu..Kalbimi,ruhumu paramparça ediyor,nefesimi kesiyordu...Acıyı ilk  kez bu denli tatmamı sağlıyordu..

-Dayan.Sadece biraz daha..diye fısıldadı içerlerden bir ses..Evet!Dayanmalıydım.Çok azıcık daha..

Odanın kapısı aniden açılınca,dikkatim aceleyle kapıdan içeriye girmekte olan Taner'e kaydı.

-''Ne oluyor lan?'' diye tısladım.

-''Abi bulduk.'' dedi nefes nefese..

Hışımla ayaklanıp,ona doğru yaklaştım.

-''Ne zaman?Nerede şimdi?''

-''Abi..'' diyip duraksadı bir süre.''Kadın hiç yurtdışına çıkmamış.Adnan'ı yanıltmak için hep oradaymış gibi yapmış ama hep Türkiyedeymiş.Yada gidip tekrar dönmüş.Tam olarak bilemiyorum.''

KALBİM SENİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin