AZRA DOĞAN
Yaşların biriktiği gözlerimi kapatıp,bir tane damlanın yanağımdan süzülmesine izin verdim.Ve o an ihtiyaç duyduğum,günler sonra yüzünü görmeyi özlediğim tek insanın ismi döküldü dudaklarımdan.''Eymen.''
Fısıltımı duyan adam şaşkınlıkla bana baktı.
-''Eymen beyi bu kadar seviyorsan neden kaçıyorsun ondan?''
Duyduğum kelimelerin anlam kazanması bir kaç saniye sürdü.Ama sonra şaşkınlıkla ve heyecanla gözlerimi adama diktim.
-''Ey-Eymen bey mi?''
-''Evet.Ne sandın beni Eymen bey tuttu.Seni takip etmem için.''
İnanamıyorum! Allahım seni seviyorum.Seviyorum.
''D-Doğru söylüyorsun değil mi?'' diye sordum titrek sesimle.
Yalan söylemek için hiç bir nedeni yoktu.Hatta açıklama yapmak içinde hiç bir nedeni yoktu ama inanamıyordum.Şu an korkum yerini dingin bir huzura teslim etmişti.Yanaklarımdan gürlercesine akan yaşlara bile aldırış etmiyordum.
Cevap vermeden,önümüzde hızla duran arabaya yöneltti beni.
-''Nereye?'' diye sordum şüpheli bir sesle.
-''Eymen beye.'' diye bıkkınca soludu.
Sesimi çıkarmadan usulca arabaya bindim.O da yanıma.Araba hareket etmeye başladığında adama dönüp baktım.
-''Çok uzak mı gideceğimiz yer?''
-''25 dakika sürer.''
Kahretsin! 25 dakika ne demek ya?
Şehir dışınamı çıktı bu adam.Çaresizce arabanın tutmamasını dileyerek kafamı cama yasladım ve gözlerimi kapattım.Aradan yaklaşık 15 dakika geçmişti ki benim midem kendine yakışanı yapıp ermeye başladı.
Yutkunup,kendimi tutmaya çalışarak nerede olduğumuza baktım.Trafiğin ortasındaydık.Derin bir nefes alıp,kafamı camdan çektim ve koltuğa yasladım.Resmen kıvranıyordum.
-''Çok var mı daha?'' diye inledim.
-''Hayır.'' dedi şaşkınca benim inlememi duyunca.''Geldik sayılır.''
Aradan 5-10 dakika geçipte arabanın durduğunu anımsayınca kapıyı açıp kendimi hızla dışarıya attım.Arkamdan bedenimi sertçe kavrayıp,çeviren adamın yüzüne -dayanamayarak- midemi boşalttım.
Benim günahım yoktu.Ama onunda günahı yoktu.Nereden bilebilirdiki arabadan kaçmak için inmediğimi.
Korkuyla kafamı kaldırıp,gömleğini ve pantolonunun bir kısmını örten kusmukları gözardı ederek yüzünü aradı gözlerim.Ama henüz yüzüne ulaşamadan tıslayan sesi geldi kulaklarıma.
-''Noluyor lan!''
Acıdım adama! Ama sesindeki şaşkınlık gülmek istememe sebep oluyordu.Yanaklarımı ısırarak,çekingence gözlerine baktım.Beni öldürecekmiş gibi bakıyordu.Haklı.
-''B-Ben..Kusura bakma.Araba tutuyorda beni.''
-''Ulan bu şimdi mi söylenir? Kusacağın zaman bırak deseydin ya.''
-''Tam kusacağım sıra ellerini bana dolayıp,kendine çevirmeseydin üstündeki kusmuklar yerde olacaktı.''
-''Dua et Eymen bey var.Yoksa...Ya sabır ya.'' diyerek bileğimden kavradı ve ilerlemeye başladı.
Kafamı kaldırıp,etrafı süzdüğümde o an kuytu bir sokakta olduğumuzu farkettim.Issız sokağı sadece ilerideki üzerinde 'Shet Bar.'' yazan tabella aydınlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SENİN
Roman pour Adolescents-"Seni haketmek için ne yapmış olabilirim ki?Sen benim mecburiyetimsin güzel adam..Beni hayata bağlayan,nefes almamı sağlayan mecburiyetim.. Seni sevmiyorum..Her nefeste biraz daha sen oluyorum..Beni,senle dolduruyorum." -"Minik kalbine benim gibi b...