AZRA DOĞAN
Gözlerimi aralayıp,nerede olduğumu kavramaya çalıştım.Karanlık odayı aydınlatan,pencereden süzülen ay ışığıydı.Doğrulup,sırtımı yatağın başlığına dayadım.O an bacaklarımın arasında hissettiğim sızıyla birlikte hatırıma dökülen gerçeklikler bir bir dank etti..
İçimdeki huzursuzluk,kol kanat gerdi bana.Burası onun odasıydı..İlkim olan o adamın.Müşterimin.
Bana yaptıkları,aramızda geçen o dakikalar yeniden canlandı gözümde.İçimdeki saf sızı,yükseldi.Yükseldi.Yükseldi ve taştı.Düğüm düğüm oldu her bir parçam..Her bir solukta kokusu biraz daha sarmaladı ciğerlerimi.Sızlayan bacaklarımı biraz daha çektim kendime.Başımı dizlerime yasladım ve gözlerimi sıkıca yumdum.
Sonra bir ses duydum.Hemen kafamı çevirip,pencerenin önündeki heybetli bedeni anımsadım.Gri gözleri gözlerime kondu..O an nefes alamadım.Yutkunamadım.Sadece kavradığım çarşafı biraz daha sıktım ve bir şey söylemesini bekledim.Bekledim.Bekledim.
-''Azra..''
Cevap vermedim,veremedim,sesim hayat bulmadı.
Ama sonra bir şey farkettim.
Ses tonundaki,bakışlarındaki farklılığı kalbim anımsadı hemen..İlk kez alayla ya da sertçe bakmıyordu yüzüme.Yanlış bir şey yapmış gibi bakıyordu.Pişman,yumuşak,üzgün...
Şaşırdım.Neden üzgündü ki?Beni kirlettiği için mi?Yoksa binlerce kez aşağıladığı için mi?Hangisi için pişmandı.Hepsi için mi?Öyle diyelim.Ne değişirdi.Kaybettiklerim tekrar geri gelirmiydi?Parçalara ayırdığı,nefretle harmanlanmış kırıntıları tekrar yapıştırabilir miydi?
-''Memnun olduysanız gitmek istiyorum artık.'' diyerek biraz daha doğruldum.Yüzüne bakmıyordum.
-''Hayır.'' diye fısıldadı.''Gidemezsin.''
Bitmemiş miydi?Yine mi elleri bedenimi sarmalayacak,kavuracaktı beni?
Bakışlarımı ondan yana çevirip,gözlerimi gözlerine diktim.
-''Ne yapacaksanız yapın.'' dedim.''İşimi bitirip,gitmek istiyorum.''
Doğrulup,yanıma doğru yaklaşmaya başladı.Çarşafı biraz daha sarmaladım kendime.Yatağın yanında durup,bana doğru eğildi.
Gözlerimi kapadım hemen..Kalp atışlarım hızlanmıştı.Sonra havaya kaldırıldığımı hissettim.Bir eli,dizlerimin altında diğer eli sırtımdaydı.
Kucağındaydım!
Bedenimi biraz daha,bastırdı kendine.Tanıdık kokusu yine zehir gibi süzüldü burun deliklerime.Çenesini,başımın üstüne yaslandı.Soluklarım sıklaşırken,banyo olduğunu tahmin ettiğim kapıya doğru ilerleyip,açtı ve yanılmadığımı görmüş oldum.
Ortadaki küvete doğru ilerlemeye başladı ve bedenimin soğuk zeminle buluşmasını hissizce anımsadım.Başımın üzerindeki,suyu açtı.Kıyafetlerinin ıslanıyor olduğunu önemsemeden,küvetin içine girip beni kucağına çekti.
-''Ne yapıyorsun?'' Şaşkınlıkla dudaklarımdan dökülen kelimelerin farkında bile değildim.
Cevap yok.Usulca küvetin kenarındaki,köpüğü alıp yarısı dolan küvetin içine boşalttı.O an burnuma dolan o ferah koku,onundu.Sıktığı köpük onundu.Bende onun gibi kokacaktım..İğrenmek istedim.Tiksinmek,midemin bulandığını hissetmek..Ama hissettiğim tek şey huzurdu,her yanımı buram buram saran keskin huzur..
Küvet tamamıyla dolduğunda,parmaklarımla kenetlemiş olduğum nevresim ağırlaşmıştı.Ellerini,ellerimin üzerine koyup,yavaşça nevresimi bırakmamı sağladı.Direnmedim.Önünde sonunda bırakacaktım nasıl olsa..İtaat etmek zorundaydım..
Elleri omuzlarımı kavrayıp,kucağında ters dönmemi sağladı.Artık yüzyüzeydik ve bacaklarım onun iki yanındaydı.Hissettiğim sertlik,kaskatı kesilmeme neden oldu.Üzerimizden akıp,küvetin taşmasına sebep olan su nefes almamı zorlaştırıyordu.
Yüzümü biraz daha kaldırıp,gri gözleriyle karşılaştım..Suyun dağıttığı koyu kahve saçları,ıslanmış uzun kirpiklerinin çevrelediği gümüşi grileri,keskin çehresi ilk kez bana böyle bakıyordu.İçimde anlam veremediğim bir kıpırtı yayıldı..Kalbim tekledi.''Neden?'' diye haykırmak istedim.''Neden bana bunu yaptın?''
Nefesi biraz daha yanaştı bana.Sonra dudakları,aramızdan akıp giden suyu yarıp geçerek dudaklarımı buldu.Gözlerimi kapattım ve hareketsiz kalmaya çalıştım.Ellerini saçlarıma dolayıp,tümüyle çekti beni kendine..
Dudaklarımın üzerindeki ağır baskıyla sersemledim.Öylesine yumuşaktı ki..Eridim.Alt dudağım dilinin,esaretine kaptırdı kendini..Tırnaklarımı avuçlarıma batırdım.Hissetme Azra..
Karşılık vermemek için direnirken,dudakları feryadımı duymuş gibi geriledi.Üstümüzden akıp,giden suyun ılımı onun sıcak nefesine karışıp,her bir parçamı dağladı.
Gözlerimi araladım ve bakışlarında kayboldum..Şefkat dolu,yumuşacık,sıcacık gri bakışları şu an yüzümde değildi.İçerilerdeydi..Ta derinlerde..Söz geçiremediğim dönek kalbimde..
-''Beni affedebilecek misin inci tanesi?'' diye fısıldadı boğuk bir sesle.
Kaskatı kesildim.Neden af diliyordu?Ne olmuştuda böyle davranıyordu?
Cevap vermedim.Sıcaklığının her bir parçamı yakıp,yok etmesine izin verdim.
-''Affetmesende seni bırakmayacağım..'' dedi zor duyduğum bir sesle.''Bırakamam..''
-''Neden?'' diye fısıldadım alaycı bir sesle.''Kimim ki ben?Sıradan bir fahişe değil mi?''
Parayı basıp,her gece koynuna alabileceği o kadınlardandım.Böyle davranması gerekmezdi.
-''Hayır..'' dedi sert bir sesle.''Sakın kendine öyle yakıştırmalar yapma.Sakın..''
Kısık,acı dolu bir kahkaha attım.
-''Ne değişti?''
Gözlerini kapadığını gördüm.
-''Sus..Azra.''
-''Adımı ağzına alma..'' diye soludum.''Bana hakettiğim gibi davran.''
Acı bir gülüş belirdi yüzünde..İçim yandı,boğazıma koca bir yumru oturdu.
-''Sana hakettiğin gibi davranıyorum..Ama ben hakettiklerimi yaşamıyorum.''
-''Sen yaşamayı bile hak etmiyorsun..'' diye tısladım.
-''Doğru.'' diye fısıldadı.''Yaşamayı hak etmiyorum..''
Sersemledim.
Öylesine acı çekiyor gibi duruyordu ki..Nefesim kesiliyordu.Boynuna sarılıp,öpmek istiyordum her bir zerresini..Ama yapamazdım.Bana yaşattığı bunca şeyden sonra kollarına koşamazdım.
Hareket edip,ellerini omuzlarıma sardı ve başımı küvetin kenarına dayayıp,uzanmamı sağladı.İyice gömüldüm suya..Sonra üzerime doğru uzandı.Suyun içindeki tenime değdi teni..Sıcaklığı yeniden kavurdu beni..İstemsizce gözlerimi kapadım..
Kısa bir duraksamadan sonra nefesi gittikçe,yaklaştı.Yaklaştı ve dudaklarıma kapanan dudaklarla son buldu..Elleri belimi kavrayıp,iyice kendine yasladı bedenimi.İçimde yükselen alevler,tehlike sinyalleri gönderiyordu beynime..İşlevsizleşmiş,kalbimin esiri olan beynime..
Dudaklarımdaki darbelerin gittikçe,hızlandığını hissettim.Kaymamak için,ellerimi boynuna doladım.Aniden geri çekilip,koyu bakışlarla yüzümün her bir zerresini taradı usulca.
Griliklerinin içine hapsolduğumu sandım kısa bir süre..Sonra sıcacık,şefkatli sesi doldu kulaklarıma..İçim titredi,kalbim acıdı..
-''Sen kimsin biliyor musun?''
Tekrar dudaklarıma dokundu..''Sen.'' diyip geri çekildi..''Sen..duygularımı çalan kızsın.Kalbime dokunan kız..''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SENİN
Teen Fiction-"Seni haketmek için ne yapmış olabilirim ki?Sen benim mecburiyetimsin güzel adam..Beni hayata bağlayan,nefes almamı sağlayan mecburiyetim.. Seni sevmiyorum..Her nefeste biraz daha sen oluyorum..Beni,senle dolduruyorum." -"Minik kalbine benim gibi b...