Öncelikle merhaba arkadaşlar.Son günlerde bölümlerin arasındaki gecikmenin farkındayım ve bu durum en az sizin kadar rahatsız ediyor benide fakat hayatımda şu günlerde yolunda gitmeyen şeyler mevcut.İnanın bana yazmaktan zevk almıyor olsam bu hikayeyi buraya kadar sürdürebilmiş olmazdım.Kurgumun,karakterlerimin beni bu dünyadan alıp götürmesinin,olayların,duyguların arasında sürüklenip gitmenin ne denli huzur verici olduğunu inanın anlatamam.Kelimeler hafif kalıyor.Bunların yanında bencil davranmam tabikide affedilemez olur.Bu güne kadar yanımda olup her yazdığım bölümü okuduğunu,hikayenin devamının gelmesini beklediğini,istediğini bana hissettiren değerli insanlarda var burada.Samimiyetimle söylüyorum bazen yorumları okurken gözlerim yaşarıyor,duygulanıyorum.Bu hikaye,sizlerden ve benden izler taşıyor..Bu hikayeyi ben yazdım belkide evet ama en büyük kaynağı hayallerim ve sizdiniz.Gün geçtikçe okunma sayısı,voteler ve yorumlar artıyor,seviniyorum.Seviniyorum çünkü emek ufak ufak işlenmeye başlıyor.Finale gelene dek tek dileğim sabırla beklemeniz ve beklediğinize değmesidir.Ben hepinizi yanaklarınızdan öpüyorum.Sizlere teşekkür ediyor ve bana yoldaş olduğunuz için size minnet duyuyorum.
AZRA DOĞAN
Elimdeki buzu Eymen'in elinden hafifçe çekerken,kafamı kaldırıp gözlerine baktım.Koyu bakışları ciddiydi.Ve anlam veremediğim kadar yoğun..İçim bir tuhaf olsada gözlerimi kaçırıp,tehditkar bir tını bürüdüm sesime..
-''Öyle suçlarcasına bakma..Senin sakarlığın yüzünden oldu.''
-''Haklısın..'' dedi kabullenircesine..
Ayaklanmaya çalışırken dürüstlüğüm ve vicdanım her bir hücremi kavurmaya başlamıştı bile.''Yani..'' dedim yerdeki kek kırıntılarını toplamaya başlamışken.''Sadece birazcık yanık..''
-''Öyle..'' dedi sessizce..
İçimdeki suçlayıcı ses beynimde yankılanırken,aldırış etmemeye çalıştım.Tamam kek yapmasını ondan ben istemiş olabilirdim fakat dikkatli davranmamış olması kendi suçuydu.
Kesinlikle..
-''Ne düşünüyorsun?'' diye soran gizemli sesi doldurdu kulaklarımı..Bakışlarımı topladığım kırıntılardan çekip,onun yüzüne odakladım.Kıvrık dudakları o anda düz bir çizgi halini aldı..
Gülüyor muydu?Yoksa göz yanılsaması mı yaşamıştım?
Her bir santimini dikkatle süzdüm..Bakışlarında çözümleyemediğim bir şeyler olduğunu fark etmiştim yada ben gerçekten çok fazla şüpheci davranıyordum.
-''Neden suskunlaştın?''
Sorduğu soruyu duyunca bu kez sesime iğneleyici bir tını katarak, ''Sadece..'' diye mırıldandım.''Suçluluk payım ne olmalı yada olmamalı mı onu düşünüyordum.''
Kısık bir kahkaha atarken,yerinden doğrulup koltukların birisine oturdu.
-''Eee sonuç ne oldu?'' diye sordu alayla.
Ayağa kalktım ve elimdeki kek kalıbını dönüp mutfağa götürmeden önce gözlerimi meydan okurcasına gri gözlerine diktim.
-''Sonuç olarak;Suçun yüzde yüzünün sana ait olduğu kanısına vardım.''
Mutfağa doğru yürürken,boğuk kahkahasıyla harmanlanmış sesi kulaklarıma çoktan ulaşmıştı..''Sizi temin ederim hakime hanım yanlış karar.''
Sessizce gülerek mutfağa adımımı attım.Tam o anda donakaldım sanki..
Bu.
Bu mutfakta üçüncü dünya savaşı çıkmıştıda ben mi duymamıştım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SENİN
Genç Kurgu-"Seni haketmek için ne yapmış olabilirim ki?Sen benim mecburiyetimsin güzel adam..Beni hayata bağlayan,nefes almamı sağlayan mecburiyetim.. Seni sevmiyorum..Her nefeste biraz daha sen oluyorum..Beni,senle dolduruyorum." -"Minik kalbine benim gibi b...