YENİ YENİ

4.6K 349 118
                                    

 "Reis ne işin var burada?"

" Hayvan gibi bağırınca olan uykuda kaçtı" dedi. Bir eli belimden tutarken diğer eli omzumu destekliyordu. Gözlerimi zar zor açık tutarken:

" Reis ben iyi değilim galiba " deyince omzumdaki elini alnıma götürüp biraz bekledi:

"Ateşin var , hem de çok" sözlerini duysam da cevap veremedim, zorlukla açık tuttuğum gözlerime yenildim, gerisi mi gerisi koca bir karanlık...

--------------------------------------------------------------------------------------------------------

" Ateşini zor düşürdük ama neyse ki zamanında yetiştirdiniz." diyen yumuşak sesle gözlerimi araladım. Tüm vücudum ağrıyordu.Başımı yana çevirdiğimde siyah kıvırcık saçları beyaz tenine dağılmış, küçük zeytin tanesini andıran gözleri ile bana bakan güzel bir kız beklemiyordum:

" Su" diye inlediğimde bana şaşkın gözlerle bakan kız temkinli adımlarla masadaki sürahiden su doldurup uzattı. Yattığım yerden ellerimle destek alıp doğrulmaya çalışırken kolumun acıması ile kolumdaki serumu fark ettim. Genç kızın yardımı ile doğrulup uzattığı bardaktaki suyu yarılayarak ona verip:

" Huriyi güzel seçmişler ama ambians olmamış" dediğimde bardağı sehpaya koyan kız tekrar bana dönüp:

" Anlamadım" dedi. Boğazımı temizleyip:

" Öldüm ya cennetteki en güzel huriyi atamışlar ama cennete yakışmamış bu ortam ." deyince karşımdaki kız masumca cevap verdi:

" Ölmediniz , ateşiniz çok olunca bayılmışsınız. Burası da hapishanenin reviri." hafifçe kıvrılan dudağımın yüzüme tebessüm vermesini umarak:

" Her hapishanede böyle bir güzellik varsa müebbet yemeye razı olur insan" dediğimde yanakları al al olan kız yüzünü eğip kıkırdadı. Ben de yüzümdeki gülümsemeyi genişletip bulunduğum yeri süzdüm hızla. O sırada ayak ucumdan gelen sesle yüzümü döndüğümde koğuşa sık sık gelen gardiyanla göz göze geldik:

" Hop oğlum yavaş gel. Allah muhafaza kaza yapacaksın."  lafına kendimce gülmeye çalıştım ama vücuduma iğne iğne batan ağrı buna engel oldu. Hafifçe vücudumu gerip rahat bir konumda oturduğumda ayak ucumdaki gardiyana dönüp:

" Abi çok sık karşılaşıyoruz ve görünen o ki daha çok karşılaşacağız. Bu yüzden annenizin size bağışladığı isme nail olabilir miyim?"  karşımdaki pos bıyıklı adam:

"Oğlum ne cins bir tipsin sen ya. Ne dediğini anlamıyorum ." dedi.

İstifimi bozmadan:

" Abi annen diyorum doğururken kulağına hangi ismi üflemiş."

" Amma da uzattın çocuk adın ne diye sorsana." dedi ve " Adım Ümmet" deyince yüzüne dikkatle baktım. Aslında uzatmazdım ama karşımdaki kişiyi tanımak ve tepkilerini ölçmek için bilerek uzatmıştım.

" Sağol Ümmet abi hayatımı kurtardın." dediğimde bıyık altından güldü:

" Bana değil reise teşekkür et . Sadece bizi çağırmadı seni revire kadar da o taşıdı" 

Yüzümdeki gülümseme yerini şaşkınlığa bıraktı. Bu adam bana daha ne sürprizler sunacaktı acaba. Yanımda hareketlenen kıza dönüp:

" Bu güzelliğin ismi ne ola ki?" dedim. Kız elinde bir kitapla bana döndü:

"Alev" 

" Tam senin gibi bir güzelliği anlatacak bir isim." Bu arada gözüm elindeki kitaba takıldı. Elindeki kitap "Hemşirelik süreci" adında bir kitaptı. Bulunduğumuz zamanda hemşirelerin çoğu sağlık meslek lisesi mezunuydu.  Ama Alev'in bununla yetinmek istemediğini anlamıştım. Bu arada elindeki kitabı masanın üzerindeki diğer kitapların yanına koydu.

ZAMAN ZAMAN İÇİNDE (BOYXBOY)( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin