FİNAL

3.3K 225 135
                                    

     Vücudumu saran acı ile yerimde kıpırdandım. Gözlerimi açmak istesem de her hareketim bir acı olarak bana geri dönüyordu. Acaba benim için yapılan seçim hangisiydi. Yeniden Kerime olmak ve reisten uzak olmak düşüncesi yüreğime köz gibi oturdu. Bunu öğrenmenin tek yolu ayılmaktı. Parmaklarımı hareket ettirmek istediğimde ise elimin üzerindeki ağrılık ile duraksadım. Başımı zorla da olsa çevirip gözlerimi araladığımda elimi tutup üzerine başını yaslamış sevdiğimiz kahverengi saçları ile derin ve kesik bir nefes aldım. Geri gelmiştim Kerim olarak. Hareketlerimi fark etmiş olan Ertuğrul hızla başını kaldırıp bana kızarmış bal rengi gözleri ile baktığında ona gülümsedim ya da ben gülümsemeye çalıştım.

" Gülme kör olmayasıca gülme. Ölümden döndün varlık sebebim." diyen sevgilime huzurlu bir nefes ile yanıt verdim. Geri dönmüştüm, bu benim için yeterliydi. Dudaklarımı zorla da olsa aralayarak" su" dediğimde sanki uçarcasına ulaştığı sehpanın üzerindeki sürahiden bardağa su dolduran reis dikkatlice bana bir kaç yudum içirdi. Gözlerinde hem korku hem de mutluluğu gördüğümde ise burukta olsa mutlu oldum. O an verdiğim kararın doğru olduğunu çok iyi anladım. Ne intikam ne para hiç bir şey sevdiğinin yanındaki o bir ana değişilmezdi. Reis beni yeniden yatağa yatırdığında saçımı okşayan eli ile acılarıma tezat sakin ve huzurlu bir uykuya daldım.

.......

 Üç gün, üç koca gün boyunca yataktan doğru düzgün çıkmadan yatmanın verdiği ızdıraba , bir de tepemde dikilmiş çattığı kaşları ile bana tehditkar bakışlar sunan Hakkı eklenince gerçekten tarif edilmez bir öfke ile dolmuştum.

" Yeter Hakkı artık en azından kendim tuvalete gideyim. Yeter bebek miyim ben de kucakta taşınıyorum. Salın beni artık da iyileşeyim ya."

  Hakkı hiç istifini bozmadan tepemde dikilirken artık daha iyi olduğum için taburcu olma isteğime karşı çıkması üzerine yaptığımız tartışmayı başını sağa sola sallayarak red etti.

" Bir hafta daha"

 Bu sırada içeri giren Arif savcı ve Mücella ile gülümsedim. Reisten benim vurulma haberimi alır almaz geldiklerini duymuştum ama içeri alınmıyorlardı. Çekinerek içeri giren ikilinin arkasında gördüğüm süliet ile kaşlarımı kaldırdığımda Mücella :

" İzin var mı seni görmek isteyen eski bir dosta?" dediğinde hafifçe eğilip kim diye baktım. Aynı anda kapıda beliren karnı burnunda Alev ile gülümsedim.

" Oooo! Ana kraliçem de gelmiş."

 Alev ağladığını çok belli eden ıslak gözleri ve titreyen dudakları ile ürkek bir şekilde içeri girdiğinde elimle gel işareti yapınca hızla yatağın yanına gelip ellerimi tutarak ağlamaya başladı. Bir şeyler söylüyordu ama hıçkırıklarından anlaşılmıyordu. Yanımıza gelen Mücella sevecen bir ifade ile:

" Ne konuşmuştuk Alev. Yaptığın hiç hoş değil, iyileşti bile Kerim yakında tekrar ayaklanacak." dedi. Bu Alev sultanımı biraz sakinleştirse de hala ıslak gözleri beni süzmeye devam ediyordu. Bense soran gözlerle savcılarıma bakıp:

" Hayırdır hasta ziyareti mi yoksa bir durum mu var?" dediğimde Arif savcımız yüzünde hin bir gülümseme oluştu. Elimle yanı başımdaki sandalyeyi gösterdiğimde başı ile selam verip oturdu. Hakkı sağ olsun vurulduğumu duyar duymaz hastaneye koşmuş ve yoğun bakımdan çıktığımda beni özel odaya aldırıp her şeyimle ilgilenmişti. Hakkı bir sandalye daha getirdiğinde Mücella teşekkür ederek oturdu. Soruları olduğunu biliyordum ve ne kadar erken cevaplarsam o kadar iyi olacağı için ilk söze ben girdim.

" Sanıyorum sorgu için geldiniz."

" Hayır Kerim sadece ziyarete ve Haşmet beyi tevkife geldik."

ZAMAN ZAMAN İÇİNDE (BOYXBOY)( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin