KIYMET-2

3.6K 298 168
                                    

Biraz nefes aldığımı hissettiğimde reisi saran kollarımı gevşetip hafifçe göğsünden ayrıldım. Elleri hala sırtımdayken "Titriyorsun" dediğinde fark ettim titrediğimi. Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda karanlıkta parlayan gözleri içimi ısıttı. Hala gördüğüm rüyanın etkisindeydim. Reis ellerini omzuma çıkarıp beni dikleştirerek:

" Kalk hadi elini yüzünü yıkayalım." dediğinde itiraz etmedim.

   Yerimden kalkıp terliklerimi giydiğimde reis kolumdan bana destek verdi. Elimi yüzümü yıkarken tuvaletin kapısında Osman abi belirdi.

" Evlat iyi misin?"

" Kötü bir rüya gördüm abi, endişelenme."

  O sırada reis elini başımın üzerine koyarak dua okumaya başladı. Ah reis keşke keşke duaların geleceği değiştirebilse. Osman abi tuvaletten çıkıp geri geldiğinde elinde Selma ablanın gönderdiği havlulardan biri vardı. Teşekkür edip havluyu alarak elimi yüzümü sildim. Koğuşa girdiğimizde hala bir parça titriyordum. 

" Benimle uyu istersen evlat gece yine kötüleşirsen ben bakarım sana."

   Reis Osman abiye bakıp:

" Senin uykun ağır abi Kerim benim yatağa çıksın."

   Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Reis, ben aynı yatak; almayayım kalbim buna dayanacak kadar güçlü değil.

" Sağolun ama geçti daha iyiyim. Hadi sizde yatın artık ." diyerek yatağıma yöneldiğimde reisin parmaklarını kolumda hissettim.

" Kerim hadi."

   Bal rengi gözleri alev alev yanıyordu. Reise direnmek dağa savaş açmak gibiydi ve ben mantık dışı işleri hiç sevmezdim. Bu yüzden reisi daha da kızdırmadan yatağa çıktım. Reis benim yatağımdaki yastığı bana fırlatıp yatağa çıktığında kendimi iyice duvara yaslayarak yorganı üzerime aldım. Ulan reis uyuyacağım varsa da gitti; olacak iş mi senin yaptığın. Yatağa çıkan reis olabilecekmiş gibi küçülmeye çalışarak sırtını bana döndü:

" Bir şey olursa duyarım endişelenme."

   Sesindeki tedirginlik yüzüme bir tebessüm kondururken sırtının sırtıma değmesiyle bütün vücudumun ürpermesine engel olamadım. Sırtının ufacık temasıyla bile içimi ısıtmayı başarmıştı ama biz bu halde uyuyamazdık:

" Reis çekil kenara yatağıma gideceğim."

"Yatta zıbar."

" Reis sen ikimize de bakar mısın? Bu kuş kadar yatağa bir kişi zor sığıyor iki izbandut gibi herif nasıl sığsın?"

   Reis memnuniyetsiz homurtular çıkararak doğruldu. Yüzüme bakınca yüzündeki endişeyi gördüm.

" Ya tekrar kabus görürsen."

" Görmüş olurum, sonuçta rüya uyanınca geçer. Endişelenmeyi de gövdeni de kenara çek ki yatağıma gideyim, uykum var."

   Gönülsüzce ranzadan inen reise bana fırlattığı gibi yastığı fırlatıp ben de ranzadan indim. Yatağa girdiğimde rahat bir nefes almıştım.

             Sabah gözlerimi açtığımda bana bakan reis ve Osman abiye gülümseyip gerinerek uyandım:

" Uyuyabildin mi oğlum?"

" Hem de bebek gibi abi. O yüzden normale döner misiniz?" deyince ikisi de rahat bir nefes alıp işlerini görmeye gittiler.  Kahvaltı süresince devam eden neşeli muhabbetin ardından Salih abi ile sabah egzersizi yaptık. Öğlen yemeğinin akabinde avluya çıktığımızda soğuk havaya rağmen kış güneşine yüzümü verip temiz havayı içime çektim. Güneşimi engelleyen bir çift bedenle gözlerimi açtım. Bu gün herkes sözleşmiş gibi bana endişeli gözlerle bakıyordu.

ZAMAN ZAMAN İÇİNDE (BOYXBOY)( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin