Mahalle ülkemiz için bir dayanışma ve kültür alanıdır. Sözsüz kuralları olan ve yaptırım gücü geleceğe nazaran daha baskın bir yerdir. Ancak 2000 li yıllara girildiğinde mahalle kavramı güvenlikli ve çok katlı binalarla birlikte kaybolmaya başladı. Küçük esnafın yerini AVM denen dev kompleksler , veresiye defterlerinin yerini ise kredi kartları aldı. Velhasıl benim geldiğim zamanda mahalleler sadece adreslerde kalan yerlerdi. Ancak şu an sadece filmlerde gördüğüm bir mahallenin içindeydim. Sabah ezanının ardından dükkanı açıp temizliği yapıyor bir iki saat sonra Himmet abi geldiğinde ise kahvaltı için eve çıkıyordum. Öğleden sonraları artık rutin halini alan Tayfur ile medeniyet üzerine sohbetimizi yapıp akşam olduğunda ise sınavlar için hazırlanıyordum. Kitaplardaki bilgiler benim için fazlası ile basit gelse de alışkanlık olduğundan notlar alıyor, bilgilerimi tazeliyordum. Yatma vakti geldiğinde ise reisin mektuplarını tekrar tekrar okuyarak hasretimi gidermeye çalışıyordum.
Rutinleşen zaman akışı sonunda sınava girmiş sonuçları beklerken kapının önüne park eden siyah mercedes ile günümün farklılaştığını anladım. Bakkaldan çıkıp kapının önünde duran siyah aracı izlerken şoför mahallinden inen adam önünü ilikleyerek arka kapıyı açtığında inen kişi yüzüme bir tebessüm yerleşmesine neden oldu. Her zamanki şık giyimi ve zarif, güçlü duruşu ile Selma abla arabadan inip beni beni görünce:
" Bir an yanlış geldim zannettim Kerim. Seni bulmak ne kadar zordu biliyor musun?"
Selma ablanın yanına yürüyüp sıkmak için elimi uzatarak:
" Beni arayacağını düşünmemiştim abla özür dilerim." dediğimde Selma abla uzattığım elimi tutup beni kendine çekerek sarıldığında önce şaşırsam da hemen aynı şekilde karşılık verdim. Sarılma faslımız bittiğinde Selma abla:
" Hakkı ile Mustafa bu sabah salındılar. Seni almaya geldim." dediğinde memnun bir ifade ile gülümseyip:
" Gözün aydın ablacığım ama Himmet abiyi tek bırakamam. Akşam buluşsak olur mu?" dedim. Selma abla beni onayladığında buluşacağımız mekanın adresini alıp onu uğurladım. Tam içeri girecekken ağzı açık bana bakan Tayfur'u gördüğümde:
" Hayırdır Tayfur ne dikiliyorsun orada?" dedim. Tayfur benim sesimle kendine gelip koşarak yanıma ulaştı:
" Çakırca'lıları nereden tanıyorsun Kerim?"
" Mustafa ağa ile aynı maphushanede kaldık."
Benim normal tonda dillendirdiğim durum Tayfur için büyük bir olaydı. Heyecanla Mustafa ağa ile ilgili anlattıklarını dinleyerek dükkana girdim. Tayfur'un tuhaf soruları Mustafa ağanın bazı kişiler için ilah gibi olduğunun göstergesiydi. Akşam için Himmet abiye bilgi verdikten sonra Selma ablanın verdiği adrese gittim. Kapının önünde durup bir süre mekanı inceledim. Burası lüks bir pavyondu ve bana film setlerini andırıyordu. İçeriye girmek için hareket ettiğimde iri kıyım bir adam yolumu kesip tam karşımda durarak:
" Kimsiniz?"
" Adım Kerim , Mustafa Çakırcalı'nın misafiriyim." dediğimde karşımdaki çam yarması beni selamlayıp bir garson çağırarak bana masaya kadar eşlik etmesini istedi. Teşekkür edip garsonu takip ettim. Masaya yaklaştığımızda beni ilk fark eden Hakkı'ydı. Gülümseyeek ayağa kalktığında bize arkası dönük oturan Mustafa ağada ayağa kalkıp bana döndü. Kollarını açarak bana doğru gelen ağaya gülümseyerek ben de eşlik ettim. Mustafa ağadan ayrılıp Hakkı'ya yöneldiğimde yüzündeki ifadesini korumaya çalışsa da kırılan gülüşü ile bana sarıldı. Masaya tekrar döndüğümde tanımadığım kişiler olduğunu fark ettim. Selma ablanın yanına gelip selamlaştığımızda Selma abla masadakileri tanıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ZAMAN İÇİNDE (BOYXBOY)( TAMAMLANDI)
De Todo21. yüzyılın dahi kadın girişimcisi olan Kerime hayatının yaşadığı ihanetle son bulduğunu düşünürken kendini kuzgun karası 70 lerde Sağmalcılarda üstelik cinsiyeti bile kendine tezat bir bedende bulur. Peki ya sonrası?..... Başlangıç Tarihi: 17 Şub...