Hapishane gibi bir yere bir şeyler sokmanın iki yolu vardı.
Birincisi, ziyaretçiler ikincisi görevliler. Bahis konusu uyuşturucu olunca ziyaretçiler anında eleniyordu. Çünkü, burası da askeriye gibi denetim altındaydı. Asker ve memurlarda elenmek zorundaydı, neden derseniz , mahkumlarla temasları sınırlıydı ki geriye sadece gardiyanlar kalıyordu. Ancak her gardiyanın bunu yapmasına ihtimal vermediğimden Osman abilerin yardımı ile Yusuf'u koğuş dışına çıkaran gardiyanları araştırdık. Sonunda elimizde en yüksek ihtimali içeren tek isim kalıyordu, Hasan gardiyan. Aslında Hasan gardiyan Ejder'lerin koğuşuna baksa da haftada iki defa , çeşitli nedenlerle Yusuf'u almaya geliyordu.
Her şey iyi hoştu da ben bunu Mustafa ağaya nasıl ispatlayacaktım. Bu sırada biten havalandırma ile herkes koğuşlarına yöneldi. Osman abiye " biraz konuşalım" deyince beni onayladı. Benim yatağıma geçip oturduğumuzda tespitlerimi Osman abi ve Bekir abi ile paylaştım. Bir müddet beni dinleyen Osman abi:
" Evlat sen çok değiştin." dediğinde ise anlamaz bakışlarıma maruz kaldı.
" İlk geldiğin sıralar Yusuf gibi birilerine yamanmaya çalışıyordun. Zayıf ve arsızdın. Ama şimdi konuşunca sanki karşımda başka biri var gibi geliyor." deyince kaşlarımı havalandırdım. İçimden " Haklısın ama anlatsam da inanmazsın." diye geçirsem de dikkatle Osman abiyi dinlemeye devam ettim.
" Reisin sana ilk tepkilerinin nedeni de buydu. Ama şimdi başka biri gibisin."
" Öncesini hatırlamıyorum abi bir kusurum olduysa affet artık bana çok iyiliğin dokundu."
Omzumu babacan bir tavırda patpatladı. Bu arada başımızın üstünden sarkan Salih abi ile yukarı baktığımızda :
" Mustafa'yı iyi tanırım belki ben size yardım edebilirim."
" Abi hızır gibisin mübarek." deyince ranzadan atlayıp yanımıza geldi.
" Mustafa, Ejder'e ablası için tahammül ediyor. Derdinizi düzgün bir şekilde anlatırsanız size yardım edecektir."
Tamam, buraya kadar her şey yolundaydı ama yaşadığım yüzyılda gücün bilgi olduğunu deneyimlerimle öğrenmiştim. Ve şu an ki konumum bilgiye ulaşmamı bir hayli zorlaştırıyordu. Alında bu bilgiyi gözlemleyerek de edinebilirdim ama maalesef ki o kadar zamanımız yoktu. Düşüncelerimin gölgesindeki dalgınlığımı omzumda hissettiğim el sonlandırdı.
" Göç yolda düzelir merak etme " diyen Salih abiye " inşallah" lı bir tebessüm verdim. Mustafa ağa ile konuşma kararı aldık ama üçünün de yüzünden düşen bin parçaydı. Endişeli halleri beni meraklandırınca:
" Biriniz bana sorunun ne olduğunu söyleyecek mi?" dedim.
Hepsi birbirine baktığında hafif öksüren Salih abi :
" Kerim sen hafızanı yitirmeden önce Mustafa'ya şey..." deyip duraksayınca bir an Osman abi ile konuştuklarımız aklıma geldi:
" Yok artık, adama asılmadığımı söyleyin."
" Denedin ama Yusuf seni oyun dışı bıraktı." diyen Osman abiye şaşkın şaşkın bakınca üçü de dudaklarını bastırıp gülmelerini durdurmaya çalıştılar.
" Ulan Kerim ulan Kerim ben sana ne diyeyim? Bu durumda adam beni nasıl ciddiye alsın?"
Ben büzüştürdüğüm dudaklarımda bir ton küfür toplarken Bekir abi kendini tutmayı bırakıp kahkahayı bastı. Olanları değiştiremeyeceğimi bildiğimden durumuma gülen Bekir abiye ben de eşlik ettim. Bu sırada açılan koğuş kapısı yemek vaktinin habercisiydi. İçeri giren Ümmet gardiyan:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ZAMAN İÇİNDE (BOYXBOY)( TAMAMLANDI)
Acak21. yüzyılın dahi kadın girişimcisi olan Kerime hayatının yaşadığı ihanetle son bulduğunu düşünürken kendini kuzgun karası 70 lerde Sağmalcılarda üstelik cinsiyeti bile kendine tezat bir bedende bulur. Peki ya sonrası?..... Başlangıç Tarihi: 17 Şub...