HADDİNİ BİLMEK

3.4K 285 65
                                    

    İnsanların acıyla baş etme şekilleri birbirinden farklıdır. Türklerde yas süresi 40 gün olarak bilinir. 40'ı çıkmak olarak bilinen bu durum şaman kültüründen kalan bir olgudur. 40 gün olmasının nedeni de ruhun dünyayı 40 günde terk etmesidir. Ancak bu olgu zaman içinde değişip 7'si,40'ı ve 52'si olarak şekillenmiştir. Yine de insanın yas tutma süresi yapısına göre değişkenlik gösterir. Emir öldüğünde kendimi bir haftada toparladığımı hatırlıyorum. Belki Kerim'in ölümünün beklenir olması bu süreci kısaltmıştır. Ama Kemal farklıydı. Ona ölümü yakıştıramamış, kabullenememiştim. Bu sancılı süreçte ve kabus dolu gecelerde en büyük destekçim Osman abiler ve reis olmuştu. Nice geceler kan ter içinde uyandığım kabuslarda başımda reisi bulmuş onun güvenli kollarında sakinleşmiştim. Bu arada zaman akıp giderken Mücella'nın ısrarları sonucu temyize başvurmuş ve yaşadığım kafa travması için psikolojik inceleme talebinde bulunmuştum. Hayat rutinine dönse de hala avluya çıktığımda gözlerim kaybettiğim o cıvıl cıvıl sesi arıyor, Hakkı ile voltalarımız sessizliğin gölgesinde geçiyordu. Bütün bu sürecin en güzel olayı Ümmet abi ile Ayşe ablanın arasındaki duvarların nispeten de olsa yıkılmasıydı. Kemal'in ölümüyle gelen yas dalgası koğuşlarda bir süre isyana neden olsa da bir müddet sonra isyan yerini sessizliğe taşıdı. 

   Gözlerimi yeni güne ezanın sesi ile açtım. İlk defa rahat bir uyku çekmiş ve içimdeki ağırlık hafiflemiş halde kendi kendime uyandım. Yatakta doğrulduğumda tuvalete yönelmiş reisi görünce yüzümde bir gülümseme oluştu. O da Osman abi de benim yüzümden günlerdir sabaha rahat uyanamıyorlardı.

" Evlat bu gün daha iyi görünüyorsun" diyen Osman abiye gülümseyerek:

" Çok şükür abi biraz daha rahat nefes alıyorum." dedim.

   O da "çok şükür" deyip omzuma iki kere vurduktan sonra tuvalete yöneldi. Ben de kalkıp peşlerine takıldım. Sabah işlerimizi hallettikten sonra reis her zamanki gibi yatağına geçip ders kitaplarına gömüldü. Biz de Osman abi ile kahvaltıya kadar sohbet ettik. Yüzümdeki gülümseme sofrada herkese yayılıp masa tanıdığım haline döndü. Masa toparlanıp götürülürken Ümmet abi seslendi:

" Kerim revirde sana ihtiyaç varmış, gel hadi."

   Yerimden kalkıp terliklerimi giyerek Ümmet abinin peşine takıldım. Revire girdiğimde Mücella ve Alev oturmuş karşılıklı kahve içiyorlardı.

" Savcım bir saat sonra gelir alırım Kerim'i olur mu?"

 " Tamam Ümmet " deyince gülümseyerek içeri adımladım. Yanlarına vardığımda:

" Dünya güzelleri beni buraya neden getirdiniz dökülün bakalım."

   Alev heyecanla yanıma gelip kolumdan tutarak beni sandalyeye oturturdu:

" Kerim dans etmeyi biliyor musun?"

   Şaşkın gözlerle ikisini de süzdüğümde meraklı bakışlarına cevaben:

" Eh!... Biraz neden ki?"

  Sorumun cevabı Mücella'dan geldi.

" Şöyle ki Adalet Bakanlığı bir balo tertip ediyor. Bu yıl ki baloya Alev'i götüreceğim. Açılış dansı olarak ta tangoya karar verilmiş. Bu deli kız tutturdu ya dans etmemiz gerekirse diye..."

   Elimle Mücella'yı durdurup:

" Siz de bu işi bilse bilse Kerim bilir dediniz ve büyük ikramiyeyi kazandınız."

  Sözlerime kıkırdayarak cevap veren hanımlara baktım ve bende gülümsedim. Alev alt dudağını dişleyerek:

" Peki yardım edecek misin?"

ZAMAN ZAMAN İÇİNDE (BOYXBOY)( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin