SON SÖZ

2.5K 222 26
                                    

Zaman , herkesin söylediği gibi yaraları sarmaz. Yaraları saran insanın kendisidir.  Siz istemez , elinizden geleni yapmazsanız yaralarınız ilk günkü gibi olmasa da hep acır ve kapanmaz. Sonunda , Sonunda da sizi yer bitirir. Ben zamanın kıymetini bilmediğimi şu an daha iyi anlıyordum. Burada kaldığım bir kaç ayda yaşadıklarım bir ömre bedeldi. Hiç bir zaman edinmediğim dostlar,  hiç yaşamadığım duygular ve hiç bulamadığım aşk...

   Koğuşa geldiğimde duydukları beraat haberimin ardından benden fazla sevinen ahaliyi ranzaya yaslanmış izlerken ilk defa kendimi bir şeylerin parçası hissetmenin buruk sevincini yaşıyordum. İçeri girer girmez sonucu duyan Bekir abinin nidasının ardından beni markaja alıp ne olduğunu harfi harfine soranlara olanları anlatırken kah gülüşmeler kah küfürler eşliğinde tebriklerin sonunda herkes oturmuş sevinçle sonucu kutluyorlardı. Yaslandığım ranzanın yanında hissettiğim tanıdık bedenle daha da gülümseyerek:

" Sanki ben değil onlar beraat ettiler. Ne şanslıyım değil mi reis?"

" Hayır Kerim asıl şanslı olan biziz. Ne garip buraya ilk gelen sen değil ama gidecek olan sen içimi yakıyor."

   Bu bu zamana kadar aldığım en güzel iltifattı. Reise gülümserken arkamda olmasının verdiği avantaj ile hafifçe geriye yaslanıp varlığını içime doldurdum. Zira her anın tadını çıkarmalıydım...

 Yemek ve sohbet derken akşamı bulduğumda bedenimi dolduran yorgunlukla yatağa girdiğimde uyumayı bekliyordum. Ama ne gezer çözümsüz sorulara düşmüş beynim tam mesai yaparken bir sağa bir sola döndüğüm yatakta uykuyu misafir edemedim. Ben de tuvalete gidip elimi yüzümü yıkamaya karar verdim.  Aynanın karşısına geçtiğimde gördüğüm yüzü incelerken artık kendi asıl yüzümü hatırlamadığımı fark ettim. Acaba bu bedenin sahibine ne olmuştu? Peki benim bedenimi bulabilmişler miydi? İçimi kavuran bu yürek yangını ile ne yapacaktım. Akışına mı bırakmalıydım ki bu hiç benlik değildi. O kadar dalmışım ki belime dolanan güçlü kollarla ancak kendime gelebildim. Şaşkınlıkla irkildiğimde  "benim endişelenme" diyen reisin sesi ile sakinleşsem de yakalanmanın tedirginliği ile kollarından çıkmak için hamle yaptığımda reis:

" Kapı kilitli o yüzden bırak da doya doya sarılayım." deyip başını boynuma gömdü. O kokumu içine çekerken ben sıcaklığını hafızama kazıyordum. Bunun son zamanlarımız olduğunu düşünmek göz yaşlarımın firarına neden olunca reis boynumdan başını kaldırıp beni kendine döndererek:

" Kerim ne olur yapma zaten yeteri kadar zor bir de böyle ayrılırsak nasıl dayanırım bilmiyorum." 

"Ne yapmayayım reis ya da nasıl yapmayayım mı demeliyim. Gitmek seni burada bırakmak , ne olacağını bilememek göğsüme hançer saplanmış gibi canım acıyor."

  Reis elini saçlarıma çıkarıp okşarken:

" Canım yaşam herkes için zor ama onu kolaylaştıran sevdiklerimiz. Ne mutlu bana ki seni buldum ve hiç tatmadığım güzellikleri seninle tattım. Bir ömür bunun yarısını bile tatmayanlar var. "

Son sözü içime işlemişti bir ömür bu duyguların varlığından bile habersizdim. Yine de sevgiyi tattıktan sonra geride bırakıp gitmek , belirsizliğin getirdiği ağırlıkla içimi acıtıyordu.

" Bana söz ver reis kendine benim kadar dikkat edeceksin. Öfkene hakim olacaksın, canına değer vereceksin. Emin ol bu dünyadaki en değerli şey sensin." dedim ama göz yaşlarımı tutamadığım için boğuk çıkan sesimle daha fazla konuşamayıp reisin göğsüne kapandım. Beni başıyla onaylarken kapının çalınma sesi ile birbirimizden ayrıldık. Reis kapıya gidip kilidi çevirirken ben de elimi yüzümü yıkadım. Geriye döndüğümde bize endişe ile bakan Cüneyt ve Osman abiyi görünce gülümseyerek:

ZAMAN ZAMAN İÇİNDE (BOYXBOY)( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin