KIRGINLIK

3.1K 277 34
                                    

Kendi zamanımda öğrendiğim ilginç bir olgudur duygular. İnsanların duyguları en büyük zayıflıkları olabildiği gibi en büyük güçleri de olabiliyordu yeri gelince. Ama ayarı çok iyi yapılmalıydı yoksa elinizde patlayabilirdi. İnsan davranışlarını incelerken  öğrenmiştim duyguları kullanmayı. Şimdi ise biten havalandırmanın ardından içeri girerken sakalını sıvazlayan Mustafa ağa duyguları doğru kullandığımın bir işaretiydi. Amacıma ulaşmanın verdiği  memnuniyetle gülümsediğimde sırtımda hissettiğim iri eller gülüşümün solmasına neden oldu. "Hadi" diyen reise bakmadan içeri yöneldim. Her ne kadar mantıken reisi anlasam da içimde bir şeyler kırılmış ve kalbim beynimi duymaz olmuştu. İçeriye girdiğimde yatağıma yöneldim. Çekingen tavırlarla yanıma doğru adımlayan Cüneyt'i görünce gülümsedim.

" Ne o gelmek için  davetiye mi bekliyorsun?"

" Canın sıkkın gibiydi. Ben de belki konuşmak istersin diye düşündüm."

  Yatağa iyice yerleşip yanımda yer açınca Cüneyt yanıma oturdu.  Kısa süren sessizliğimiz Cüneyt'inde az çok olanlardan haberi olduğunu gösteriyordu.

" Sen de biliyor muydun?"

" Neyi?" 

" Benimle oyun oynama Cüneyt, sorum açıktı."

  Cüneyt mahcupça başını öne eğip dudaklarını birbirine bastırdı. Aslında kızmamın mantıksız olduğu gerçeğiyle:

" Bak kızgın değilim sadece kırgınım. Böyle bir durumun hazırlıksız karşıma çıkması beni fazlasıyla rahatsız etti."

 Cüneyt başını kaldırıp bana bakarak:

" Ya reis?"

" O konuya hiç girme ve endişelenme. Bu bizim halletmemiz gereken bir durum." diyerek konuyu kapattım. Konuşmamız bittiğinde akşam yemeği için Ümmet abinin sesi ile Cüneyt ayaklandı. Yemek reis ile aramızda esen soğuk rüzgarlar dışında sakin geçerken günün bitmesiyle yatağa uzandığımda yorgunluktan hemen uykuya daldım.

" Her yer sis, göz gözü gömüyor. Dikkatle bakınca sık ağaçlıklı bir ormandayım. Önümde bir patika, dar ve engebeli. İlerliyorum, ilerledikçe daralan yolun sonunda yol ikiye ayrılıyor.  İki yolda dikenli ve dar. Gaipten bir ses - hangisini seçeceksin?- derken ben yolların ortasındaki ısırganların arasına dalıyorum. İlerledikçe ısırganlar dikenli sarmaşıklara dönüşüp bana dolanıyor. Karşımda beliren karaltıyı seçmeye çalışırken bir yandan da ilerlemeye uğraşıyorum. Yüzü netleşen karaltıya baktığımda tanıdığım sima ile geriliyorum. Reis ulu bir çınara zincirlerle bağlanmış. Tüm gücümle oraya yöneliyorum. Ben ilerledikçe yol uzuyor. Kırık bakışları beni bulurken dudakları kımıldıyor " Yardım et" . Gücümün her zerresini kullanarak ulaşıp tuttuğum zincirler yanmaya başlıyor."

  "REİİİS!..."

  Burnuma dolan tanıdık kokuyu içime çekerek gözlerimi açtığımda her kabus sonrası sığındığım göğüste buldum kendimi. Kollarını omzumdan dolamış " Geçti" diyen adamın beline kollarımı dolayıp yüzümü göğsüne daha da bastırıyorum.İki damla firar ediyor gözlerimden. Nefes alabildiğimde reise sardığım kollarımı çekip onu sertçe iterek kendimden uzaklaştırdım.

" Elimi yüzümü yıkayacağım" dediğimde reis olduğu yerden kalkıp bana yer açtı. Yataktan çıkıp tuvalete gittiğimde arkamdan gelen reise aldırmadan musluğu açtım. Ben ellerimi suya daldırmadan reis iri eli ile bir avuç su alıp yüzümde gezdirdiğinde geri çekildim. Yaptığımı fark edip:

" Bana kızgın olmanı anlıyorum ama ne yapabilirdim ki? Olaylar ardı ardına geldi ve sana bu durumu anlatacak uygun zaman olmadı. Onun geleceğini tahmin etmemiştim."

ZAMAN ZAMAN İÇİNDE (BOYXBOY)( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin