ZAMAN ZAMAN İÇİNDE (BOYXBOY)( TAMAMLANDI)

YENİ BİR YAŞAM

   +18 CİNSEL ÖĞELER İÇERMEKTEDİR. LÜTFEN BUNU BİLEREK OKUYUNUZ.

  Her yeni olayın ,insanın veya yerin size bir şey kattığını söyleyenlere önceleri güler geçerdim. Ancak yaşadığım zamanda insanlar yaşamlarını sanal dünyanın gerçekleri üzerine kurup dünyalarını onun yörüngesine çevirdikleri için olsa gerek çözümleri etkileyen kararlar hep pasifti. Oysa 70 li yıllarda anlık kararlara anlık çözümler gerekiyordu. Şu yaşadığımız an da anlık kararlar kategorisine girdiği için olsa gerek anlık bir çözüm üretme işine giriştiğimde buna gerek kalmadığını fark ettim.

   Hakkı beni geriye çektiğinde gördüğüm manzara artık üstünlüğün solcularda değil sağcılarda olduğuydu ki bunun solcuları korkutup kaçırması en büyük dileğimdi. Ama ne yazık ki bu devrin dava tutkunu insanları için kaçmak hiçte kabul edilir bir seçenek değildi. Bu yüzden yumruklarını sıkıp birbirlerine kötü bakışlar atan bu insanlar birazdan başlayacak kanlı bir meydan muharebesinin işaretiydiler. Zihnimin bu manzara karşısında beni yarı yolda bırakması canımı fazlasıyla sıkıyordu. Neden derseniz? Annemin dediği gibi şu durum iki ucu boklu bir değnek gibiydi. Tarafsızlığımı korumakla sevdiğim adama yardım etmek arasında geçen kısacık zamanda bir karar verip Hakkı'nın elinden sıyrıldım.İki gurubun ortasına geçip solcuların başı olan adama dönerek:

" Tamam anlıyorum kavgadan kaçmak size yakışmaz ama unutmayın ki bu kavga da size bir şey kazandırmaz . Sonu karakolda başlayıp hapishanede bitecek bir kavganın size ne tip bir getirisi olabilir ki?" dediğimde karşımdaki adam bana alıcı gözle bakarak:

" Korkup kaçacağımızı sanıyorsan yanılıyorsun , bence tarafını seçmen en doğru seçenek şu an." dedi. Karşımdaki adam bunları söylerken aklıma eski ama sevdiğim bir oyun geldi. Pek çoğumuz adını duysak da ülkemizde yaygın olmayan bir kumar türü olan poker. Pokerde esas olan karşıdakini çeşitli yüz ifadeleri ile yanlışa sürükleyerek pes etmesini sağlamak olan bir kağıt oyunudur. Poker oynarken insanları analiz etme yeteneğim ve duygular hakkındaki teorik bilgim işime çok yaramıştı. Ne kadar işe yarayacağını bilmesem de karşımda duran sert bakışlı adamın aklına şüphe tohumları ekmek için yan sokağa gözümün ucu ile bakıp dudaklarımı dişledim. Sessizlik hem bizimkileri hem de karşı tarafı fazlasıyla rahatsız ederken:

" İdeolojinizin temelini oluşturan barış kavramından uzak bir davranış sergilediğinizin farkında mısınız?" dediğimde hala dikkatini bana veren adamın bakışlarından kaçıp aynı yere tekrar bir bakış atarak gözlerimi kapatıp Hakkı'ya döndüm. Hakkı bana boş boş bakarken ona bir baş hareketi yapınca karşımdaki:

" Bu bir tuzak " diyerek arkasındakilerle birlikte gözlerini benden ayırmadan sokaktan ayrıldılar. Bu neyse ki olmasını umduğum bir şeydi ve yine neyse ki kimsenin burnu bile kanamadan bu günü atlatmıştık. Bu arada yanıma gelen Hakkı:

" Bu neydi?"

" Bunun adı poker sevgili dostum. İşe yarayacağını düşünmüyordum ama kuşkunun kol gezdiği bu zamanda sanıyorum çok doğru bir hamle oldu. Ve söyle bakalım siz ne iş?"

 Hakkı Mustafa ağaya döndüğünde Mustafa ağanın konuştuklarımızı duymadığından emin olup:

" Deniyoruz." dedi. Bu arada reis ağa ile bir kaç şey konuştuktan sonra yanıma gelip:

" Bizde gidelim artık. " deyince Hakkı ile ağayla vedalaşıp eve doğru yola koyulduk. Yolda reisle bu gün olanları konuşuyorduk ki  reis eve varmak üzereyken durdu.

" Sen eve geç yavrum benim halletmem gereken ufak bir işim var." dediğinde işkillenip:

" Hayırdır reis gizli saklımız mı var?" dedim. Reis bana gülümseyerek: