Beklentileriniz arttıkça dikkatli olmalısınız. Cemal Süreyya'nın dediği gibi:
" Beklentin ne kadar çok olursa, o kadar kırılıyorsun."
Önceki hayatımda beklentiler hedefime ulaşıncaya kadar yanımda taşıdığım motivasyon aracı olur, işe başlarken onları evde bırakırdım. Ancak şu durumda beklentileri yanımda taşıdığım için sırtıma kambur olmuş beni boğuyorlardı. Benim beklentilerim iş için değil sevdiklerimi korumak için olduğundan boynuma dolanan zehirli bir sarmaşığa dönüşmüş ve nefesimi kesiyordu. O zaman fark ettim ki sonunu bilmediğim bir oyunda hayal kurmanın sonunu bildiğim bir oyunda piyon olmaktan iyi olduğunu. Düşüncelerim boğazıma takılı bir halde koğuşa girdim. Osman abi beni kapıda karşıladı.
" Bir sorun mu varmış evlat?"
" Yok bir şey abi, bir konuda yardım istediler o kadar. Ben yatacağım beni kaldırmayın lütfen."
Osman abi beni onaylasa da yatağına yönelip benim için kahvaltıdan ayırdığı peynir ekmek dürümünü vermeyi de ihmal etmedi. Bir iki lokma yedikten sonra kendimi yastığa dar attım. Gözlerim zihnimin ve bedenimin yorgunluğuna yenik düşünce uykuya teslim oldum.
Koğuştaki hareketliliğe Osman abinin beni uyandırma çabaları da eklenince gözlerimi açtım.
" Hayırdır abi beni neden kaldırdın?"
" Oğlum kalk ziyaretçin varmış. " deyince afallasam da kediyi merak öldürürmüş ve bu merak denen meret de bende fazlasıyla vardı. Yerimden kalkıp elimi yüzümü yıkayarak kendime çeki düzen verdim ve beni bekleyen gruba katıldım. Muhtemelen gelen kişiyi tanımayacaktım ama olsun. Girdiğim karşısı kafes odada tanımadığım insanlara bakarken tellere yapışmış kırklarında bir kadının :
" Kerim ,oğlum benim "demesi ile o yöne yanaştım. Bu Kerim'in orospu anası olmalıydı. Kırmızının en parlak tonunu sürdüğü ruj ve başındaki örtünün altından yeni boyadığı bariz belli olan sarı saçları dökülen bir kadındı. Kollarımı göğsümde bağlayıp "Buyrun" diyerek kadına dik dik bakınca kadının omuzları düşüp bakışları kısıldı.
" Gerçekten hiç bir şey hatırlamıyor musun?"
Sözlerinde ki kuşku ve yüzündeki sinsi ifade buraya durumu kontrol etmeye geldiğinin göstergesiydi. Yüzünde oluşan hafif sırıtışsa niyetinin hiçte iyi olmadığını belli ediyordu." Neden geldiniz?"
"Sen benim evladımsın , iyi olduğunu görmeye geldim."
Kısa bir süre daha kadına bakıp iç çektikten sonra:
" Gördüyseniz gidiniz lütfen." deyip görüş odasından ayrılmak için geriye döndüm. Çıkışa doğru adımladığım sırada kadının sesi ile durdum:
" Seni kollayacak bir adam bulabildin mi? Zaten baban erkeklerle oynaştığını öğrendiği için öldürmüştün onu?"
Yan dönüp kadına dik dik baktıktan sonra:
" Senin hatırladığın Kerim nasıl biriydi bilmiyorum ama benim kimsenin himayesine ihtiyacım yok. Diğer konuya gelince böyle bir yönelimim olduğunu hatırlamıyorum. Yine de bu iddiayı burada dillendirdiğine göre ölümümü istediğin aşikar . Ne vefalı bir anneymişsin gözlerim yaşardı. Ama kırmızı rujlu dudakların ve sarıya yeni boyattığın saçlarınla hiçte inandırıcı değilsin CANIM." dedim.
Sözlerim ve dik duruşum karşımdaki kadında şok etkisi yaratmıştı ki o bu şoku atlatmadan gardiyanları ekarte edip içeri ağlayarak dalan Alev'le bende şoka girmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN ZAMAN İÇİNDE (BOYXBOY)( TAMAMLANDI)
Acak21. yüzyılın dahi kadın girişimcisi olan Kerime hayatının yaşadığı ihanetle son bulduğunu düşünürken kendini kuzgun karası 70 lerde Sağmalcılarda üstelik cinsiyeti bile kendine tezat bir bedende bulur. Peki ya sonrası?..... Başlangıç Tarihi: 17 Şub...