Bölüm-12

11.8K 296 34
                                    


"Dıştan kapandıkça, içime doğru açılıyor yara..."

🌿

(Ömer'in anlatımı)

Asel'i yüzündeki şok olmuş ifadesiyle bırakıp bahçeye çıktım. Sinirlerime hakim olmam gerekiyordu. Bağırıp çağırmaya ona hakkım yoktu. Çünkü mükemmel bir ilişkimiz yoktu. Bana asıl koyan bunu Yiğit'in yapmasıydı. Hiç beklemediğim bir yerden darbe yemiştim. Ona güvenip Asel'i emanet etmiştim. Arda'nın da haberi vardı. Bu yüzden bana yakın davranıyordu.

Şüphelerimde haklı çıkmıştım. Eve kamera koydurtup izlemiştim onları. İhanetlerini izlemiştim. En kötüsüde Asel'e zaafım vardı. Beni iyileştirsin beni sevsin istiyordum. Çok aciz bir insandım. Yiğit'in gidip ağzını burnunu kırmak istiyordum ama aynı zamanda buna halim yoktu.

Fiziksel olarak değil ama psikolojik olarak yorgundum. Hayatım boyunca herkese mesafeli davrandım. Yaşadığım süre boyunca çok darbe almıştım ama bunun kadar acıtanı olmuşmuydu bilmiyordum.  Ne kadar süre o şekil durdum bilmiyorum.

Asel yanıma gelmişti. "Ömer" gözlerimi kapattım. Havayı içime çektim. Sakin olmak zorundaydım.
"Ben.." kelimelerini seçmeye çalışıyor gibiydi. "Özür dilerim." Dedi. Ona dönmedim. Görmek için can attığım yüzü görmek istemedim. Bana ihaneti mi canımı yakmıştı yoksa abimle olan ihanetimi asıl canımı yakan şeydi. Bunu düşünmüştüm.

Bir başkasının ona dokunması fikri beni sinirlendirmişti. "Bir şey demeyecek misin?" Yanıma geçip görüş açıma girdi. "Ne söylersen söyle haklısın." Dedi. Susmaya devam ettim.  O konuştu ben sustum. İçimde kıvılcamlar kopsada yansıtmadım.

"Nasıldı?" Diye sordum. Afalladı. "Ne?" Diyebildi.
"Zevk alıyor muydun?" Dediğimde gözlerini kapatıp nefes aldı.  "Ömer..."

"Bir başkasını bulamadın mı aldatacak?" Diye sordum bu sefer. Sustu. "Ya da sana değil abime sormalıyım. Kardeşinin karısına nasıl göz dikti diye. Sonuçta seninle iyi bir evliliğimiz yoktu. Belki boşluktaydın ona tutundun. Suçu sende aramamak lazım ama o neden sana yöneldi?"

"Bilmiyorum" dedi. "Neden böyle bir şey yaptım bilmiyorum." Diye sesini yükseltti. "Pişmanım." Fısıldayarak söyledi. İkimizde sustuk. Ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum. "Üşütüceksin eve gir." Dedim.

"Seninde üstündeki kısa kollu sende üşütürsün" dedi. "İyiyim." Diyebildim. "Bende iyiyim" dedi.

"İnat etme Asel. İçeri geç. Uzan dinlen." Dedim. Omuz silkti. Kolundan tutup içeri götürdüm. Sanki teni elimi yakıyor gibi hissettim. Salona geçince hemen elimi çektim. Halime garipseyerek baktı.

Kapı çaldığında kapıya doğru ilerledim. Arda ve Ada gelmişlerdi. Ada'ya sıkıca sarıldım. Uzun zaman sonra ilk kez yakın davrandım. O da aynı şekilde karşılık vermişti. Arda gözlerimin içine derince baktı. Kafamla selamladım. Konuşmak içimden gelmedi.

"Asel ayaklamışsın." Dedi Ada neşeli bir sesle.
"Evet" dedi Asel göz ucuyla bana bakarak. İçeri geçip oturmuştuk. "Abimlerde gelicek birazdan" Dediğinde yerimde huzursuzca kıpırdandım. Arda dikkatle bana bakıyordu.  Çok geçmeden kapı çaldığında Selda ve Yiğit gelmişlerdi. Aselde bende karşılamak için kalkmadık. Gelip oturduklarında hepimiz sessizdik.

"Ben kahve yapayım." Dedi Ada. "Asel içemez." Dedim. Kafasını olumlu anlamda salladı. Asel'de ses etmedi. Yiğit'in gözleri Asel'in üzerindeydi. Elimle elini tuttum. O da bana karşılık verdi. Gülümsedim. Gülümsedi. Ama sahte olduğunu bizden başka kimse anlamadı. Mahcuptu. Neden böyle bir şey yaptığını bile bilmiyordu. Zor geliyordu bana bu durum. Eskisi gibi bağırıp çağırmak hesap sormak istiyordum ama kılımı kıpırdatacak halim yoktu. Asel yanıma biraz daha yaklaştığında kıpırdamadım.

Ya Yiğit'i kıskandırıyordu ya da bana Yiğitle aramda bir şey kalmadı mesajı veriyordu. "Daha iyi misin?" Diye sordu Selda. "Evet iyiyim, teşekkürler." Dedi Asel mesafeli bir şekilde. Arda hiç konuşmuyordu.

"Korkuttun bizi." Dedi ardından Yiğit. Asel cevap vermedi. Bakmadı bile. Yiğit kafasını eğdi.

Ada kahveleri getirdiğinde Asel'e portakal suyu sıkmıştı. Zar zor geçen zamandan sonra kalkmak için yeltenmişlerdi. Onları uğurlarken Arda "Ömer abi bir konuşabilir miyiz?" Diye sordu. Kafamla onayladım. Yiğitler binip gitmişti. Asel içerdeydi. Ada arabada.

"Öğrenmişsin." Dedi. Beni bu kadar iyi tanıması canımı sıkmıştı. "Evet kendi kendime öğrendim." Dedim. İmamı anlamıştı.

"Bu kadar sakin karşılayacağını bilseydim sana ben söylerdim. Ama sende bende biliyoruz ki kardeş katili olabileceğini"  ikimizde sustuk. "Bir abimi toprağa diğerini hapise gönderemezdim. Elimden geldiğince bu duruma karşı çıktım. " dedi.

"Kardeş ihaneti farklıymış." Dedim sessizce. "Seni ilk kez böyle sakin görüyorum abi."

"Halim yok."  Dedim. "Gidip Asel'e hesap soramıyorum kıza ne yaşattığım ortada Yiğit'in gidip ağzını burnunu kıramıyorum." Diye ekledim. "Bir hata yapıldı ve hatadan dönüldü. Senin bu halini daha çok sevdim. Baksana Asel'de sana yakın davranıyor."

"Yiğit'i kıskandırmak için." Dedim. "Hayır değil. Senin değiştiğini görüyor. O kıza yaşattığın acıları Yiğit abimle teselli etmeye çalıştı hepsi bu. Geçmişe sünger çek. Yola devam et."

"Öyle mi dersin?" Diyebildim. "Öyle." Dedi sonra sıkıca sarıldı. Arda'nın arkasından bir süre baktıktan sonra içeri geçtim. Asel koltukta oturuyordu. İkimizde birbirimize karşı hem mahcupduk hem soğuktuk. Masanın üzerindeki ilaçlarını ve suyu alıp yanına gittim. Uzattığımda sessiz sedasız almıştı. İçerken onu izledim.

"Uyu artık. Yorgunsun." Diyebildim. Kafasını olumlu anlamda sallayıp yukarı çıktı. Bende peşinden. Yatağa girdiğinde bende banyoya geçtim.

Aynadaki yansımama baktım. Şu an ki sakinliğim ileride olucak depremin habercisiymiydi acaba? Uzun uzun baktım kendime. Kendimi en ağır şekilde eleştirdim. Sonrasında elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Odaya geçip ışıkları kapattım ve yatağa geçtim.  Asel'in sırtı bana dönüktü. Bende ona sırtımı döndüm ve aramızdaki görünmeyen o uçurumla uykuya daldık.

Sabah erkenden kalkıp Yiğit'in evine gittim. Kapıyı çaldığımda duvara yaslandım. Cebimden sigaramı çıkarıp yaktım. Kapıyı açtığında uykusundan uyandırdığımı farketmiştim. Şaşkındı. "Bir şey mi oldu Ömer?" Dediğinde sigaramı yavaşca dudaklarıma götürdüm ve bir duman çektim. Sonrasında ona bakıp konuştum.

"İhanetini dinlemeye geldim!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"İhanetini dinlemeye geldim!"

KURTULUŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin