Bölüm-28

7.3K 255 24
                                    

"Yaşımdan yorgun,
Yaşımdan telaşlıyım bu günlerde..."

Soğuk bedenime temas ettiğinde gökyüzüne kafamı kaldırdım. Temiz havayı derin derin çektim içime. Üzerimde askılı olmasına rağmen soğuğu hissetmiyordum. Son zamanlarda yaşadıklarımız aklıma geldiğinde içim daralmıştı.

Neler yaşamıştık böyle? Ada bir anda gitmişti aramızdan. Sanki gözümüzü açıp kapatana kadar yok olmuştu. Ada'nın gülüşü gözümün önüne geldiğinde bende gülümsedim. Ali'ye aşık olduğunu söylemişti acaba birlikte olabilirler miydi yaşasaydı? Üniveristesini bitirecekti, mesleği olacaktı. Hayalleri vardı. Hiçbirini gerçekleştiremeden yarım kaldı. Aynı zamanda arkasında da yarım kalan insanlar bıraktı.

Arda Ada'nın yokluğuna en büyük tepki verenlerden biriydi. Öfkesini, acısını dışarıya belli edebiliyordu. Bağırıp çağırıp öfkesinden kurtulmaya çalışıyordu ama başaramıyordu. Arda ve Ada daha çok vakit geçirebiliyordu. Bu yüzden Arda için belkide daha zor oldu.

Ömer ise ne yaşarsa içinde yaşamayı tercih ediyordu. Sadece bir kere ağladı ve ardından o ruhsuz haline döndü. Ruhsuz gibi durmaya çalışan ama içinde ateşler yanan biri aslında. Duygularını çok belli edemiyordu. Duygularını saklamaya alışmıştı. Bazen bana belli etsede ertesi gün tekrardan hiç yaşanmamış gibiydi.

Korkuyordum. Onun adına kendi adıma korkuyordum. Bunu ona belli etsemde beni dinlememişti. Ona da hak veriyordum ama keşke her şey toz pembe olabilseydi...

Ada'nın babası nasıl bir babaydı ki kızının cenazesine bile gelmemişti. Hangi sebep son vedayı engellerdi? İnsanların bu kadar acımasız ve umursamaz olması beni her zaman şaşırtmıştı.

Arkamı dönüp cama biraz yaklaştım. Uyuyan Ömer'e baktım. Gece bir kaç kere irkilmişti. Benide uyku tutmamıştı. Hava almak için balkona çıktım. Ömer'i fazla izlemiş olucam ki gözlerini açtı. Balkondan içeri girip yatağın yanına oturdum. Ellerini başının altına aldı ve tavanı izlemeye başladı.

"Uyku mu tutmadı?" Diye sorduğunda yüzüme baktı. Kafamı olumlu anlamda salladım. Eliyle koluma dokundu. "Üşümüşsün."

"Farketmedim." Dedim omuz silkerek. Yorganı kaldırıp yana döndü. Bende açtığı yere yattığımda belime sarıldı. Ellerimi kollarının üzerine koydum ve kendime daha çok çektim. Tek beden olmuş gibiydik. Omuzuma öpücük kondurup tekrar geri çekildi. "Nasıl hissediyorsun?" Diye sordum.

"Bilmiyorum." Dediğinde sesindeki üzüntü dikkatimi çekti.

"Hiçbir şey bilmiyorum." Diye ekledi. Bir süre sessiz kaldığımızda ardından sessizliği böldü.

"Ada'nın öldüğü an gözümün önünden gitmiyor." Nefesi boynuma değiyordu.

"Her gözümün önüne geldiğinde biri ruhumu elleriyle sıkıyormuş gibi hissediyorum." Parmaklarımla ellerinin üzerinde daireler çizdim.

"Yaşadıkların kolay değil." Dediğimde derin bir nefes aldı. "Ben yanındayım." Dedim arkamı dönerek. Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Hep." Dedim çenesine öperken. "Yanındayım." Diye ekledim tekrar öperken.

"Senide kaybedersem..." sustu. Soran gözlerle ona baktım ama cevaplamadı beni kendine daha çok çekip sarıldı. Bende ses etmeyip elimi beline sardım ve kokusunu içime çekerek uyumaya çalıştım.

___

Gözlerimi açtığımda Ömer yanımda yoktu. Üzerime eşofman takımı geçirip saçlarımı topuz yaptım. Aşağı indiğimde Minel vardı. "Ömer'i gördün mü?" Telefondan kafasını kaldırıp bana baktı. "Hayır görmedim." Dediğinde kafamı salladım. Merdivenlerden inen kişiye baktığımda Arda'yı gördüm.

KURTULUŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin