Bölüm-11

12.2K 286 42
                                    

"Sevdiğim kadın yaşıyor, sevdiğim hali öldü.."

🌿

"Gel bakalım böyle" diyerek beni koltuğa yatırdı. Üzerime battaniyeyi örtüp tepeden baktı. Hastaneden çıkmıştık. "Rahat mısın?"

"Evet." Dedim. "Sana çorba yapmaya çalışacağım. Umarım becerebilirim." Dediğinde ikimizde gülmüştük. "Umarım." Diyebildim sadece.

Televizyonu açıp üst kata üzerini değiştirmeye çıkmıştı. İndiğinde siyah eşofman ve siyah tişört giymişti. Mutfağa geçtiğinde televizyonu izlemeye devam ettim.

Kırk beş dakikaya yakın zaman geçmesine rağmen Ömer'den ses seda gelmemişti. "Ömer iyi misin?" Diyerek seslendiğimde mutfak kapısından kafasını çıkardı. "Ufak tefek aksilikler oldu ama hallediyorum." Dediğinde kafamı umutsuz bir şekilde salladım.

"İstersen Ada'yı arayabiliriz." Diye fikir sunmuştum.
"Beş dakikaya hazır gerek yok." Diyerek gözden kayboldu. Bir süre sonra elindeki tepsiyle geri geldiğinde tepsiyi kucağıma koyup ayak ucuma oturdu.

Bir kaşık alıp ağzıma götürdüğümde tadının baya iyi olduğunu anladım. "Elinin lezzeti varmış." Dedim gülümseyerek. "Videodaki ablamız sağolsun" dedi.

Çorbayı içtiğimde o da mutfağı temizlemişti. O kaba Ömer bir süreliğine gitmiş gibiydi. Ya da ben hastaneyken kafasına bir şey düşmüştü. Bu durum gayet hoşuma gitmişti.

Hastanede onu iyileştirmemi istemişti. Bu yüzden birbirimize karşı kibar ve saygılı yaklaşıyorduk.
Yiğit'i aklımdan artık çıkarmam gerektiğini biliyordum. Belkide o an bir boşluğa düşmüştüm bilmiyordum ama tek bildiğim Ömer'in öğrenirse ortalığı kana bulayacağıydı.

Saatler böyle geçerken artık sıkılmıştım. Ömer'de diğer koltukta uyuyordu. Hafifçe yerimden kalkıp üst kata çıktım. Yatak odasına girdiğimde hastanenin kokusu üzerime sinmiş gibi hissediyordum. Banyoya girerek boynumdan aşağısını yıkadım. Saçlarımı şu an yıkayamazdım. Kış ayındaydık ama ev sıcak olduğu için kısa gri şort ve üzerine siyah askılı giymiştim. Saçlarımı alttan topladım. Yüzüm çökmüş gibiydi. Çok kısa bir bakım yaptım ve kendime geldiğimi hissettim.

Odanın kapısı açıldığında Ömer karşımdaydı. "Duş mu aldın?" Diye sormuştu. Olumlu anlamda kafamı salladım. Aynada kendime bakmaya devam ederken arkama geçti. Yansımamıza baktım. İki katım kadardı. Yanında çocuk gibi kalıyordum. Ellerini omuzuma koydu. "Çok korktum." Dedi kısık bir sesle.

Arkamı dönüp ona baktığımda. Yüzündeki hüzün afallamama sebep oldu. "Bir zaman acımasızca davrandığım o kadına bir şey olucak diye çok korktum." Diye devam etti. "Meğer farkında olmadan çok alışmışım." Dedikleri şaşırmama sebep oldu. "Ben..." parmağını dudağıma koydu.

"Lütfen sözümü kesme." Diye uyardı ardından derin bir nefes aldı. "En başta birbirmizi tanımıyorduk. Seni de herkes gibi sandım. Bu yüzden sana da en sert tarafımı gösterdim ama bunları yaparken içimde hep bir huzursuzluk vardı." Yatağa oturdu.

"Zamanla da herkes gibi olmadığını anladım. Ne kadar kırılgan olduğunu, bu hayatta çok acı çektiğini sen anlatmasanda ben seni anladım. Seni tanıyarak anladım. Gözlerinden anladım." Yanına gidip oturdum. Bedenini bana döndürdü.

"Ama bu düşüncelerim çok eskide kaldı. Gözümde eski masumluğun yok. Çünkü sen ihanetin en büyüğünü yaptın."  Son söylediklerine anlam veremedim. Yüzümden de anlamıştı. Derin bir nefes aldı. "Yiğitle ilişkin olduğunu biliyorum!"

KURTULUŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin