İLK GÜN

3.7K 137 7
                                    

Kadehimi kaldırıp "şerefe" dedikten sonra bir yudum aldım. İyi geliyordu. Hava hafiften esiyordu. Rüzgar saçlarımı dağıtıyordu. Telefonumun çalmasıyla birlikte yerimden kalkıp yatağa doğru ilerledim. Egemen görüntülü arıyordu. Açtığımda üzerinde siyah bir tişört vardı. Saçları hafifçe dağılmıştı. "Müsait miydin, aradım aniden." Dediğinde tekrar pencereye oturdum. "Müsaitim." Dediğimde kutlama sesleri geliyordu. "Biraz sıkıldım, üst kata çıktım. Seni aramak istedim." Dediğinde gülümsedim. "Aklım sende kaldı." Diye ekledi. Etrafı ve elimdeki kadehi gösterdim. "Gayet iyiyim, merak etme." O da diğer elindeki viski bardağını gösterdi.

"Yana yana içiyormuş gibi." Dediğinde kadehimi telefona doğru uzattım o da uzattığında "karşılıklı içmemizin şerefine." Demiştim. Halime gülümsedi. Gözlerindeki acıyı hissedebiliyordum. "Keşke burada olsaydın Asel." Kafamı iki yana salladım. "Keşke seninle tekrar Bodrum'da olsaydık, orada olmak en son isteyeceğim şey bile değil." Dediğimde o da gülümsedi. "Haklısın bu ortam çekilmiyor."

Çekilip çekilmediğini bilmiyordum ama benim çekmeyeceğimi biliyordum. "Arda nerede?" Diye sordum konu açılması için. "Aşağıda kutlama yapıyorlar." Hım der gibi ses çıkardım. "Aradı mı seni?" Diye sorduğunda şarabımdan bir yudum aldım. "Sabah konuştuk." Kolum ağrıdığı için küçük masaya koydum ve bende sandalyeye oturdum.
"Paylaşımları görünce kendini yalnız hissettin değil mi?" Kısa sürede beni bu kadar iyi tanıması değişik hissettirmişti. Kafamı evet der gibi salladım.

"Hiç yerim yokmuş gibi hissettim, sanki ben orada hep fazlalıkmışım gibi.." bir noktaya dalıp söylemiştim. "Bir çok kez keşke Asel'de olsa dediler." Dediğinde burukça gülümsedim. "Çok farklı Egemen." Dedim ve sustum. Ardından devam ettim. "Onların içinde olduğumda sanki sürekli darbe yiyormuşum gibi hissediyorum." Diye ekledim.

"Yaşadıklarından dolayı böyle hissediyorsun. Sağlıklı ilişkilerin olmadı burada." Kafamı olumlu anlamda salladım. "İyi ki gittin Asel." Dediğinde onu dinliyordum. "Şöyle bir bakıyorum da Arda hariç hiçbiri seni hak etmiyor." Diye ekledi. Sessiz kaldım. Yanlış bir şey söylemekten korktum. "İyi ki gittim." Diye mırıldandım.

"Bodrum'a mı gideceksin yine?" Konuyu değiştirmek için sormuştum. "Hayır, biraz daha buradayım." İçkisinden bir yudum alırken söylemişti. "Gelmiyor musun?" Arda'nın sesini duymuştum. "Kiminle konuşuyorsun?" Dedi bu kez Arda. "Asel ile." Dediğinde Arda'nın adım seslerini duymuştum. "Asel." Dedi büyük bir heyecanla. Üstü başı dağılmıştı. Yanağında pasta vardı. "Efendim." Dedim gülümsemeye çalışırken. "Bende yarın tekrar seni arayacaktım." Dediğinde gülümsedim.

"Keşke burada olsaydın." Dedi bir kez daha. "Keşke." Dedim istemeyerek. "Bir sorun mu var?" Merakla sorduğunda cevap vermedim. Egemen'in içki içtiğini görebiliyordum. "Hayır bir sorun yok." Dedim yalan söyleyerek. "Asel soğuksun görmüyorum mu sanıyorsun?" Kafamı iki yana salladım. "Sadece yorgunum." Dediğimde yüzünü ekşitti. "Benimle konuşurken yorgunsun ama Egemen ile konuşurken yorgun değilsin." Böyle bir karşılaştırma yapması beni şaşırtmıştı. "Aşkım." Bu sefer Beyza'nın sesini duymuştum. Beyza'ya hiç bakmadı. Bana bakmaya devam ediyordu. "Yarın konuşalım bu konuyu olur mu?" Diye sordum. Kafasını iki yana salladı. "Bugün konuşacağız." Derin bir nefes aldım. "Ben kapıda bekliyorum." Egemen ayağa kalktığında dışarı çıkmıştı. "Beyza sende çıkar mısın?" Arda Beyza'ya söylediğinde Beyza'da çıkmıştı.

"Seni dinliyorum." Dediğinde son yudumumu alıp kadehi kenara bıraktım. "Defne ile arkadaş değilim." Dedim konuya girerken. Anlamayarak bana bakıyordu. "Yani kendi açımdan değilim. Ona anlattığım her şeyi Egemen'e bildirmiş. Egemen'in telefonunda gördüm." Dediğimde şaşırdığını belli etmişti. "Hatta Egemen'e kuşu yuvaya sok gibi çirkin bir tabirde bile bulunmuş. Dostluk bu değil olamaz." Gözlerim dolmuştu. Derin bir nefes aldım. "Sanada kırgınım Arda." Dediğimde gözümden bir damla yaş düştü.

KURTULUŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin