Bölüm-27

6.9K 233 14
                                    

"Ruhu çok ağrıyordu, her zaman gülüyor olmuş olsa bile..."

(Ömer'den)

Telefonu kapattığım Asel ayakta durmaya devam ediyordu. "Nereye gidiyorsun?" Ayağa kalktığımda sormuştu. Arkamı dönüp yüzüne baktım. "Kumarhaneye." Dediğimde bana yaklaştı. "Duydum onu."

"Duyduysan neden soruyorsun?"

"Öldürecek misin?" Katil olmamdan korkuyordu. Oysa ben katildim. "Evet." Gözlerindeki hayal kırıklığını görmüştüm. "Ömer..." elimi tuttu. "Lütfen yapma."

"Kardeşimi öldüren birini yaşatacak değilim!" Elimi hızla çektim. Arkamı döndüğümde koşarak önüme geçti.

"Katil olmanı istemiyorum." Sesini yükseltmişti.

"Sen zaten bir katille evlisin Asel." Yüzümü yüzüne yakınlaştırıp konuştum. Bu gerçeği unutmuş gibiydi.

"Geçmişin umrumda değil. Ben şimdiye bakıyorum." Odaya girdim. Peşinden geliyordu. Konuşmamız uzun sürecekti belliydi.

"O adamı bu gece öldüreceğim." Gözlerinin içine bakarak söyledim her bir kelimeyi vurgulayarak.
Cevap vermediğinde devam ettim. "Benim kız kardeşimi öldürmek neymiş ona soracağım."

"Kendini düzelteceğini söylemiştin!" Sesini yükseltmişti tekrar.

"Sikerim düzelmesini başıma ne geldiyse bundan geldi zaten!" Aynı şekilde sesimi yükselttim.

"Eski Ömer olmanı istemiyorum." Korkusunu anlıyordum.

"Eğer ki eski Ömer olursan yüzüne dahi bakmam!" Beni tehdit ettiğinde ona yaklaştım.

"Senin yüzüme bakmama gibi bir ihtimalin yok!" Bir adım daha attım. "Beni sinirlendirme, sinirlenince neler olduğunu biliyorsun!"

Benden bir kaç adım uzaklaştı. "Beni kaybedersin!"

"ASEL!" Bağırdığımda gözlerime meydan okuyarak baktı. Kaybetme düşüncesi bile çıldırtıyordu. Hızla duvara yasladım. Kulağına yaklaştım ve konuşmaya devam ettim.

"Beni bir daha bu şekilde tehdit etme!"

"Ne olur tehdit edersem?" Nefesi boynuma değiyordu.

"Bu kadar sabırlı olmam!" Hızla kollarını bıraktığımda arkamı dönüp odadan çıktım.
Aşağı indiğimde Yiğit vardı.

"Adamı bulmuş Ali. Akşam görmeye gideceğim." Dedim. Masadan kalkıp tam karşıma geldi.

"Bende geliyorum."

"İyi gel. Karan'da gelecek." Kafasını olumlu salladığında "Arda'ya söyleme." Demiştim. Arda'nın bu işlere karışmasını istemiyordum.

Mutfağa ilerleyip bir bardak su içtim. Tekrar yukarı çıktığımda Asel uzanmıştı. Dolabı açıp siyah takımımı çıkardım. İçine siyah gömlek giyip ilk üç düğmesini açtım. Saçımı elimle düzeltip son kez Asel'e dönüp baktım. Gözleri kapalıydı. Aşağı tekrar indiğimde Yiğit'de giyinmişti.

Birlikte arabaya bindiğimizde Karanla kumarhanenin önünde buluştuk. "Nerede o it?" Diye soran Karan'a umursamaz gözlerle baktım. "İçeride." Yiğit cevap vermişti.

Yavaşça içeri girdiğimizde adamlar selam vermişti. Uzun zaman oluyordu buraya gelmeyeli. Koltuğa oturduğumda oyun oynayanlara baktım. Ali yanıma gelip kulağıma eğildi. "Şu lacivert takımlı." Dediğinde Ada'yı öldüren şerefsize baktım. Gözleriyle gözlerim buluşmuştu. Korkusunu anlamıştım. Bir şeyi yaptıktan sonra korkan insanları hiç sevmezdim!

KURTULUŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin