BUNGUN

2.8K 135 14
                                    

"Göğsünü yarıp göstermediğin her yarayı, yok saymakla meşhúrdur insan.."

🌿

İçimdeki ağırlığın kalkmasını beklerken sanki biraz daha altında ezilmem için yüklenmiş gibiydi. Bu sevdiğim insanlardan ayrıldığım için miydi yoksa yeni bir hayata attığım ilk adımın korkusu muydu?

Otelin camından dışarıyı izliyordum. Bir kaç insan geçiyordu sokaktan. Uçaktan inmiş, bir otel bulmuştum. Şu anlık bir sorun yoktu. Önceliğim İtalyanca'yı öğrenmek olmalıydı. Sonrasında küçük bir iş bulabilirdim. Ardından kendime ait bir evim olurdu. Elimdeki kahveyi camın önüne bırakıp yatağıma doğru ilerledim.

Beyaz ve ahşapın muhteşem uyumu olan bir otelde kalıyordum. Elime telefonumu aldım ve ilk olarak Arda'yı görüntülü aradım. Yanında kim vardı bilmiyordum. Artık umursamıyordum da. "Güzelliğim." Kamera açılır açılmaz söylemişti. Üzeri çıplaktı ve uzanıyordu. "Vardın mı?" Dediğinde odayı gösterdim. "Çok sevindim." Dediğinde bu kez kendime çevirdim. "Özledim seni Arda." Dedim sesim üzgün çıkmıştı. "Bende çok özledim. Neden İstanbul'a geldiğini söylemedin, gelirdim yanına." Dediğinde bende onun gibi uzandım. "Bir vedayı daha kaldıramazdım."

"Keşke haber etseydin, biraz özlem giderirdik." Cevap vermedim ve sustum. "Sen evde misin, Beyza yanında mı?" Dediğimde kafasını iki yana salladı. "Yok güzelim o kendi evinde, ben Yiğit abimin yanına geldim." Dediğinde onu onayladım. "Tekim merak etme." Diye ekledi. Merak etmiyordum açıkcası. "Akşam Defne'nin doğum gününü kutlamaya gideceğiz, keşke sende burada olsaydın." İyi ki orada değildim. Sahte samimiyete dayanamıyordum. "Keşke." Dedim sahte bir oyunculukla.

"Geçen neden Defne ile konuşmadın, bozuldu." Dediğinde içimden gülmüştüm. "İşim vardı." Hım der gibi ses çıkardı. "Neyse ben kapatayım Arda, çok yorgunum." Dediğimde beni onayladı. "Güzelce dinlen, seni seviyorum." Yerimden hafifçe kalktım. "Bende seni seviyorum." Dedim ve kamerayı kapattım. Egemen ile sohbet kısmına girip "geldim ben, haberin olsun.. oteldeyim." Yazıp gönderdim. Telefonumu kenara bıraktım ve yeni hayatımın ilk gününün tadını çıkarmaya koyuldum.

🧜🏻‍♀️

İtalya sokaklarında biraz gezmiş ve şimdide küçük tatlı bir kafeye oturmuştum. İstanbuldayken biraz genel kelimeleri ve soru kalıplarını öğrendiğim için çok fazla zorlanmıyordum. Tabikide bir süre sonra daha fazlasına ihtiyaç duyucaktım. Cam kenarındaki küçük masaya oturdum ve kadın garson yanıma geldi. "Mi porta il menù?" Dediğimde kafasını sallayıp ilerledi. Menüyü görmek istemiştim. Bir süre sonra menü ile geldiğinde pizza ve kola söylemiştim. Telefonumu elime alıp Egemen'den gelen mesajlara girdim. "Tamamdır, kendine dikkat et. İstediğin zaman arayabilirsin." Yazmıştı. İçimden gülümsedim. Başka da kimse mesaj atmamıştı. Ne Karan ne Defne...

Karan'ın bu zamana kadar adını hiç anmadığımı farkettim. Hayatımda pekte bir önemleri yoktu ama kendini affettirmeye çalışırken "kardeşimsin,üzgünüm" tarzı kelimeleri şu an komik geliyordu. Sonuçta insanlar vicdanları rahatlayana kadar sizin peşinizden koşarlardı...

Siparişlerim geldiğinde afiyetle yemeye başladım. Gerçekten çok güzeldi. Acıkmıştım. Anın tadını çıkararak yemeğimi yemeye devam ettim.

Kafeden çıktığımda biraz daha etrafı tanımak için dolaştım. Ardından İtalyanca öğrenmek için kursa yazıldım ve otelin yolunu tuttum. Saat akşam olmuştu. Burada zaman hızlı geçmişti. İçim şimdiden ısınmıştı. İnsanları samimiydi. Kıyafetlerimi çıkarıp güzel bir duş aldıktan sonra şort ve askılı giyip yatağa uzandım. Telefonumu elime alarak instagrama girdim. Arda, Giray, Defne, Beyza ve Karan'ın storyleri sıralanmıştı. Büyük bir ihtimal doğum günü partisindendi.

KURTULUŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin