Bölüm-17 (+18)

28.7K 229 201
                                    

"Kalbimin bir tarafında güzel günleri iple çeken düşsel bir çocuğun bitmeyen öyküsü var..."

(Ömer'in anlatımı)

Aselle konuşmamızdan sonra bara gelmiştim. Biraz daha evin içinde durursam düşünmekten delireceğimi farketmiştim. Murat yanıma geldiğinde kafamla selamladım. Yanında bir kız vardı. Aynı şekilde karşılık verdiğinde kızla sohbet etmeye devam etti. Elimdeki içeceği bir dikişte kafama diktim.

"Yavaş ol biraz." Diyen Minel'e kafamı çevirdim.
"Senin ne iÅŸin var burada?"

"Evde canım sıkıldı." Cevap vermedim ve tekrardan kafamı arkaya koydum. Çok içtiğim için kafam çatlıyordu. İçkim yenilendiğinde tekrar eski halime döndüm ve içmeye başladım. Kapıdan giren kişiye gözlerim takıldı. Yiğit gelmişti.

"Bunun ne işi var burada?" Diye kendi kendime söylendim.

"Ben çağırdım." Dedi Minel eliyle Yiğit'e selam yaparken. Yiğit yanımıza yaklaştığında gelip masaya oturdu. Derin bir nefes almaya çalıştım ama alkol, sigara ve yoğun ter kokusu buna müsaade etmedi. Şu an tek istediğim Asel'in kokusunu içime çekmekti.

"Sizin aranızda ne var böyle?" Dediğinde Minel, bende Yiğitte oralı olmadı.

"Kardeşsiniz siz farkında mısınız?" Diye ekledi.

"Sorun yok." Dedi YiÄŸit.

"Var belli ve nasıl bir sorun sizi bu hale getirebilir aklım almıyor." Dediğinde güldüm. Kafamın güzel olmasıyla birlikte gülüşüm biraz daha arttı. Masadaki Muratta dahil bize bakıyordu.

"Karıma göz dikmesi bizi bu hale getirebilir." Dedim.

"Ne?" Minel oldukça şaşırmıştı.

"Sende kalk siktir git şuradan." Dedim Yiğit'e bakarak. Yiğit oralı olmadı.

"Abi siz Minelle başka masaya geçin." Dedi Murat ortamı yumuşatmaya çalışırken. Yiğit kalkmadığına ona doğru eğildim.

"Ben sana bir daha karşıma çıkmıycaksın demedim mi?" Diye tısladım.

"Minel çağırdı." Dedi.

"Kim çağırdıysa çağırdı. Gözüme görünme. Şimdi siktirip gitmessen başımı belaya sokucaksın." Dedim. Minel ciddiyetimi anlamış gibi Yiğit'i kalkması için ikna etti. Onlar giderken kafamı arkaya yasladım ve elimdeki sigaramdan derin bir duman çektim.

Gözümün önüne Asel gelmişti, gülümsedim. Bembeyaz teni siyah saçları gülümsememi daha da arttırdı. Çocukça hareketleri bile çok yakışıyordu.

Yanımda hareketlik olduğunda bile gözümü açmadım. Eliyle yüzüme dokunduğunda gözümü açtım. Mineldi.

"Çok yakışıklısın." Dedi gülerek. Onunda kafası iyi değil gibiydi. Ya da ben öyle düşünüyordum.

"Odana götüreyim mi seni?" Diye sormuştu.

"Hayır eve geçeceğim." Dedim elini iterken. Hareketimi garipsemişti. "Bu halde araba kullanmazsın."

"Taksiye binerim. Karımla uyumak istiyorum." Dedim. Benden yana umudu olsun istemiyordum Minel'in. Dediğim şeye bozuldu. "Birliktede uyuyabiliriz"

"Şu an sadece ona ve kokusuna ihtiyacım var."

"Hem abinle hem seninle işi pişirmiş. Tek taraflı değilmiş." Dediğinde çenesini sıktım.

"Bir daha Asel hakkında ağzını açmayacaksın! Bir daha benim karımın adını o üç kuruşluk ağzına almayacaksın." Diye tısladım. Gözleri dolmuştu.

KURTULUŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin