Bölüm-30

8.7K 238 74
                                    

"Bazen beklemek lazım en güzeli için..."

"Ayaklarını omuz genişliğinde aç." Dediğini yapıp ayaklarımı omuz genişliğimde açtım.

"Böyle mi?" Kafamı çevirip Ömer'e sordum.

"Evet. Ağırlığını ayaklarına eşit dağıt ve ağırlık merkezin ayak tabanının orta ilerisinde parmaklara yakın olsun." Dediğini yaptığımda tekrar konuştu.

"Kabzayı sıkı tutmalısın. Yapacağın en ufak bir hatada silahın hakimiyetini kaybedebilirsin." Dedi. Ardından ekledi. "Namlu istikametini omuz, dirsek ve bilek kemiği ile aynı hat üzerinde olacak şekilde tutmalısın. Tabancayı bilek kemiği istikametinden sapacak şekilde tutarsan eğer, silah hakimiyeti zayıflar ve atış hattı yanlış teşkil eder."

"Hedefini vurmak için, göz-gez-arpacık ve hedef noktası oluştur nefesini tut ve vur." Kafamı salladım. Silahı doğrulttum. Hedefimi aldıktan sonra derin bir nefes alıp nefesimi tuttum. Hazır olduğumda hedefi vurdum. Bingo tam isabet.

"Bravo yenge." Karan ve Arda alkışladığında Ömer'e döndüm. "Nasıldı?"

"İlk denemeye göre çok iyi."

"Eee seninle evli sonuçta." Arda elindeki çayı içerken yorum yapıyordu.

"Tabikide, Ömer'e benziyor gittikçe."

"Hiç sorma." Arda ve Karan dedikodumuzu yapıyorlardı. Göz devirip tekrar Ömer'e döndüm. "Bana dövüş ve silah alma gibi hareketleride öğreticeksin değil mi?" Kafasını olumlu anlamda salladı. "Öğretirim." Gülümseyip Ardaların yanına ilerledim.

Çaydanlıktan Ömer ile kendime çay doldurup oturdum.

"Bir tane Ömer yetmezmiş gibi birde seni yetiştiriyor." Karan gülerek konuştuğunda ona göz devirdim. Dün yaptığını unutmamıştım. "İnşallah huyu benzemez." Bu sefer Arda konuşmuştu. Çayımdan bir yudum aldım. "Gençler biz çıkalım siz rahat rahat dedikodunuzu yapın." Ömer konuştuğunda Arda gülmüştü.

"Yok abi bizlik sorun yok. Senin yanında da yaparız." Karan onu onaylamıştı.

"Nasılda birbirinize benzediniz siz böyle." Söylenerek söylediğinde onları izliyordum.

"Normalde bu şerefsizi dövmem lazım ama dua etsin senin kardeşin." Karan söylemişti.

"Neden? Ben ne yaptım?" Arda şaşırmıştı.

"Beyza mevzusu." Arda sustu ve çayından bir yudum aldı. Beyza'nın adını duyunca otuz iki diş gülümsedi. "Gülüşe bak amına koyayım." Karan tekrar söylenmişti. Küfür ettiği için bana döndü. "Pardon Asel." Elimi umursamaz bir şekilde salladım.

"Aranızda ne var?" Karan sinirli bir şekilde sormuştu ya da kıskanmış bilemedim.

"Bir şey yok abi, arkadaşız."

"Hiç arkadaş gibi durmuyor."

"Eğer aramızda bir şey olursa ilk sana söyleriz Karan abi." Dedi kendinden emin bir şekilde. Karan çayından bir yudum aldı. Her ne kadar kıskansada Arda'ya güveniyordu.

"Adamlar beğenmiş." Dedi Ömer'e. Ömer Karan'a bakıp gülümsedi. "Neyi?" Diye sorduğumda Ardayla birbirimize baktık.

"Dün ki hediyelerimizi." Çantanın içindeki şeylerden bahsediyorlardı ama ne olduklarını söylemiyorlardı.

"Uyuşturucu?" Diye sorduğumda Ömerle göz göze geldik. "Uyuşturucu bizlik bir iş değil Asel." Dedi sakin bir sesle. "Çok merak ediyorsan eğer silah." Diye eklediğinde sessiz kaldım. Dün Arda söylediği için şaşırmamıştım.

KURTULUŞ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin